Yardımlaşmadan söz açınca çoğunlukla ilk akla gelen zekât, sa
daka, infak, ihsan gibi kavramlarla da ifade edilebilecek maddî
yardımlaşmadır. Ancak yardımlaşma gerek
maddî gerekse mânevî her türden desteği ifade
eder. Meselâ fikir danışana doğru ve uygun
görüş bildirmek, zulüm ve haksızlığa uğrayan
kimseyi zalimin zulmünden kurtarmak ve ko
rumak, zalim bir insanın zulmüne engel olmak,
hata yapan bir kişiyi affetmek, arası bozuk
kişilerin arasını yapmak, güzel sözlerle kalpleri
fethetmek, kederli kişilerin kederlerine tesel
li bulmaya çalışmak, hastayı ziyaret etmek…
Kısacası yardım, insanlar arasındaki ilişkilerde
tarafların ayakta kalmalarına ve hayatlarını
sürdürmelerine küçük ya da büyük her türlü
desteği vermektir. Yardımsız kalmak her bir
sorunla ve düşmanla tek başına karşılaşmak
anlamına gelir.Yardımlaşma, toplum halinde yaşamanın tabii bir sonucudur.
Hem başkaları ile yaşamak hem de yardıma ihtiyaç duymamak
imkânsızdır. “Komşu komşunun külüne muhtaçtır.”
Yüce Rabbimiz
buyuruyor ki:
“İyilik ve takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah’ın cezası çok şiddetlidir”
(Mâide 5 / 2).
Âyet mealini okuyup günlük hayattaki uygulamalarınızı âyet ışığında gözden geçiriniz.
Yardımlaşma konusunda duyarlı bir insandan söz edildiğinde onun dayanışma, hayırseverlik, fedakârlık, diğerkâmlık, iyilik, cömertlik, muhabbet gibi erdemlere sahip olduğu düşünülür.
Yardımlaşma konusunda duyarsız bir insandan söz edildiğinde onun hakkında zihinde bencillik, vurdumduymazlık, cimrilik, vefasızlık, hoyratlık gibi kötü ahlâkî özellikler çağrışır.
Yardımlaşmak
21
Ağu