Aslı 14 yasında liseye gitmeye hazırlanan bir öğrenciydi.TEOG’dan aldığı puandan memnun değildi ama liseye gideceği için çok heyecenlıydı .İlk gün gelmişti heyecandan ayakları titriyordu .Hangi sınıfta olduğunu öğrenmek için idare bölümüne doğru yürümeye başladı .İdare bölümü çok kalabalıktı 1saat kadar süreden sonra sırası gelmişti. Sessiz bir şekilde kapıyı tıklatıp içeri girdi İçerde sanki ölü havası vardı. Hangi sınıfta olduğunu öğrenmek istediğini süyledi. Oradaki memur 9/c ‘de olduğunu süyliyerek gönderdi. Yeni arkadaşlarıyla tanışacağı için çok heyecanlıydı Sınıfa girdiğinde Hoca çoktan derse başlamıştı. Hoca oturmasını süyledi Sıraların hepsi doluydu sadece arka sırada oturan dışlanmış gibi gözüken esmer kıvırcık saçlı bir çocuğun yanı boştu. Hoca oraya oturmasını süyledi. Ders bittiğinde arkadaşlarıyla tanışmaya başladı. İlk hafta arkadaşları ve öğretmenleriyle tanışmayla geçmişti. Artık dersler başlamış ve o hayalini kurduğu lise rüyasından uyanmıştı. İlk haftalarda derslere katılıyor ders çalışmaya başlayan Aslı Hocalar sıkmaya başlayınca derslerden kopmaya başlamıştı. İlk haftalarda ders dinlemek için önde oturuyordu. Hocalar Aslı’nın dersten koptuğunu görünce arka sıralara gönderdiler. Aslında Aslı’nın bir hayali vardı. Hukuk bölümünü okuyup avukat olmaktı ama derslerin hiç bu kadar sıkıcı olabileceğini düşünmemişti. Kendi kendine bunları düşünürken artık bu hayalin çok zor ve uzak olduğunu anladı. Bunların sorumlusu Hocalardı ya da Hocaları bu eğitim sistemine zorlayan kişilerdi. Ezber üzerine kurulu bir sistem Hocalar karşısındakinin bir öğrenci ya da insan değilde karşısındaki robotmuşçasına o kara tahtaya yazılar yazıp bunları ezberlemek zorunda olduklarını süylüyorlardı. Hocalar herşeyi ezberlememizi ve sınavdan yüksek almak için başka seçeneğimiz olmadığını süylüyorlardı. Matematik dersinde bile formülleri, soru tarzlarını ezberlemeleri isteniyordu. Mantığı öğrenmek yerine bir ezberci sistem yüzünden binlerce öğrencinin kurduğu hayalleri yıkılıyordu. Artık Aslı derslerden iyice kopmuştu kendinden bir şey olmayacağına inanmaya başlamıştı ya da inanmaya zorlanmıştı. Hiç bir zaman eğitim hakkında öğrencilerin düşünceleri, fikirleri alınmıyordu, önemsenmiyordu belki de. Milli Eğitim Bakan’ının oturduğu koltuktan eğitim sistemini değiştirmesini bekliyorlardı. Binlerce öğrencinin geleceği koltuk sevdalısı bir adamda olmamalıydı diye düşündü. Aslı gibi yüz binlerce öğrencinin umudunu kaybetmesi ve kurduğu Avukat, doktor, astronot, bilişim uzmanı gibi hayallerinin yıkılmasının sebebi kimdi ? O koltuk sevdalısı adammıydı ? Kim bilir belki de öğretmenlerin nasıl öğretilmesi gerektiğini öğretecek kişiler gerekiyordu. Tek sıkıntı o kara tahtadakilerin öğretme şekilleriydi. Belki de herşeyin sorumlusu kara tahtaydı…
MCB