Sağlık Bilgisi

DERİ VE HASTALIKLARI

Bakımlı Tırnak

17.12. TIRNAKLAR:

Bakımlı Tırnak

Bakımlı Tırnak

T ırn ak lar p arm a k ların u cu n a yerleşm iş, elastik ve dayanıklı y ap ılard ır. D erinin epiderm is ta b ak a sı derm iş içine doğru b ir kıvrım y a p a r ve böylece tırn ak bu kıvrım ın o lu ştu rd u ğ u yuvanın içine sağlam b ir biçim de y erleşir. T ırnağı iki bölgeye ay ırab iliriz. B u n lard an ilki d ışa rd a n görülebilen “T ırnak gövdesi” İkincisi de epiderm is kıvrım ının o luşturduğu yuva içine yerleşm iş olan “T ırn ak kökü” d ü r. T ırnak gövdesinin tırn a k köküne yakın bölüm ünde yarım ay biçim inde b ir beyazlık b u lu n u r. Bu beyazlığa “ L u n u la” d en ir. T ırnağı çev reley en deri, tırn ak ü zerin e kısa b ir u zan tı gön d erir. H alk a ra sın d a “ T ırn ak e ti” o larak bilinen b u u zan tı epiderm isin stratu m korneum ta b a k a sı olup “ Eponikium ” adını alır. T ırn ak aslın d a epiderm isin stratu m korneum ta b ak a sın ın d a h a yoğunlaşm ış ve sertleşm iş b ir u zan tısıd ır. T ırn ak la r, tırn a k kökünden b ü y ü rler. T ırnak gövdesi h erh an g i b ir nedenle k opacak olu rsa, eğ er tırn a k kökü y erindeyse, o p arm a k ta yeniden tırn a k çık ar. T ırn ak lar h a fta d a o rtalam a 0.5 m m .Tik b ir hızla b ü y ü rler. Büyüm e yazın d ah a hızlıdır. U zun p arm a k ların tırn a k ları kısa p a rm a k lara o ran la ve el p arm ak ların ın tırn a k ları ay ak p arm a k ların ın tırn a k la rın a o ran la d ah a hızlı b ü y ü rler. B una göre en hızlı u zay an tırn ak eldeki o rta p a rm a ğ a ait olandır.
17.13. DERİ LEZYONLARI: D eri h astalık ları, d eri d o k u su n d a o lu ştu rd u k ları özel patolojik değişikliklerle kendilerini belli ed e rler. Bu patolojik değişiklikleri k ısaca gözden geçirdikten so n ra d eri h astalık ların ı inceleyeceğiz. D erinin elem en- te r lezyonlarını şöyle sıralay ab iliriz: 1) MAKÜL a) E ritem b )P u rp u ra c) D iskrom i 2) PAPÜL 3) VEZİKÜL 4) BÜL 5) PÜSTÜL 6) TÜBERKÜL 7) NODOZİTE 8) GOM 9) VEJETASYON 10) GANGREN
11) KERATOZ 12) SKUAM (PUL)) 13) SKLEROZ 14) ATROFİ 15) ÜLSERASYON 16) KRUT
17.14. MAKÜL: D eride h erh an g i b ir kabarıklık ya d a çöküntü yoktur, kıvam ı n o rm ald ir, yalnız d erin in o bölgesinde b ir ren k değişm esi v ard ır. Üç çeşit m akül v ard ır. B unlar eritem , p u rp u ra ve diskrom idir. E ritem d erm ad ak i kılcal d am arların genişleyip b u ra la ra fazlaca kan gelm esi sonucu o rtay a çıkan ve ü zerlerin e b astırılın ca b irk aç saniyede kaybolan kızarıklıklardır. E ritem in görüldüğü bazı d u ru m ları şöyle özetleyebiliriz. Kızam ık ve kızam ıkçık, d ö rd ü n cü h astalık , beşinci h astalık , kızıl, cıva ve arsen ik zehirlenm esi, sıcak ortam , erizipel, h eyecan. P u rp u ra kanın d erid e kan d am arların ın dışına sızm asıyla oluşan m or-kırm ızı ren k te ve ü zerine basıld ığ ın d a kaybolm ayan d eri lezyonlarıdır. P u rp u ra la ra d ah a fazla kan h astalık ların d a rastla n ır. İdiopatik trom bositopenik p u rp u ra ve çeşitli sekonder trom bositopenik p u rp u ra la r bun a örnek o lu ştu ru rlar. Skorbüt. d am ar sertliği, yüksek tansiyon, siroz, m üzm in nefrit, sıtm a, grip, difteri p u rp u ra y ap an öteki h astalık lard ır. D iskrom iler epiderm isin m elanin adlı boya m addesinin artm ası, azalm ası ya d a kaybolm ası sonucu oluşan derideki ren k değişiklikleridir. M elanin m iktarının artm asın a “H iperkrom i” (H iperpigm entasyon) d en ir. Bu bölgelerde deri ren g in d e koyulaşm a görülür. M elanin m iktarının azalm ası “ H ipokrom i” (H ipopigm entasyon) adını alır. “A krom i” (D epigm entasyon) denilen du ru m d a m elanin tüm üyle kaybolm uştur. Sözünü ettiğim iz bu son iki d u ru m d a d eri rengi açılır, bey azlaşır. H iperkrom i yer yer olabileceği gibi vücudun tüm yüzeyini tutm uş d a olabilir. Tüm vücudu tu ta n hiperkrom i olayına “M elanoderm i” d en ir ve şu h astalık lard a görülür: A ddison hastalığı, B ase- dow h astalığ ı, Cushing hastalığı, tüberküloz ve vücudun “vücut b iti” ile bitlenm esi. D eriyi bölgesel o larak tu ta n h ip erkorm ilere şu ö rn ek leri verebiliriz: K loasm a (gebelik m askesi), in cir d erm atiti, skleroderm a, b en ler, sıtm a ilaçları, tetrasik lin g rubu antibiyotikler ve an tip irin gibi ilaçlar kullanıldığında oluşan hiperkrom iler. Vitiligo, le p ra (cüzzam ), frenginin ikinci devri ve kvaşiorkor gibi d u ru m lard a d erid e yer y er b ey azlaşm alar, yani hipokrom i alan la rı gö rü lü r. A lbinizm denilen doğum sal ve k alıtsal b ir h astalık ta d eri, saç ve gözlerde m elanin bulunm adığı için d eri renginin ve sa çla rın ın d o ğ u ştan beyaz olduğu görülür. M elaninin bulunm ayışı, tirozin m etabolizm asındaki doğum sal ve kalıtım la geçen b ir bozukluğa bağlıdır.
17.15. PAPÜL: P apül en fazla 5 mm. ça p ın d a olan ve iyileştiklerinde d eride nedbe izi b ırak m ay an d eri k ab a rtıla rıd ır. Siğil, ü rtik er, sifilis papüloza

 Der ide sifilise bağlı papüller        Bül

Der ide sifilise bağlı papüller                                                                               Bül

gibi d u ru m la rd a d eri yüzeyinde p ap ü ller b u lunur.
17.16. VEZİKÜL: V eziküller en fazla 1 cm çap ın d a içleri seru m kıvam ında b ir sıvıyla dolu olan epiderm is k ab arcık larıd ır. V eziküller b irk aç günde sö n erler ve y erlerin d e iz b ırak m azlar. Egzem a, uyuz, zona, dizhidroz, şarb o n gibi h astalık lard a veziküller b u lunur.
17.17. BÜL: B üller küçük b ir yum urta büyüklüğün- de olabilen dev veziküllerdir. X ışın lan , güneş yanığı, rad y o ak tif m addeler, donm a, deriye gelen d arb e le r, iyot, penisilin, streptom isin, sülfam id, novokain, klorprom azin gibi ilaçlar, incir ve çay ır d erm atiti, b ü ller e n ed en olabilirler.
17.18. PÜSTÜL: P üstül, içi c e ra h a tla dolu ve genellikle toplu iğne b aşı büyüklüğünde olan k a b a rtıla rd ır. P üstüller yalnız epiderm iste y erleşmiş olabilecekleri gibi derm iş ve kıl folikülleri içine de yerleşm iş olabilirler. Y alnız epiderm isi tutm uş p ü stü ller iz b ırak m ad an iyileşirler. Ö tekileri iz b ırak ırla r. Püstüllü deri h astalık ların a “P iyoderm it” denir. P iyoderm itleri stafilokoksik piyoderm itler, strep – tokoksik piyoderm itler olarak iki an a g ru b a ayırabiliriz. Sivilceler, hidrozadenitis (köpek m em esi), an trak s, im petigo, gibi durum lar stafilo- koklarm n ed en olduğu p ü stü llerle özelleşirler. St- reptokoksik p ü stü ller erizipel,lenfanjit, intertrigo
gibi deri h astalık ların d a görülürler.
17.19. TÜBERKÜL: T überküller epiderm is ve derm işi tu ta n ve yavaş am a sürekli o larak bu d okuları yıkan ve iyileştikleri zam an n edbe dokusuyla iz b ırak a n d eri lezyonlarıdır. T überküloz, le p ra (cüzam), sifilis (frengi) ve sarkoidoz tüberküllü h astalık lard ır.
17.20. NODOZİTE: N odoziteler h ipoderm aya (derialtı dokusu) yerleşm iş ve iyileştiklerinde nedbe izi b ırak m ay an lezyonlardır. 1 cm . çap ın d a o lan lara nodül, d ah a büyük o lan lara d a nodozite d en ir. E ritem a nodozum , p e ria rte ritis nodüllü h astalık lard ır.
17.21. GOM: G om lar, yum uşam aya ve ü lserleş- m eye b aşlay ıp d eri yüzeyine açılm aya yönelen hipoderm ik nodozitlerdir. İyileşirlerse de y erlerin d e nedbe izi kalır. G om lar oluşum dönem i yum uşam a dönem i, ülserleşm e dönem i ve iyileşm e dönem i olm ak üzere dört dönem g eçirirler. Sifilis, lep ra, tüberküloz ve bazı m a n tar h astalık ları gom larla sey red erler. v
17.22. VEJETASYON: V ejetasyonlar, d erid en k a rn a b a h a r biçim inde k ab arm ış yum uşak ya d a se rt olabilen genellikle sızıntılı ve c e ra h a tli b ir deri lezyonudur. V ejetan piyoderm it, blastom ikoz çibi d u ru m lard a görülebilir.

17.23. GANGREN: G angren derin in b ir bölüm ün ü n canlılığını yitirm esiyle o rtay a çıkan lezyonu- d u r. İyileşm e an cak nedbe dokusuyla olasıdır. Reyno sendrom u, trom bo anjitis ob literan s, elektrik çarpm ası, X ışını, donm a, kuvvetli asit ve b azla r, insülin iğneleri, sifilis, şarbon, zona gibi çeşitli bulaşıcı h astalık lar g an g ren e neden olabilirler.
17.24. KERATOZ: E piderm isin stratu m korneum ta b a k a sı h ü crelerin in say ıca a rtm ala rı, yani h ip erp lazi gösterm eleri sonucu o rtay a çıkan d eri lezyonlarına k erato z denir. P soriazis, ihtioizis vulgaris ve öteki bazı h astalık la rd a k era to zla ra ra stla n ır.
17.25. SKUAM: Bilindiği gibi stratu m korneum tab ak asın ı o lu ştu ran h ü cre ler k eratin denilen b ir p ro tein le d o lu d u rlar ve h ü cre çekirdeklerini k ay b etm işlerd ir. P arak erato z denilen b ir durum d a stratu m korneum tab ak asın d ak i h ü creler k eratin le dolm azlar ve çekirdeklerini kaybetm ezler. Bu h astalık lı b ir d u ru m d u r. P arak erato z sonucu d erid e oluşan lezyonlara skuam denir. S kuam lar d eri yüzeyinden pul-kepek biçim inde a y rılırlar. P soriazis, egzem a, lösem i, H odgkin hastalığı ye öteki bazı h astalık lar sk u am lara n ed en o lu rlar.
17.26. SKLEROZ: D erm a ve d erialtı dokusunun Îıiperplazisi sonucu derin in sertleşm esi, altındaki d o k u lara yapışm ası ve k ah v eren g i-sarı b ir renk alm ası d u ru m u d u r. Skleroz olaylarının çoğunda ep id erm iste b ir atrofi de görülür. Skleroza hedef olm uş d eri dokusu, d erialtın d ak i d o k u lara yapışık olduğu için norm al biçim de h er yöne doğru k ay d ırılam az. S kleroderm a h astalığ ı skleroza en iyi ö rn ek tir.
17.27. ATROFİ: D erideki bağdokusu öğelerinin hacim ve sayı bakım ından azalm aları olayıdır. Bu d u ru m d a d eri incelm iş, norm al elastik özelliğini k aybetm iştir. T ürberküloz, le p ra , sifilis ve diğer bazı h astalık la rd a d eri atro fisi görülür.
17.28. ÜLSERASYON: Ü lserasy o n lar d eri ve m ukoza yüzeyinden doku kaybı sonucu o rtay a çık an lezyonlardır. İyileşm eleri an cak nedbe dokusuyla olur. L epra, tüberküloz, sifilis, piyo- d erm a gangrenozum gibi h astalık lard a ü lserlere ra stla n ır.
17.29.KRUT: Pıhtılaşm ış kan, c e ra h a t ve serum kıvam ındaki sıvı karışım ın d an oluşan birik in tilerdir. Egzem a, im petigo ve diğer bazı h astalık lard a görülürler.
17.30. LEPRA (CÜZAM), (HANSEN HASTALIĞI): L ep ra (cüzam ) hastalığı, “M ikobakterium le p ra ” b asilin in n ed en olduğu kronik (müzmin) am a ted av i edilebilen ve bu laşm ası çok zor olan b ir h astalık tır. İÖ 500 yıllarının Y unan y azıtların d a, cüzam h astalığ ın d an söz edildiği görülm üştür. S anıldığının tersin e, le p ra yeryüzünde ve ülke
m izde oldukça yaygın olan b ir h astalık tır. D ünyada yaklaşık 20 m ilyon cüzam h astası v ard ır. Ülkem izde bu konuda kesin b ir sayı verilem iyor. Ülkem izde kayıtlı cüzam h astası yaklaşık 4000’dir. A m a bu sayı lep ran ın T ürkiye’deki durum unu aşırı b ir iyim serlikle y an sıtm ak tadır. Ne yazık ki gerçek sayı b u n u n çok ü zerin d ed ir ve tanılanm am ış cüzam h a s ta la rı tedavi görm eden h astalık larıy la birlikte y aşam ak ta d ırla r. T ürkiye’deki üç cüzam h astan esin in toplam y atak sayısı 350’dir. Elazığ Cüzam H astan esi 265 y atak la, A n k ara Tıp Fakültesi L epra E nstitüsü 35 y atak la ve İstanbul Cüzam S avaş D erneği, İstanbul Tıp Fakültesi, Sağlık ve Sosyal Y ardım Bakanlığı, İstan b u l Tıp F akültesi L epra E nstitüsü ve İstan bul Cüzam la S avaş D erneği’nin o rtak protokolle yü rüttüğü Bakırköy Cüzam Pavyonu 50 y atak la T ürkiye’de cüzam la sav aşı sü rd ü rm ek ted irler. T ürkiye’de en çok Doğu ve G üneydoğu B ölgeleri’nde bu h astalığ a rastlan ır. B ulaşm a: L epra çok zor ve çok az bulaşıcı olan b ir h astalık tır. Bu konuda b ir ölçüt verm ek gerek irse, şu n ları söyleyebiliriz: L epra tüb erk ü lo zd an bile d ah a az bu laşıcıd ır. Cüzam lı h a sta la rla yakın ilişkide b u lu n an doktor ve öteki sağlık görevlilerin e bu h astalığ ın bulaştığı konusunda tek b ir vaka bile bildirilm em iştir. B ulaşm a d a h a çok deri ve ü st solunum yolları m ukozası (en sık b u ru n m ukozası) yoluyla olm aktadır. Aile b ireyleri a ra sın d a b u laşm a, d ah a çok ra stla n a n bulaşm a biçim leridir. B ulaşm a olduktan so n ra h astalığ ın kendisini belli etm esi 3-5 yıl gibi uzunca b ir süreyi g erek tirir. Bu uzun belirtisiz dönem e “L atent p eriy o d ” ya d a “İnkübasyon dönem i” denir. L epranın ileride değineceğim iz dört tipinden, b ulaştırıcılığı ep yüksek olan “L eprom atöz le p ra ” tipidir. B irbaşka le p ra tipi olan “T überküloid le p ra ”m n b u laştırı- cılığı çok düşü k tü r. M ikobakterium L epra Basili: L epra b asili 1873 yılında H ansen adlı bilim adam ı ta ra fın d a n b u lunm uştur. Bu nedenle cüzam hastalığı bu bilim adam ının adıyla da an ılm ak tad ır. L epra basili, tüberküloz b asiline çok b en zer ve onun gibi küçük çom aklar biçim indedir. L eprom atöz le p ra tipindeki lezyon- la rd a çok sayıda b asile ra stla n ır. B asiller b ir a ra y a gelip küm eler o lu ştu rm u şlard ır. L epra b asili çok y av aş çoğalır. L eprom atöz h astaların h astalan m ış d okularınd an , öldürülm üş m ikobakterium le p ra b asillerin i içeren süsp an siy o n lar (katı b ir m addenin parça-* cıklarm ın b ir sıvı ya d a yine katı b ir m adde içinde onun p arç acık larıy la erim eksizin karışm ası) h azırlan ır. Bu sü sp an siy o n lara “L eprom in” denir. L eprom in h a sta la rın d erialtın a zerkedilerek, d erid e o rtay a çıkan çok tepkilere göre le p ra tipinin o rtay a konm asında y ara rla n ılır. L epranın klinik-patolojik tipleri ve h astalığın oluşum m ekanizm ası: Cüzam hastalığının “L eprom atöz le p ra ” ve “T überküloid le p ra ” olm ak ü zere iki a n a biçim i v ard ır. Bu iki tipin dışında b u n la ra uym ayan “B orderlayn le p ra ” ve “ İnde- term ine le p ra ” olm ak üzere iki cüzam tipi d ah a

S ol üst ve sağ alt: Günüm üzde lepra hastalarına yakın ilgi ve bakım gösterilmekte ve onlarla dostluklar kurulabilinmektedir. Sağ üst: İstanbuldaki Cüzzam Hastanesinden bir bölüm. Sağ alt: Dünyanın birçok yöresinde olduğu gibi, lepra hastaları ülkemizde de toplum dışı bırakılırdı. Bugün İstanbuldaki Cüzzam Hastanesinin deposu olarak kullanılan bu hücreye bir zamanlar hastalar kapatılırdı.

S ol üst ve sağ alt: Günüm üzde lepra hastalarına yakın ilgi ve bakım gösterilmekte ve onlarla dostluklar kurulabilinmektedir. Sağ üst: İstanbuldaki Cüzzam Hastanesinden bir bölüm. Sağ alt: Dünyanın birçok yöresinde olduğu gibi, lepra hastaları ülkemizde de toplum dışı bırakılırdı. Bugün İstanbuldaki Cüzzam Hastanesinin deposu olarak kullanılan bu hücreye bir zamanlar hastalar kapatılırdı.

(H iperpigm ente) a la n la r görülür. Bu alan la rın d u y u ların d a bozulm alar ya d a k ay ıp lar olabilir. D uyu k u su rların ın nedeni, bu bölgedeki sinir liflerinin h astalığ a bağlı o larak zedelenm eleridir. D okularda ve özellikle d eri dokusunda cüzam a özgü b ir dokusal değişiklik o rtay a çıkm az, am a doku içinde m ikobakterium le p ra b asilleri görülü rse teşh is kolayca konulabilir. T überküloid L epra: T überküloid le p ra d a d erid e sın ırla n belirli depigm ente ya d a hafifçe kızarık ve k e n a rla rı hafifçe k ab arık m akûller görülür. Bu d eri lezyonları az say ıd ad ırlar, sim etrik yayılış g österm ezler. T überküloid lep ran ın asıl özelliği h astalığ ın sin ir liflerini ileri d ereced e etkilem esidir. D eri lezy onuna doğru gelen sinir lifleri,
h astalığ a bağlı o larak dokusal değişikliklere uğram ış, kalınlaşm ış ve işlevlerini y itirm işlerdir. B unun sonucu o larak b u sin irlerin sorum lu olduğu bölgelerde duygu k u su rları o rtay a çık ar. K alın laşan sinir lifleri d ışa rd a n gözle g örülebilirler. L eprom atöz L epra: L eprom atöz le p ra d a d erid e m akül, nodül ve p ap ü ller görülür. M akûllerin o rtası k ab arık tır. K aşlard a dökülm e görülür. D aha geç dönem lerde yüz derisin in kalın laşm ası ve kıvrım larının artm ası sonucu h a s ta d a cüzam için oldukça özgün olan “ aslaıi yüzü” görünüm ü o rtay a çık ar. Özellikle b u ru n b o şlu k ların d a gelişen dokusal değişiklikler sonucu b u ru n tıkanm ası ve b u n u n sonucu o lay lard a dokusaldeğişiklikler el ve ayak p arm ak ların ın , b u ru n ve kulak u çların ın eriyip kaybolm uş gibi görülm esine ned en o lu rlar. L eprom atöz le p ra d a d a sinir liflerinde h astalığ a özgü dokusal değişiklikler görülür. Ö nem senm em iş v ak a la rd a gözlerin tutulm asıyla körlük ve testislerin tutulm asıyla d a kısırlık (stérilité) gelişebilir. B o rd erlay n L ep ra: L epranın b u tipi, tüberküloidle leprom atöz le p ra a ra sın d a yer alan ve h er ikisine ait b azı özellikler taşıy an b ir le p ra tipidir .B aşlıca iki çeşittir. B orderlayn tüberküloid lep ra: Bu tipte deri lezyonları tüberküloid lep ray a b en zerler. Sayıları çoktur. M itsuda tepkisi h er zam an, hafif de olsa görülür. B orderlayn L eprom atöz L epra: Bu tipte d eri lezyonları leprom atöz lep rad ak ilere benzer ve çok say ıd ad ırlar.M itsu d a tepkisi alınm az.
17.31. LEPRANIN (CÜZAM HASTALIĞININ) TEDAVİSİ: Cüzam hastalığı halk ara sın d a yaygın olan d üşüncenin aksine “TEDAVİ EDİLEBİLEN” b ir h astalık tır. Cüzam la sav aşan k uruluşların, doktorların, sağlık görevlilerinin ve h astaların en büyük düşm anı cüzam a neden olan m ikobakteri- um lep ra b asili değil, toplum içinde a sırla rc a d erin lere kök sarm ış acım asız ve yanlış ön y arg ılard ır. Cüzam h astalığının tedavisinde “ Sülfon g ru b u ” ilaçlar b aşarıy la kullanılm aktadır. B unlar içinde “D apson” en çok kullanılanıdır .Tiam bütozin, K lofazim in, R ifam pisin cüzam tedavisinde vakasın a göre kullanılan öteki ilaçlard ır.
17.32. DERİNİN M ANTAR HASTALIKLARI: Çeşitli m a n ta rla r deriyi ve onun çeşitli eklerini tutup bazı h astalık tab lo ları y a ra tırla r. V ücuttaki m an tar h astalık ların ı genel olarak tanım lam ak için kullanılan terim “M ikoz” dur. Bu bölüm de m an tar h astalık ların d an söz edeceğiz.
17.33. TRİKOFİTİ: Trikofiti halk ara sın d a saçkı- ran -k u ru kel olarak bilinir. Erkek ço cu k lard a d ah a sık olm ak üzere, okul çağı çocuklarında görülen bulaşıcı b ir m an tar hastalığıdır. G enellikle erginlik çağ ın d an so n ra nedbe izi (sikatris) bırakm aksızın kendiliğinden iyileşir. H astalık nedeniyle y er yer dökülen saçların iyileşm eyle yeniden çıktığı görülür. Bu h astalığ a ned en olan m an tar tü rü n e “Trikofi- to n ” d en ir. T rikofitonlar kıl folikülünün ağzından g irerek saç gövdesine, d ah a so n ra da saçın içine y erle şirler . Böylece saçın rengi değişir, gevrekleşir. D aha so n ra saçlı deride yer yer küçük yuvarlak-oval p lak lar oluşur. Bu plak bölgelerindeki sa çla r, y u k arıd a değindiğim iz gibi renklerini değiştirm işler, gevrekleşm işlerdir. K olayca dökülerek yer yer y am alar biçim inde, çoğu geçici kelliklere neden olurlar. Trikofiti v ak aların ın tedavisi “G riseofulvin” adlı ilaçla y ap ılm ak tad ır. Bu hastalığı geçirm ekte olan çocuklar, kesinlikle okula gönderilm em elidir. Ç ocuğun b aşı örtülm eli ve kullandığı şapka, ta ra k , fırça, havlu, yastık kılıfları, kaşkol,
ıVfikrosporide dökülmüş saçlar.
başö rtü sü ve saçıyla tem as eden öteki b ü tü n eşy alar dezenfekte edilm elidir. Okul ve oyun ark a d aşla rı, k ard eşleri ve eğer v a rsa evdeki kedi ve köpek bu hastalık yönünden araştırılm alıd ır. B ulaştırm ayı önlem ek am acıyla çocuğun y aşıtlarıyla ve ev h ayvanlarıyla oynam ası b ir sü re önlenm elidir.
17.34. MİKROSPORİ : G enel özellikleriyle triko- fitiye benzeyen b ir m an tar h astalığ ıd ır. Bu d a halk a ra sın d a saçk ıran o larak bilinir. Saçlı d erid e oluşturduğu p lak lar trikofitidekilere b en zer. A m a b u n ların sayısının d ah a az, h er b ir plağın çap ı d ah a büyüktür. M ikrosporianm ned en olduğu y am alar biçim indeki alopesiler (saç dökülm eleri), nedbeleşm em iş b ir zem in üzerinde olduklarından iyileşirler ve bu bölgelerde yeniden saç çıkar. T edavi ve koruyucu önlem ler, trikofitide olduğu gibidir.
17.35. FAVUS: H alk a ra sın d a “K el” adıyla bilinen bu h astalığ a “T rikofiton şönlayn” adlı m an tar neden olm aktadır. Trikofiton şönlayn önce kıl folikülünün ağzına y erleşir ve b u rad a küçük, o rtası çukur p arazitin m içelyum un yaptığı bir lezyon oluşur. D aha so n ra m an tar, s a çın içine girer ve sa ça soluk-kül rengi b ir görünüm verir. Bu sa çla r kolayca k o p a rta b ilirle r. M an tar d ah a so n ra epiderm isin d erin bölgelerine işleyerek, deriyi atrofik bir durum a sokar. A trofi- ye u ğ ray an bu deri bölgelerinde zam an la n edbe dokusu gelişir. T edavi görm eyip, nedbe dokusu gelişecek k ad ar uzam ış o lay lard a nedbe dokusu gelişen alopesi alan ların d a artık saç çıkm az. G riseofulvin, favus hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçtır. Ö nleyici ve öteki önlem ler trikofitide olduğu gibidir.
17.36. KERİON SELSİ: M ikrosporium ve trikofi- to n larm neden olduğu saçk ıran ın d ah a d erin ve iltihaplı biçim i olarak kabul edilen b ir m a n tar h astalığıdır. B u rad a m a n tarla r kıl foliküllerinin • derinliklerine inm işler ve onların iltih ap lan m aların a neden olm uşlardır (Folikülüt). Bu bölgeler iltihapla p lak lar biçim inde görülür ve ü zerlerin deki sa ç la r ‘ kolayca köklerinden koparılabilir. Lezyon, k en arların d an sık ıştırılırsa, c e ra h a tak ar. Y eterli bir tedavi, iyileşm eyi sağ lar.
17.37. SİKOZİS PARAZİTERİA: Trikofiton ve m ikrosporium m an tarlarıy la erk ek lerd e sak al bölgesinde gelişen, kerion selsi tipinde ce rah atli lezyonlardır. M a n tar ilaçlarıy la ted av i edilir.
17.38. PİTRİAZİS VERSİKOLOR: M alasia fu rfu r adlı m a n tarın n ed en olduğu b ir m an tar h astalığ ıd ır. Özellikle gövdede sütlü kahverengi, yaygın ve kaşm tısız lekeler görülür. Bu lekeler kazıld ık ların d a d eri ad e ta yonga gibi pullanır. B una “ yonga a ra z ı”* (signe de copeau) denir. H astalık ilk b ah ar ve yaz ay ların d a yeniden o rtay a çık ar. Z ararsız b ir h astalık tır. T edavisinde çeşitli ila ç la rd a n y ararlan ılm ak tad ır.
17.39. HERPES SİRSİNE (DERİ TRİKOFİSİSİ): H alk a ra sın d a “T em riye” adıyla tan ın an , trikofiton m a n tarla rın ın n ed en olduğu b ir m an tar h astalığ ıd ır. S açkıranlı ço cu k lard a ve b u çocukla rın aile üyelerinin saçsız d eri bölgelerinde, o rtası soluk k e n a rla rı kızarık p lak lar biçim inde kendini g ö steren b ir h astalık tır. Bu lezyonlar d a h a çok kol b acak , boyun gibi vücudun açık bölgelerine y erleşirler. M a n tar ilaçlarıy la kolayca ted av i edilirler.
17.40. İNGUİNALEPİDERM OFİSİ:Kasık (inguinal) bölgesini tu ta n b ir m a n tar h astalığ ıd ır. K ızarık, kaşıntılı d eri lezyonlarıyla sey red en bu hastalık, erk ek lerd e d a h a sık görülür. Bu bölgedeki te r b ezlerin in salg ıların ın alkali özellikte olm ası, sü rtü n m en in ve nem liliğin fazla oluşu, hastalığın oluşum unu k o lay laştıran b ir o rtam dır. G enellikle ilk b ah ar ve yaz ay ların d a d ah a sık görülür. T edavide çeşitli m a n tar ila çların d an y a ra rla n ılm ak tad ır. A yrıca b u bölgenin h er zam an tem iz ve ku ru tutulm ası, antiseptik p u d ra la rın uygulanm ası, kilotlarm n ed en olduğu sü rtü n m en in uygun b ir kilot seçilm esiyle önlenm esi h astalığ ın iyileşm esine ve yinelenm esine katkısı olan önlem lerdir..
17.41. EPİDERMOFİTİ PALM O-PLANTARİS: E piderm ofiton m an tarların ın ayak ve ellerde o lu ştu rd u k ları b ir deri , h astalığ ıd ır. Ö zellikle erk ek lerd e ve ilk b ah arla so n b ah ar ay ların d a
Ayak parmaklarında gelişmiş olan epidermofitia palmo-plantaris vakası.
Kadının dış üreme organlarına ve çevresine yerleşmiş bir kandidiazis,
d ah a sık görülen b ir h astalık tır. İlk b elirtiler ayak p arm ak ların ın a ra sın d a görülen sızıntılı ve kaşıntılı m um laşm ış lezyonlar ya d a ayak ta b an ın d a h ip erk erato zik ,k u ru , ince ve soyulabi- len lezyonlardır. D aha so n ra avuç içlerinde ve p arm ak ların y an yüzlerinde veziküller görülür. Çeşitli m an tar ilaçları, potasyum p erm an g an at ban y o ları tedavide b aşarılı sonuç verir. îlaç te d a visinin yanı sıra ra h a t ay ak k ab ıların giyilm esi, naylon ço ra p lard an kaçınılm ası, el ve ay ak ların kuru, tem iz tutulm ası ve antiseptik p u d ra la rla p u d ralan m ası tedaviye yardım cı ve yeniden o rta ya çıkm alarını önleyici önlem lerdir.
17.42. KANDİDİAZİS (M ONİLİAZİS): K andidiazis “K andida alb ik an s” denilen m a n tar ta ra fın d a n genellikle d eri ve m ukozalarda oluşan ve çok seyrek o larak d a iç o rg an ları tu ta n b ir m a n tar h astalığ ıd ır. K andida albikans m an tarı doğada ve in san d a yaygın o larak b u lu n u r. İn san organizm asının diren cin in kırıldığı d u ru m lard a ya d a uygun b ir ortam oluştuğunda, bu m a n ta rla r hızla ço ğ alırlar ve h astalan d ırıcı b ir özellik k azan ırlar. A ntibiyotiklerin ve kortizonlu ilaçların bilgisizce fazla m ik tard a kullanılm ası, im m ün sistem h astalık ları, bazı k an serler, şeker hastalığı, ham ilelik ve birçok ağır hastalığın seyri sırasın d a v ü cu tta norm al olarak b u lu n an ya d a d ışa rd a n alm an kandida albikans m an tarları, m oniliazis o laylarına neden olurlar. Bu nedenlerin yanı sıra sürtünm enin çok olduğu nem li bölgeler, kan d id a m an tarların ın çoğalabilm eleri için uygun o rtam lard ır. K asıklar, k ab a etler a ra sı (G lutealar arası), k ad ın lard a m em e altı ve p arm ak a ra la rı bu tü r bölgelerdir. Ağız içinde görülen m oniliazis beyaz renkli,bazen ağrılı lezyonlar oluşturur. Kasık, m em e altı ve k ab a etler arasın d ak i m oniliazis, bu bölgelerde k ızarıklıklara ve k aşın tılara neden olur. P arm ak a ra la rın d a görülen kandidiazis olayları d ah a çok el ya d a ay ak ları sürekli su içinde olan kişilerde görülür. K andida tedavisinin en gözde ilacı ‘’N ista tin ”dir. B unun yanı sıra “M etilen m avisi” , “ Jansian m o ru ” da kullanılabilir.
17.43. PARAZİTER DERİ HASTALIKLARI: Bu bölüm de bitlenm eler, uyuz, şark çıbanı ve deri m iyazisi incelenecektir.
17.44. BİTLENME (PEDİKÜLOZİS): Bitlenm e olayları genellikle kış m evsim inde, çok sayıda in san ın yıkanm a ve elbiselerini değiştirm e olanağım b u lam ad an göç, sav aş ve doğal afetler gibi zorlayıcı n ed en lerd en b ir a ra d a yaşam ak zorunda kaldıkları dönem lerde çok a rta r. B unun yanı sıra halkın fakir olduğu bölgelerde de bitlenm e v ak aların a sık ra stla n ır. B itler v ü cu t biti kasık biti ve b aş biti olm ak üzere üç çeşittir. Bitlenm e olayı b a şta , v ü cu tta ve k asık ta olm ak ü zere üç ayrı bölgede görülür. Bit in san kanıyla beslen ir ve y u m u rtaların ı ya sa çla rın ü zerin e ya d a elbiselerin dikiş a ra la rın a b ırak ır. B itler tifo ve tifüs gibi h astalık ların sorum lusu olan m ikropları d a taşıy ab ilirler. Baş bitlenm esi: Pedikülozis kapitis denilen b u bitlenm e tipinde b aş bitleri d ah a çok şak ak lar, kulak a rk a la rı ve ense bölgelerindeki saçlı deriye y erleşirler.B itler saçların a ra sın d a d o laşırlar ve y u m u rtaların ı saç telleri üzerine y ap ıştırırlar. H alk ara sın d a sirke o larak bilinen bu bit y u m u rtaları, saç telinin b ir k en arın a b ir su dam lası gibi yapışm ışlardır. O nları saç ü zerin d en parm ak la ayırm ak olanaksız gibidir. S irkeler genellikle kepekle k arıştırılır. S irkeler sa ç a sıkıca tutunm uş su dam lası görün ü m ü n d ed irler ve sa çta n u z a k la ştırılm a z la r. O ysa kepekler biçim sîzd irler ve sa ç teline hafifçe vuru ld u ğ u n d a o n d an ay rılırlar, y ere d ü şe rle r. B itlenen b a ş özellikle g eceleri çok kaşm ir. V ücudun bitlenm esi: Pedikülozis korporis denilen b u bitlenm e tip in d en vücut b itleri soru m lu d u r .Bit elb iselerin dikiş y erlerin d e y a ş a r ve yalnız acıktığında k an em m ek için d eriye geçer. G enellikle bel, kü rek kem ikleri a ra s ı ve ense bölgesinde uzun çizgiler biçim in d ş kaşıntılı, h ip erp ig m en te, p ap ü llü p ü stü llü lezyonlar görülü r. K asık bitlenm esi: Pedikülozis pubis denilen bu b itlenm e tü rü n d en kasık biti so rum ludur. B itler ön ay ak larıy la kıl folikülüne tutunm uş, b aşların ı folikülün içine sokm uşlardır. G erektiğinde b u ra d a n k an em erler. K asık b itleri kıllı kişilerde göbek düzeyine dek yükselebilirler. Bu b itler kirpik ve k a şla rı d a tu tab ilir. B ulaşm a en çok cinsel ilişkiyle olur. B unun yanı sıra az olm akla birlikte iç ç a m a şırla rı yoluyla d a olabilir. B itlerin bulunduğu bölgeler kaşıntılıdır. B u ralard ak i d erid e hi- perpigm ent a la n la r d a görülebilir. T edavi: K w ell şam p u an en m odern ted av id ir. Bit y u m u rtaların ı sa ç ta n kolayca ayırabilm ek için sa ç la rın sirkeyle yıkanm ası g erek ir.B u n d an so n ra sık dişli b ir ta ra k la sa ç la rın ta ra n m ası y u m u rta ların kolayca ay rılm asın a yard ım ed er. Sirkeyle yum uşatılm ış la rv a la ra K w ell şam p u an d ah a kolay etkir. D ikloro-difenil-trikloretan (D.D.T.) y a d a H egzak- loro siklohegzan (H.C.H.) gibi ila çlar d a bitlenm e o la y ların d a b aşarıy la , kullanılabilen ilaçlard ır, îla ç ted av isin in yanı sıra b itlen en kişinin şap k ası, b a şö rtü sü , yastık kılıfları, lelbisesi ve iç ç a m a şırları iyice kaynatılm alı y a d a dezenfekte edilm elidir. T a ra k ve öteki saç m alzem eleri de dezenfekte edilm elidir.
17.45. UYUZ (GALE): Uyuz böceği (Sarkoptes skabiei), in sa n d erisin d e epiderm isin stratu m korneum ta b a k a sın d a açtığı tü n eller içinde y a şa r ve yu m u rtlar.Y aln ız dişi uyuz böcekleri uyuz h astalığ ın a n ed en o lu rlar. Dişi uyuz böceği, ‘ ‘ Sillon’ ’ denilen tü n ellerd e özellikle g eceleri sıcak ta h are k et ed er. Bu h are k etle r şiddetli b ir k aşın tıy a n ed en o lu rlar. Uyuz yakın tem asla in sa n d an in sa n a kolayca b u laşır. Uyuzlu kişilerle aynı yatağı paylaşm ak, cinsel ilişki, uyuzlu kişinin elbiselerini giyinm ek ve el sıkışm ak b u laşm a için b ir yoldur. Uyuz genellikle p arm ak ların a ra sın a , koltuk altın a, ön kola, bileğe, b a c a k la ra , k ab a etlerin üzerin e ve genital bölgeye yerleşir. K ad ın lard a en sık areo la ve m em e başını, erkeklerde glans penisi tu ttu ğ u görülür. Özellikle geceleri çoğalan k aşın tılar, d eri kaşıntı izleri, kızarıklıklar, p ap ü l ve p ü stü ller uyuz h astalığ ın d a g ö rü len b elirtilerd ir. T edavi: Uyuz h astalığ ı ted av i edilm edikçe kendiliğinden iyileşm ez. Uyuz tedavisinde alkollü benzil benzoat, kükürtlü, k atran lı ilaçlar kullanılır. B u n lard an “W ilkinson pom adı” çok etkili ve kullanım ı kolaydır. H asta bir banyo aldıktan so n ra bu pom adı üç gün ark a ark ay a boynundan aşağı b ü tü n vücu d u n a sü rer. Bu üç gün boyunca hiç banyo alm az ve iç çam aşırların ı değiştirm ez. D ördüncü gün b ir banyo d ah a a larak tedaviyi tam am lam ış olur. Bu a ra d a b ü tü n elbiselerinin de y atak takım larının kaynatılm ası ve sıcak bir ütüyle ütülenm esi gerekir. K aynatılam ayacak gibi olan elbiseler ise h av alan d ırm alı ve ütülenm eli- dir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir