wiki

PARLAMENTER REJİM

P A R L AM E N TE R R E J İM ; Aim. Parlamentarisches
Staatssystem (n), Fr. Regime (m) parlementaire,
İng. Parliamentary system. Devlet başkanının
başkanlığındaki yürütme organı ile yasama
organı arasındaki kuvvetler ayrılığının yumuşak
olduğu, organlar arasındaki hukûkî münâsebetlerin
eşitlik (müsavat) ve denge (muvazene)ye
dayandığı bir temsilî rejim.
Her meclis parlamento demek olmadığı gibi,
her parlâmentolu hükümet, parlamenter hükümet
yâhut parlâmenter rejim demek değildir. Parlâmenter
rejim, parlâmentosu olan rejim demek değildir.
Her parlâmenter rejimin parlâmentosu vardır;
fakat her parlâmentosu bulunan rejim parlâmenter
rejim demek değildir. Eğer böyle demek olsaydı,
bugün demokratik memleketlerdeki hükümet
şekillerinin hepsine parlâmenter rejim denilmesi
gerekirdi; çünkü bunların hepsinin parlâmentosu
vardır.
Kitaplarda, parlâmenter hükümet, parlâmenterizm
tâbirleri kullanılır. Farklı ifâdelere rağmen
hepsi de aynı anlamı taşır.
Parlâmenter hükümet sistemi, devletin, şekline
bağlı değildir. Monarşilerde de, cumhûriyetlerde
de yaşayabilir. Fakat otoriter ve totaliter rejimlerle
bağdaşmaz. Parlâmenter hükümet sistemi,
İngiltere’de doğdu. Tıpkı kuvvetler ayrılığı prensibi
gibi parlâmenterizm de insan kafasından doğmuş
mücerret bir sistem olmayıp, târihî bir gelişmenin
muayyen bir devresindeki prensip ve unsurları
ihtivâ eylemektedir. Yâni önce tatbikatı
görülmüş, sonra kitaplarda formüle edilmiştir.
Parlâmenter rejimde kuvvetler ayrılığı gâyet
yumuşak, organların birbirleriyle münâsebetleri ve
faaliyet ortaklığı gâyet sıkıdır. Parlâmenter rejimde
hiçbir büyük devlet işi yoktur ki, parlâmento ile hükümetin
elele verip ortak çalışması sonucu olmasın.
Her iki organın da birbirlerinin faaliyet sahalarında
karşılıklı olarak hak ve yetkileri vardır. Meselâ kânunların
yapılmasında, teklifinde, müzakeresinde
hükümetle parlâmento ortak çalışırlar.
Parlâmenter hükümet sisteminde kuvvetler
arasında eşitlik ve denge prensibi olduğu için,
parlâmento gerektiğinde hükümeti düşürebilmekte,
hükümet de şartların gerçekleşmesi hâlinde
parlâmentoyu feshederek seçimlere gidebilmekte,
halkın reyine mürâcaat edilmektedir. Her iki kuvvet
arasındaki eşitlik ve denge prensibi sonucu
bir kuvvetin diğerini ezmesinin önüne geçilmek istenmiştir.
Parlâmenter rejimde, devlet başkanı aslında
yetkisiz olduğu için sorumsuzdur. Bu sorumsuzluk
siyâsî bakımdandır; yoksa devlet reisi de hukuk ve
cezâ kânunları önünde bir vatandaş olarak sorumludur.
Parlâmenter rejimde, devlet başkanı, devlet
işlerini tâyin ettiği başbakan ve onun seçeceği bakanlar
tarafından gördürür. Bakanlar kurulu aslında
devlet başkanma âit olan, fakat sorumsuz
olduğu için kullanamadığı yetkileri kullanır. Devlet
Başkanmın sorumsuzluğuna karşılık, başbakan
ve bakanlar parlâmentoya karşı sorumludur. Bu
sorumluluk münferit ve müşterek olmaktadır; yâni
hem her bakan kendi faaliyet sahasına giren işlerden
tek başına, hem de bütün bakanlarla başbakan
birlikte sorumlu olmaktadır. Bu bakımdan
parlâmenter rejimde şâyet hükümet tek bir partiye
mensup üyelerden kurulmuşsa o hükümet istikrarlı
olmakta; koalisyon şeklindeki hükümetlerse
istikrarlı olmamaktadır.
Kabine, parlâmenter sistemde devlet başkanı
ile parlâmento arasmda bir köprü, irtibat organı vazifesini
görür. Dolayısıyle hükümet parlâmentersistemin mihenk taşı durumundadır. Bu yüzden*
parlâmenter sisteme “Kabine Hükümeti” denilmektedir.
Başbakan parlamenter rejimde en önemli siyasî
şahsiyettir. Bunun içindir ki bu sistemde hükümetler
çoğu kere başbakanların adları ile çağırılırlar.
Erim Hükümeti, Ulusu Hükümeti, Özal Hükümeti
gibi. Fakat bu otorite başbakanın omuzlarında
taşıdığı ağır yükün bir icabıdır. Hülâsâ, kabinenin
durumu geniş ölçüde, başbakanın gayret ve
kâbiliyetine bağlıdır.
Parlâmenter rejimde parlâmentolar da bulunmak
zorundadır. Parlâmentonun iki meclisli veya
tek meclisli olması parlamenter hükümet sisteminin
varlığı için önemli değildir. İngiltere’de Avam
ve Lordlar Kamarası olmak üzere iki meclislidir.
Türkiye’de 1961 Anayasası iki meclisli bir parlâmenter
sistem getirdiği hâlde; 1982 anayasası tek
meclisli bir parlâmenter sistem öngörmüş ve cumhûriyet
senatosu kaldırılmıştır. Böylece frenleme
Vazifesi yerine engelleyici bir fonksiyon ifâde
eden cumhûriyet senatosu kaldırılarak isâbetli bir
davranışta bulunulmuştur.
Memleketimizde hâlen 1982 Anayasasının
öngördüğü parlâmenter sistem uygulanmaktadır.
Gerçekten 1982 Anayasası yasama organı ile yürütme
organı arasında bir “eşitlik ve denge” kurmak
istemiştir. Gerçi cumhurbaşkanlarına normal parlâmenter
rejimdeki statüsünden fazla bir yetki verilmiştir.
Fakat günümüzdeki parlâmenter rejimlerde
yürütme organının yasama organına nazaran
biraz daha fazla yetkilere sâhip olduğu görülmektedir.
Bu yetki artışı parlâmenter rejimin esâsını
bozmamaktadır. Bizdeki parlâmenter rejim
Fransa’daki yan başkanlık sistemiyle İngiltere’deki
parlâmenter rejimin arasında bir yer işgâl etmektedir.
Bu hâliyle daha çok Almanya’daki sisteme
benzemektedir. Buna “Neoparlâmenter” sistem,
yâni “Yeni Parlâmentarizm” denilmektedir. Artık
dünyânın hemen hiçbir yerinde eski parlâmenter
rejim görülmemektedir. Şimdiki parlâmenter rejimde
yürütme organı daha yetkilidir. Bu durumda
parlâmenter rejimin temel prensibi olan güçler
arasındaki “eşitlik ve denge” prensibi yürütme organı
lehine bozulmuştur. 1982 Anayasası da bu tip
bir parlâmenter sistemi kabul etmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir