wiki

DÜZEN

DÜZEN i. (düzmek’ten düz-en). Çeşitli , açılardan
(zaman, mekân, mantık, estetik, ahlâk
v.b.) birçok unsur arasında kurulan ulyumlu
bağlantı, düzgünlük: Yeni Mecmua’-
da göze çarpan bir düzen […] vardı (N.
j Ataç). Salonun düzeni. Düşüncelerin düzeni.
Aile düzeni. Geçim düzeni. || Evreni,
. toplumu veya hükümeti meydana getiren,
yöneten yasa ve kuralların tümü: Toplum
! düzeni. Eğitim düzeni. Kanun düzeni. ||
Mec. Hile, dolap: Yalanın, düzenin bini bir
para (O. V. Kanık). || Düzen aleyhtarı,
‘ işbaşındaki nesli kayırdığı kabul edilen dü-
1 zene karşı etkili bir hareketin zorunluluğunu
öne süren ve genellikle daha genç nei
silden olan kimseler.
i — çeş. dey. Diizen bağı, disiplin, jf Düzen
bozan, ölüm.- || Düzen vermek (düzene koyi
mak, sokmak), düzenlemek, derli toplu haı
le getirmek: Hiçbir şuurun düzen vermediği
bir hatırlama içinde karmakarışık yatıyor-
■ dum (A.H. Tanpınar). İlk işim dört ay* ev-
; vel buraya gelince o kısmı düzene koymak
i oldu (R.H. Karay). || Bozuk düzen. Bk.
i bozuk. |j Çeki düzen. Bk. çekİdüzen. || Kııî
rulu düzen, yerleşmiş, sınanmış düzen.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir