Augsburg Barışı, Almanya’da Katolikliğin
yanında Lutherciliğin de varlığını kabul
eden ilk kalıcı yasal düzenleme. Augsburg’
da toplanan Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu
Meclisi (Diet) tarafından 25 Eylül
1555’te ilan edilmiştir.
İmparator V. Karl’ın (Şarlken), dinsel
uyuşmazlıklar konusunda uyguladığı geçici
çözümleri içeren 1548 Augsburg Interimi,
Protestan elektör (seçici prens) Saksonyalı
Moritz ile yandaşlannm ayaklanması yüzünden
1552’de geçerliliğini yitirdi. Ayaklanmanın
ardından 1552 yazında Passau’da
yapılan görüşmelerde, dinsel çekişmelerin
hiç durulmayacağı korkusuyla Katolik
rensler bile, kalıcı bir banş çağnsmda
ulundu. Ama imparator, Hıristiyan Batı
dünyasında sürekli bir dinsel bölünmeyi
onaylamaya istekli olmadığı için, ancak
gelecek meclis toplantısına değin bir banşa
razı oldu.
5 Şubat 1555’te Augsburg’da toplanan
meclis, V. Kari tarafından resmen açıldı.
Ama Kari, kaçınılmaz ödünlerde taraf olmak
istemediği için oturumlara katılmaya
yanaşmadı ve kardeşi Ferdinand’ı (sonradan
imparator I. Ferdinand) tüm sorunları
çözmekte yetkili kıldı.
Meclis, imparatorluğun hiçbir üyesinin
dinsel gerekçelerle bir başka üyesi ile savaşa
girmemesini ve mezhepler silaha başvurmadan
yeniden birleşene değin banşm geçerli
olmasını kararlaştırdı. Bu kararla yalnızca
iki mezhep tanınıyordu: Katolikler ve
Augsburg İtikatnamesi’ni benimseyenler,
yani Lutherciler. Aynca imparatorluğun
her toprak diliminde yalnızca bir mezhep
tanınıyor, böylece prenslerin seçtiği mezhep
uyruklan için de bağlayıcı oluyordu. Öteki
mezhepten olanlar, mülklerini satarak, bağlı
olduklan mezhebin tanındığı topraklara
göç edebilirdi. Dinsel türdeşliğini birkaç yıl
önce yitirmiş olan bağımsız kentler ile
Augsburg İnterimi 554
imparatorluğa bağlı kentler, bu genel kararın
dışında kalıyordu. Bu kentlerin Protestan
ve Katolik yurttaşları, kendi mezheplerinin
gereklerini diledikleri gibi yerine getirmekte
özgür olacaktı. İmparatorluğun
kilise prenslerine ait olan topraklarında bir
süredir kendi mezheplerini uygulamakta
olan öteki topluluk ve kentler ile protestan
prenslere de bu özgürlük tanınıyordu. Katoükler,
bu ödüne şiddetle karşı çıktılar.
Ferdinand, böylece ortaya çıkan güçlüğü,
ancak sorunu kendi yetkileri içinde çözüp
karan ayn bir madde haline getirerek
aşabildi.
Luthercilerin, imparatorun doğrudan vasah
olmayan yüksek düzeyli papazlann
elinden aldıklan kilise topraklan, 2 Ağustos
1552’deki Passau Antlaşmasından beri kesintisiz
kendilerine ait olduğunu kanıtlamalan
koşuluyla Luthercilere kalacaktı. Geri
kalan kilise topraklannı kurtarmaya çalışan
Katolikler, bu karara, herhangi bir kilise
prensinin ileride Protestan olması durumunda,
topraklanndan, gelirlerinden ve makamından
vazgeçeceğine ilişkin bir koşul eklemeyi
başardılar. Ferdinand, Protestanlann
bu koşulu kabul etmeyeceğini, Katoliklerin
ise ısrarh olacağım bildiği için, konu üzerinde
anlaşmaya vanlamadığım belirten bir
şerh koydurarak, antlaşmamn ilgili maddesini
kendi yetki kapsamına aldı. Ama Protestanlar,
birçok örnekte bu maddenin uygulanmasını
engellemeyi başardılar.
Kahcı bir çözüm isteğinin çok güçlü olması,
hiç kimseyi tümüyle doyurmayan ve
birçok eksiği olan bu uzlaşmanın kabul
edilmesini sağladı. Augsburg Banşı, eksikliklerine
karşm, 50 yılı aşkın bir süre
imparatorluğu ciddi iç çatışmalardan
korudu.
Augsburg Barışı
05
Mar