Hz. Peygamber,^ her an ve her vesileyle Allah’ı zikrederdi; otururken, kalkarken, yemek yerken, abdest alırken, elbisesini giyinirken… Hz. Peygamber’in(sa-s) Allah’a olan sevgisi her şeyden üstündü. Tek dostu olarak Allah’ı kabul eder, Allah sevgisinden dolayı sabahlara kadar namaz kılardı. O kadar ki bazen kıyamda durmaktan ayakları şişerdi.
Allah’ın elçisi^ namazı Rabbiyle buluşma, ona yükselme ve konuşma fırsatı olarak görür; gözünün nuru olarak nitelendirirdi. Çoğu defa namazda gözlerinden yaşlar dökülürdü. Bir yolculuğa ve sefere çıkınca da yolda bineğinin üzerinde nâfile namaz kılar, Allah’ı zikrederdi.
Kur’an-ı Kerîm’i yüksek sesle okurdu. Müjde ve rahmet âyetleri gelince Allah’tan ona da nasip etmesini ister, azap âyetleri gelince Allah’a sığınır, ondan korunmak için Allah’a yalvarırdı.
Ramazan ayınd
a ibadetlerini arttırırdı. Ramazanın son on gününde itikâfa girer, bütün vaktini Allah’a ibadetle ve zikirle geçirirdi. Ramazan ayı dışında da oruç tutar, şâban ayının tamamına yakınını oruçlu geçirirdi. Her ayın üç gününde, muharrem ayının ilk on gününde ve şevval ayının iki ve yedinci günleri arasında altı gün oruçlu olurdu. Bunların dışında bazen art arda oruç tutmaya başlar, ashabı orucu hiç bırakmayacağını zannederlerdi. Bazen de uzun müddet oruç tutmaz, bu defa da bir daha oruç tutmayacağını düşünürlerdi. Bazen hiç iftar etmeden günlerce oruç tutardı. Ashabı da onun gibi aralıksız oruç tutmaya çalıştığında ise onları uyarır, Allah’ın kendisini doyurduğunu söylerdi.Bütün peygamberler gibi Hz. Muhammed’in(s,a-s) de tek isteği görevini tamamladıktan sonra Allah’a kavuşmaktı. Resûlullah^ vefatına yakın sık sık bu arzusunu belirtmiş, gerçek dosta kavuş
manın huzur ve sükûnu içinde vefat etmiştir