ABANOZ i. (fars. âbnüs; lat. ebenus). Sıcak
iklimlerde yetişen diospyros türü ağaçlardan
(crassiflora, atropurpúrea gibi) elde
edilen, sert, ağır ve koyu renkli tahtaya
verilen ad: Tunç işlemeli küçücük bir abanoz
masa üzerinde açık bırakılmış bir kitap
gördü (H. R. Gürpınar). || Uzun süre su içinde
kalarak siyahlaşan ve sertleşen ağaç: Ama
her ağacı bataklık içinde dura dura abanoz
olup çeliğe dönmüştü (Evliya Çelebi).
|| Koyu, parlak siyah, simsiyah: Fildişi gibi
beyaz levinli, k ıvırcık abanoz saçlı… (H.
R. Gürpınar).
— ç e ş . d e y . Abanoz kesilmek, sertleşmek;
kirden matlaşmak, siyahlaşmak, rengini kaybetmek.
|| Teşm. yol. Genelev (Bu evler uzun
süre İstanbul’da, Beyoğlu’ndaki Abanoz
sokağında bulunduğu için, kelime zamanla
bu mânâyı kazanmıştır).
— a n s İk l . Yalnız kusursuz abanoz tahtası
kara olur. İthal edilen tomruklar, kesimleri
sırasında, kabukaltı katmanlarından balta
ile ayıklanır. Tahtası kara, kimi vakit damarlı,
ince görünüşlü ve çok ağır olan (kuru
halinde yoğunluğu l ’e yakın) abanoz, genellikle
kilo ile satılır. Malezya’da, Asya’da,
Amerika’da ve Afrika’da birçok çeşidi vardır.
Yetiştiği yer ticarî değerini belirtir: Seyhan
ve Hindistan abanozu, Makassar (Selekes
adaları) abanozu, Afrika (Kamerun,
Gabon, Mozambik) abanozu, v.d. ince marangozlukta,
gömme süs işinde, bıçakçılıkta,
fırçacılıkta, siyah piyano tuşları, klarnetler
v.b. yapımında kullanılır; modern
mobilyacılıkta, açık bir zemin üzerine koyu
esmer damarlı olan Makassar abanozu
hariç, bu ağaçtan pek faydalanılmaz. Avrup
a ’da az bulunan ve değerli bir ağaç sayılan
abanoz, daha XIII. yüzyılda çekmece, yazı
takımı, bıçak sapları, dama ve satranç tahtası
yapımında kullandırdı. XIV yüzyılda
ince mobilyalar abanozdan yapılmağa başlandı,
önemli abanoz eşya ancak XVI. yy.
sonunda ortaya çıktı ve yaygınlaştı, ince
plakalar haline sokulabilen abanoz ile değerli
ve ustaca kaplama işleri yapıldı ve
Fransa’da son Valois’ların devri, ince marangozluğun
doğmasına yol açtı. XVII. yy. boyunca
abanoz yazıhaneler pek boldu. Bunların
en basitleri yalnız kara abanozdan yapılmış,
oyma ve silmelerle süslenmiştir; bazıları ise fildişi, kalay ve değerli taşlarla
işlenmiştir; ayrıca çekmece ve kanatlar ince
resimlerle kaplıdır. XVIII. yy.’da, maun ağacının
ithali, abanozun yavaş yavaş terk edilmesine
ve sadece bazı gömme süs işlerinde,
çizgi halinde kullanılmasına yol açtı.
♦ A b a n o zla şm a k dönşl. f. [Ağaç için] Uzun
süre suda kalmak veya bırakılmak suretiyle
sertleşmek ve siyahlaşmak,
ABANOZ
23
Kas