(Bilindiği gibi güzel konuşmak, iyi cümle kurmak, kelimeyi yerli yerinde kullanmak bir sanattır. Buna «fesahat-i lisan» denir. Eğitimin, aile kültürünün, cemiyet kültür seviyesinin bunda büyük te’sirleri vardır. Bütün bu vasıtalara başvurulduktan sonra bir de mânevî vasıtalara baş vurmakta yarar vardır.) Fâtiha-i Şerife cam bardağa yazılır. Sonra temiz su ile yıkanıp elde edilen bu su çocuğa içirilir. Fâtiha ile birlikte şunları da yazmanın büyük faydası vardır: Âyet-i Kürsî, Rabbiş- rahlî Sadrî ve Yessirlî emri vehlûl ukdeten min lisanî yefka- hu kavlî ile ve yükellimu’n-nâse fi’l-mehdi ve kehlen âyeti ile Kaalû keyfe nükellimü men kâne fi’l-mehdi sabiyya âyeti ve Kaale innî Abdullahi ataniye’l-kitabe ve’l-hikmete ve tefehhem- nâhâ Süleyman… Şâkirîn’e kadar, Kaaleta e’tinâ taaiîn lillâhi rabbi’l-âlemîn âyeti yazılır.737 el-Hakîm (rahmetullahi aleyh) diyor ki : «Cuma akşamı yatsı namazından sonra za’feran ve gülya- ğı karışımı mürekkeple ceylân derisine Fâtiha-i Şerife’yi ve sûrelerin başında bulunan Elif – Lâm – Mîm, – Elif – Lâm – Mî m Allahü…, Elif – Lâm – Mîm – Sât, Elif – Lâm – Râ, Elif – Lâm – Mîm – Râ, Kâf – Hâ – Yâ – Ayn – Sât, Tâ – Hâ, Tâ – Sîn, Tâ – Sîn – Mîm. Yâ – Sîn, Sad, Kaf, Ha – Mîm – Ayn – Sîn – Kaf, Ha – Mîm, Nûn . Bunlar Fâtiha’dan başka yirmi dörttür. Hangi aydan olursa olsun, bunların yazılması ay’m yirmi dördüne tesadüf eden cuma gecesine tesadüf ettirilir. Sonra bir kamış boşluğuna yerleştirilir ve bakire bir gelinlik kızın hazırladığı balmumu ile sıvanır. Böylece bunu üzerinde taşıyan kimsenin kalbinde yiğitlik duygusu gelişir, güçlenir, düşmanın şerrine, karşı yeterli olur, herkes yanında makbul bir insan sayılır. Fakir ise zengin olur, borçlu ise, Allah onun borcunu ödeme imkânlarını doğurur. Korkak ise güven bulur, deli ise akıllanır, üzüntülü ve kederli ise Allah ondan sıkıntıyı giderir. Yolcu ise çoluk-çocuğuna döner…» «Bekâr bir kızın boynuna takılırsa, isteklisi olur, ona rağbet edenler çoğalır. Bir dükkâna asıldığı takdirde alış veriş edeni artar… Çocukların boynuna asıldığı takdirde korktu’lan her şeyden güven içinde olurlar, aynı zamanda korunurlar.»’^ Temimi (rahmetullahi aleyh) diyor ki: «Sakın sakın Allah’ın kitabındaki özelliklere karşı lâkayd davranma veya gaflet içinde bulunma. Bu hususta itikadında bir gevşeme meydana gelirse hem dünyada, hem âhirette zarara uğrayanlardan olursun. Bundan da Allah’a sığmınz. Çünkü Cenâb-ı Hak Kur’ân’da buyuruyor —ki o, en dpğru söyleyendir—: «Kitâb’da biz hiçbir şeyi eksik bırakmadık.»’39 «Yaş ve kuru ne varsa hepsi o apaçık Kitâb’dadır.»740 Buna işaretle Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz buyurdular ki : «— Kur’ân’dan dilediğini, istediğin kimse için al!.» Bir rivâyette ise konumuzla ilgili olarak şöyle deniliyor: «Kur’ân-ı Azim’e karşı gevşeklik ve lâkaydlik gösteren ve bu hususta kötü zan besleyen kimseye cidden kötü bir ceza vardır.» Allâme Îbnü’l-Kayyım kendi eserinde diyor ki: «Her derdin bir devası vardır. Ben ise tedavinin Fâtiha ile yapılmasını çok güzel buldum. Amel edince de şifâ hususunda onda hayret uyandıracak şekilde bir te’sir buldum. Bunu şöyle anlatabilirim: Bir müddet Mekke’de kaldım. Bu arada birtakım rahatsızlıklar bende belirdi. Bunları tedavi edecek ne bir doktor, ne de bu işten anlayan bir kimse bulabildim. Kendi kendime dedim ki: Ey nefs! Bırak beni, bırak beni, kendimi Fâtiha ile tedavi edeyim. Nitekim öyle yaptım ve Fâtiha’nm tedavide büyük ve hayret verici te’sirini gördüm. Ondan sonra da şiddetli elem ve ıstırap çekenlere Fâtiha’yı tavsiye ettim, böylece birçok kimse bu sayede sür’atle tedavi olup rahata kavuştular. Evet, bütün bunlar Fâtiha’nm bereketiyle oldu. Ama ne var ki bu konuda şifâ derecesi hayli farklıdır. Bu farklılık ya amel edenin himmetinin zayıflığından veya o hastanın Allahkitabıyla tedaviye müsait olmamasından meydana gelebileceği gibi ,okuyanın himmet zaifliği veya harflerin mahreçlerini değiştirmesi ya da sıfatları yanlış telâffuz etmesi yahut hastanın böyle bir tedaviyi kabule müsait olmaması da bu sebepler arasında gösterilebilir. Yoksa, hem âyetler, hem duâlar hadd-i zatında yararlıdır, şifâ vericidir.» «Bilmiş ol ki: İnsanlardan birçoğu bununla amel eder ama maksad ve gayesine ulaşamaz. Bu da iki sebepten biriy- ledir: Ya amel eden âsi ve günahkâr bir kimsedir, infialât ve mükâşefâta ehil değildir. Ya da şüphe ve deneme üzere Kita- bullah ile amel etmek istiyordur. O halde habis nefislerden, o öldürücü zehirlerden, helâk edici o kem gözlerden bir şey meydana gelir de zeki ve şerif nefisler onu Fâtiha’nın esrar ve hakikatleriyle, derin mânalarıyla ve içinde taşıdığı TEVHÎD, TEVEKKÜL, SENÂ ile karşılarsa, o şeytanî nefislerin te’şirini derhal defeder ve hiç şüphe götürmeyecek şekilde rahatsızlığı tedavi eder.»EBCED hesabıyla elde edilen bu vefk, «330 Fâtiha’yı kapsamaktadır. Kim bunu yazar da beraberinde taşırsa, Allahonu her belâdan ve âfetten muhafaza buyurur ve o kimse gözlerde büyür, halk arasında sevimli olur. Bu, hasta için yazılır da suyu içirilir. Yedi gün devam edilince Allah Fâtiha’nm bereketiyle o hastaya şifâ verir. (Bu daha çok ruhî hastalıklar içindir. İnanarak amel edenler fayda görmüşlerdir.)
ÇOCUĞUN AÇIK-SEÇİK KONUŞABİLMESİ İÇİN
04
Kas