BÂYEZfD KULESİ; İstanbul’daki yangınları
itfâiye teşkilâtına ve diğer ilgililere ânında haber
vermek için yapılan yüksek kule. İstanbul Üniversitesi,
merkez binâsının avlusundadır.
Bu kule, yapılmadan önce aynı vazifeyi Ağakapısı’nda
bulunan ahşap bir yangın kulesi görüyordu.
İtalyan mîmâr Egli’ye yaptırılan bu ahşap
yangın kulesi Süleymâniye’de şimdiki Fen
Fakültesi Botanik Enstitüsünün bulunduğu yerdeydi.
Süley mâniye Câmiinin minârelerinden daha
kısa olan ve dört köşe bir plân üzerine inşa edilen
bu yangın kulesinin üst katında bir tarassud
odası bulunmaktaydı. O zamânın tâbiriyle buraya
“köşk”; yangın tarassuduna memur olanlara da
“köşklü” denirdi. Ancak bu kule birçok defâ yanmış
ve yeniden yapılmıştır. 1782 senesindeki
yangından sonra yenisi inşâ edilmeyip, yangın gözetleme
işi Süleymâniye Câmiinin minârelerinden
yapılmıştır. Daha sonra Sultan İkinci Mahmûd
Han, Seraskerlik Dâiresine tahsis edilen Eski Sarayın büyük avlusunda bir yangın kulesi yapılmasını
emretti. Serasker Ağa Hüseyin Paşanın
bizzât ilgilendiği kulenin yapımı, 1828 târihinde
tamamlandı. Bu kule ahşaptan yapılmıştı. Sultan
İkinci Mahmûd’un yeni kurmuş olduğu Asâkir-i
Mansûre birliklerinden kule içine alman bir kısım
askerler tarafından çıkarılan ayaklanma sonucunda
bu yangın kulesi yakılmıştır. İkinci Mahmûd
bu kulenin yeniden taştan yapılmasını emretmiş,
böylece bugünkü kule inşâ edilmiştir. Fakat
o zaman bugünkü dört katın yerinde dört bir
yana çıkıntılı büyük bir köşk bulunuyordu ve bu
köşkün üstü sivri külahlı kurşun bir damla örtülüydü.
1849 yılında bu kısım üç kat hâlinde taştan
yapılmıştır. Kuledeki bayrak direği ise 1889
senesinde dikilmiştir. 1849 yılında vukû bulan
zelzelede hasara uğrayan kule, bir müddet kendi
hâline bırakıldı. Daha sonra tâmir edilerek yeniden
faâliyete geçti.
Yüksekliği 85 metredir. Kulede vazifeli memurlar
şehri dürbünle devamlı olarak gözetlemekte
ve bir yangın alâmeti görünce itfâiye teşkilâtına
haber vermektedirler. Eskiden yangın devâm
ettiği müddetçe kuleye işâret olmak üzere
gündüzleri sepet, geceleri fener asılmaktaydı. Sepetlerin
adedi ve fenerlerin renkleriyle yangının yeri
işâret edilirdi. Şehirde telefon tesisâtı yapılmadan
önce, yangını haber verme işi “köşklü” denilen
ve husûsî elbiseler giyen vazifeliler tarafından
yapılırdı. Geceleri bu vazifeye bekçiler de katılır
ve “Yangın var!” diye bağırarak mahalle halkına
duyururlardı.
BÂYEZİD KULESİ
28
Eki