wiki

DERİCİLİK

DERİCİLİK; Aim. Ledergewerbe (n), Fr. Ativite
(industrie (f) de la cuir, İng. Leather manufacturing.
Derinin fiziksel ve kimyasal işlemlere tâbi tutulup
kullanılacak hâle getirilmesi.
Dericilik çok eski bir sanat dalıdır. Târihin
en eski çağlarından beri insanlar dericilikle uğraşmış,
üstünde durup geliştirerek ayakkabı, terlik,
elbise, yelken vesaire gibi türlü eşyâlar yapmışlardır.
Eski Türkler deriden sandıklar, hayvanlar
için seıjıerler yaparlardı. Ayrıca deri üstüne işlemeler
yaparak süs eşyası olarak kullanırlardı. En
güzel deri işleri; Türkler, Araplar, İspanyollar ve
Venedikliler tarafından yapılırdı. İspanyollar dericiliği
Araplardan öğrenmişlerdir. O sıralarda
Anadolu’nun hemen her köşesinde dericilik gelişmiş
haldeydi. İmparatorluk ordusunun koşum takımlarını
yapıyorlardı. Fransızlar dericiliğe başladıkları
zaman deri teknolojisini OsmanlIlardanaldılar. Memleketimizde modern deri sanayii İstanbul’da
İkinci Mahmud zamanında Beykoz deresinde
tabakhâne kurularak faaliyete geçmiştir.
Burada yapılan deriler ordunun ayakkabı ihtiyacını
karşılamak için askerî ayakkabı yapımında kullanılmaya
başlanılmıştır. Kurtuluş savaşı sırasında
ordunun ayakkabı ihtiyacının büyük bir kısmını
karşılamıştır. Daha sonra İstanbul’da Kazlıçeşme’de,
Ege bölgesinde ve Anadolu’nun bâzı şehirlerinde
özel ve modern deri fabrikaları açılmıştır.
Bu fabrikaların ürettiği deriler, kendi ihtiyâcımızı
karşıladığı gibi çeşitli yabancı ülkelere de
ihrâç edilerek memleketimize döviz getirmektedir.
Deri üretiminde büyükbaş ve küçükbaş hayvan
derilerinden istifâde edilir. Bunlar sığır, keçi, oğlak,
koyun ve kuzu derileridir.
Derinin kimyâsal yapısı: Deri kimyâsal olarak
% 55 karbon, % 6 – 8 hidrojen, % 19-25 oksijen, %
14-20 azot, % 0,5-1,5 kükürt, fosfor, demir, iyot
ve klordan meydana gelir.
Derinin biyolojik yapısı: % 65 su, % 32.5 protein,
% 2 yağ, % 0,5 mineral tuzlardan meydana gelir.
Ham derinin salamura yapılması: Salamura
ham deriyi mikroorganizmaların etkisinden, küflenme,
çürüme, kokuşmadan korumak için, yapılan
işlemdir.
Önemli salamura çeşitleri:
1. Kurutma yoluyla salamura: Asarak veya
gererek yavaş yavaş yapılır. Deri, suyunun % 55-
65’ini kaybeder. Bu usûl Türkiye’de kullanılmaz
(sıcak bölge usûlüdür).
2. Tuzlu salamura: Tuz (sodyum klorür) ile yapılan
salamuradır. Derinin yüzülen kısmı tuzlanır.
Ağırlık kaybı % 4-15 olur.
3. Piklaj yoluyla salamura: Bu salamura kıl giderme
işlemi görmüş koyun, sığır, keçi derilerine
uygulanır.
Derinin yapısı üç tabakadan meydana gelir.
1. Üst deri: Derinin % 1 kalınlığını teşkil eder
(Epidermis).2. Alt deri: Derinin % 14 kalınlığmdadır. Yüzme
kalıntılarını da üzerinde taşıdığından (yağ ve
et) kireşlik işlemi esnasında giderilir (Koryum).
3. Orta deri: Derinin % 85’ini teşkil eden ve değerlendirilen
kısımdır (Sübkitus).
Ham derilerin stoklanacağı ambarlar serin,
havadar, güneş görmeyecek şekilde olmalı, haşerelerin
üremesine engel olunmalıdır. Deriler yüksek
olmayan istifler hâlinde aralıklı olarak depo
edilir.
Ham deriden gelen hatâlar çok çeşitli olabilir:
1. Hayvanın yaşadığı ortamdan gelen izler.
2. Salamura hataları.
3. Kimyâsal madde etkileri (demir, bakır, şap,
mâvi naftalin lekeleri).
4. Kurutma hatâları.
5. Yüzme hatâları.
Ham derinin mâmul hâle getirilmesi için gerekli
genel operasyonlar:
1. Yumuşatma: Berrak, sertliği düşük bakterilerden
arınmış demir bileşikleri ihtivâ etmeyen
suyla yapılır. Amaç tuz, gübre, idrâr, kan, vs. gibi
kirlerin giderilmesi ve suda çözünebilen proteinlerin
uzaklaştırılmasıdır. Diğer önemli bir nokta
ise salamura süresinde derinin kaybettiği suyun
takrar kazandırılmasıdır (% 65’e çıkarılır).
Yumuşama süresi aşağı-yukarı 24-48 saat arasındadır.
2. Kireçlenme (Kalsiyum hidroksit)-Zırnıklama
(sodyum sülfür): Kireçlemenin gâyesi kıl
köklerini gevşetmek, derinin şişmesini sağlamaktır.
Tüylü (Kürk) deri yapılmak istendiğinde kireçlenme-
zırnıklama işlemi yapılmaz.
Kireçleme-zırnıklama işlemi bitmiş deri kavalata
makinasına gelir. Derinin yüzülen kısmı (alt
deri)nm et ve yağ tabakaları burada giderilir. Artıklara
“karnas”denir. Bunlardan yağ ve hayvan
yemi yapılabilir. Deriyi ısı, nem, mikroorganizteknik
karakter kazandırmak gâyesi ile yapılan operasyonların
tamamına “debâgât” işlemi veya “dabağlama”,
dabağlanan yere de “dabağhâne” denir.
Debâgât işlemi mâmul deri karekterine göre:
a) Metal debâgât,
b) Nebâtî debâgât olmak üzere ikiye ayrılır.
Metal debâgât: Krom , alüminyum, demir, vs.
gibi metallerin tuzları ile yapılabilir. Genellikle
krom debagatı yapılır. Kireçlik işlemi bitmiş deri
dolaplarda evvelâ sun’î gübre (amonyum sülfat) ve
enzim ilâvesiyle derinin bünyesindeki kireç ve
enzim yardımıyle istenmeyen proteinler deriden
uzaklaştırılır. Deride yumuşaklık artar ve belirgin
hâle gelir. Bundan sonraki işlem piklajdır. Deriyi
debâgât Ph’sına ayarlama işlemidir. (Deri metal
debâgâttan önce asidik duruma getirilir). Piklaj
işleminde deri asitten zarar görmemesi için
evvela sodyum klorür (tuz) verilir. Deri lifleri arasına
giren tuz deriyi aside karşı dayanıklı hâle getirir.
Genellikle asit olarak sülfirik asit kullanılır.
Bu ameliyeden sonra deriye krom oksit (krom
kompleksi) verilir. Krom, deriyi dış etkilerden korur.
Bundan sonra kromun deriye bağlanması için
dönen dolaba soda veya bikarbonat verilir. B öylece
kristaller büyür, krom liflerin arasından çıkamaz.
Deri dolaptan çıkarılarak istiflenir. Yapılacak deri
çeşidine göre tasnif edilir. Kalın deriler (sığır derisi)
yarma makinesinden geçtikten sonra tıraşlanır.
Kromlu deri, traş makinesinde istenilen inceliğe
getirilir. Deriler retenaj dolaplarına atılır. Retenajın
gâyesi: a) Deriye yumuşaklık kazandırmak,
b) Deriye homojenlik kazandırmaktır. Deri
sodyum bikarbonat ile zayıf alkali hâle getirilir.
Deriler yıkandıktan sonra istenirse 55°C’de çeşitli
renklerde anilin boya çeşitleriyle boyanır. Sonra
yine 55°C’de sıcak suyla yağlama işlemine geçilir.
Yağlar suda eriyen sülfone, sülfite veya sentetik
yağ çeşitleridir. Yağlamanın gâyesi deriyi
yumuşatmak ve su geçirgenliğini azaltmak içindir.
Sülfone yağ kullanılmasının sebebi yağı su ile beraber
tutmaktır.
Tanenleme: Çeşitli tanenler kullanılabilir Bunlar
sentetikfenol-formaldehid, reçine esaslı olduğu
gibi bitkilerden elde edilen tabiî tanen diye tâbir ettiğimiz
sumak, mimoza,valeks vs. olabilir.
Bu tanenler sayesinde deriye daha bir dayanıklılık
ve dolgunluk sağlanır. Deriler dolaptan çıkarılıp açkı
makinalarında açılarak şu şekillerde kurutulur: 1 )
Normal hava sıcaklığında asılarak, 2) Pestink cihazıyla
(derinin nemi sıkılarak giderilir), 3) Vakum (nem
emilir), 4) Gergef (deri gerilerek kurutulur).
Kurutulmuş deri su veya % 35 rutûbetli talaşla
tavlama işlemi yapılarak deriye rutûbet kazandırılır.
Daha sonra gergef makinasında gerilerek
düzgün bir hâle getirilir. Böylece deri boyama işlemine hazırlanmış olur. Derinin üst boyaması yapılırken,
evvela asidik boya ile otomatik tabanca
veya el tabancasıyla deriye püskürtme sûretiyle
astar boyası verilir. Bu püskürtmeden sonra organik
pigment ve bağlayıcılarla son boyası verilerek,
cilâsı atılır ve ütülenir. Ölçü makinasında ölçülerek,
alan hesabıyla piyasaya sürülür. Tüylü
(kürk) deriler âdet olarak piyasada satılır. İyi kalite
bir derinin cildi temiz olur. Hayvanın tabiî
cildi gözükür, göze herhangi bir hatâ gözükmez.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir