Osmanlı pâdişâhlarının otuz İkincisi. Sultan İkinci Mahmûd’un ikinci oğlu ve İslâm halîfelerinin doksan yedincisidir. 1830 yılında doğdu. Annesi Pertevniyal Sultan Hanımdır. İyi bir tahsil görerek yetiştirildi. Sultan Abdülmecîd Hanın vefâtından sonra 1861 yılında, 32 yaşında pâdişâh oldu.
Abdülazîz Han, güçlü kuvvetli, ata sporlarından güreşe, ciride, ava meraklı, kahraman yapılı bir hükümdardı. Halk kendisini sevmekte, ikinci bir Yavuz olarak görmekteydi. Üzerinde durduğu en mühim mesele ordu ve donanmanın yeniden tanzim edilmesi, yeni usûllere göre tekâmül ettiril- mesiydi. Avrupa’dan elde edilen kredilerin pek çoğu bu sahada sarf edildi. Donanma, dünyânın sa
Yeni Rehber Ansiklopedisi 57
30 Mayıs 1876 gecesi tahttan indirildikten sonra bilek damarları kesilerek katledilen Sultan Abdülazîz’in Malta köşkünde bulunan portresi.
yılı donanmalarından birisi oldu. Nizâmiye, ihtiyat, redif ve müstahfız adıyla 700.000’i aşkın askerî bir kuvvet hazırladı. Bunların top ve tüfek ihtiyaçları için de modem tesisler kurdurdu.
Sultan Abdülazîz Han, zekî, anlayışlı ve dünyâ siyâsetine vâkıf olduğu için saltanatının ikinci yılında (1863) Mısır’ı ziyâret etti. Kalabalık bir heyetle berâber, Mısır’a yapılan bu gezi çok gösterişli oldu. Yavuz Sultan Selim’den sonra Mısır’a gelen ilk Osmanlı sultanına halk çılgınca sevgi gösterilerinde bulundu. Sultan Abdülazîz, Kahi- re’yi at üstünde dolaştı. Bu seyâhât Mısır halkının Hilâfet makâmına olan bağlılığının güçlenmesini sağladı. 1867 yılında Paris’te açılan büyük bir sergiyi görmek için imparator Napolyon’un dâvetini kabul ederek Fransa’ya gitti. Oradan, İngiltere, Belçika, Almanya, Avusturya, Macaristan yoluyla memlekete döndü. Bu seyahatlerinde Fransa imparatoru Üçüncü Napolyon, İngiltere Kraliçesi Victoria, Belçika Kralı İkinci Leopold, Prusya Kralı Birinci Wilhelm, Avusturya İmparatoru ve Macaristan Kralı Birinci Fransuva-Josef, Romanya Prensi Birinci Karol ile görüştü. Sekiz ülkeye gitti. Beş hükümdarla görüştü. Balkanlarda Rusya ve diğer devletlerin desteklemesi ile çıkan isyanlar, devrinin en mühim hâ- diselerindendir. Rumeli ve Girit’teki gayri müslim halkın ayaklanmaları devletin başına büyük gâi- leler açtı. Karadağ, Sırp, Bulgar ve Girit isyanları ile hükümet hem nüfûz, hem de mâlî bakımdan
kayıplara uğradı. Karadağ’a yapılan savaşlar kazanılarak bu mesele bir müddet için kapandı. Sırbistan’da bâzı kalelerdeki askerlerin geri çekilmesi ile anlaşma yapıldı. Girit’teki isyân, başarılı bir askerî harekât ile bastırıldı. Mahmûd Nedim Paşanın sadâreti, hem dışta hem de içte devletin itibârının sarsılmasına sebeb oldu. Tarafdarı olduğu Rus Sefiri İgnatiyef’in tavsiyeleri ile hareket eden Mahmûd Nedim Paşa, aldığı kararlarla Avrupa devletlerinin tepkisini çekti. Bilhassa devletin senelik ödediği borcunu beş sene müddetle ödenmeyeceğini bildirmesi üzerine Avrupa’da Osmanlılar aleyhine gösteriler yapılmasına yol açtı. Zâten Rusya’nın da istediği buydu. Nitekim, Ruslar bu karışıklıktan faydalanarak Balkanlarda Panislavizm propagandasını yaygınlaştırıp büyük huzursuzluklar çıkardılar. 1875 yazında Bosna-Hersek’te isyanlar çıktı. Bunu Rusya’nın teşviki ile 1876’da Sırbistan’ın Os- manlı Devletine savaş îlânı tâkip etti. Osmanlı Devleti sıkıntılar içinde olmasına rağmen Sırbistan’ı kısa sürede mağlûb etti. Ardından Bulgaristan’da karışıklıklar çıktı ise de mahallî kuvvetlerle bastırıldı. Sultan Abdülazîz Han, Balkanlardaki tehlikeli gelişmeyi önlemeye çalışırken daha önce görevlerinden azl edilmiş bulunan Hüseyin Avni, Midhat, Mütercim Rüşdi paşalar ile Haşan Hay- rullah Efendi ihtilâl hazırlığı yapıyorlardı. Bilhassa Hüseyin Avni Paşa, Mahmûd Nedim Paşa ta
m
i:- fil
Abdülazîz Han tarafından yaptırılan Konya Aziziye Câmii.
Yeni Rehber Ansiklopedisi 58
Abdülazîz Han tarafından yaptırılan, fakat daha sonra yanan Çırağan Sarayının, kapılarından biri.
rafından azledilip, sürüldüğü için pâdişâha kin bağlamıştı. “Kinim dînimdir” diyen bu adam, pâdişâhı tahttan indirip öldürmeye karar verdi. Londra’ya gidip İngilizlerle bu işi plânladı. İkinci adam olan Midhat Paşa ise, batı kültüründen ve din bilgilerinden tamâmen yoksun birisiydi. Tuna vâ- liliği zamânında yaptığı işler, bilhassa İngilizler tarafından reklâm edilerek şişirilmişti. İçki masalarında devlete âit kararlar alırdı. Memleketi kurtaracak tek insanın kendisi olduğuna inanırdı (Bkz. Midhat Paşa). Hüseyin Avnî, Midhat, Mütercim Rüşdi ve Süleyman paşalar, pâdişâhın tahttan düşürülmesi için geniş bir propagandaya giriştiler. Halkın gözünde Sultân’ı küçültmek için çeşitli iftirâlar yaydılar. 30 Mayıs 1876 Cumâ günü sabahı, saat 04.30’da harekete geçtiler. Taşkışla’dan gelen taburlarla, Mekteb-i Harbiyyenin 300 kadar talebesi, Dolmabahçe Sarayım çevirdi. Donanma da deniz tarafını kontrol altına aldı. Sultan Abdülazîz
ABDÜLAZİZ HAN
Hat sanatında mahir olan Abdülazîz Han’ın sülüs bir yazısı.
Han kayıkla alınıp, Topkapı Sarayına götürülerek, Sultan Üçüncü Selim Hanın şehîd edildiği odaya hapsedildi. Sonra Fer’iyye Sarayına götürüldü. 4 Haziran 1876’da Avni Paşa, çoktan plânlamış olduğu cinâyeti saraydan elde ettiği adamlarına yaptırdı. Cezâyirli Mustafa Pehlivan, Mâbe- yinci Fahri Bey, Yozgatlı Pehlivan Mustafa Çavuş ve Boyabatlı Hacı Mehmed Pehlivan, Sultan Abdülazîz Hanın kaldığı odaya zorla girdiler. Büyük mücâdeleden sonra iki bileklerini kesip dışarı kaçtılar. Avni Paşa çığlıkları duyar duymaz, Kuzguncuk’taki yalısından Fer’iyye Sarayına geldi. Henüz ölmemiş olan Sultân Abdülazîz Han, pencereden çıkartılan âdî bir perdeye sarılarak yakın bir karakola nakledildi. Ölüm raporunu imzâlamak istemeyen iki doktordan birini Avni Paşa hemen Trablusgarb’a sürdü. Diğerinin de apoletlerini söktü. Üç pehlivana maaş bağlanarak gerçeği açıklamaları önlendi. Sultan Abdülazîz’in naaşım yıkayan imamlar, sonradan verdikleri ifâdelerde, Sultanın iki dişinin kırık olduğunu, sakalının sol tarafının yolunduğunu, sol memesinin altında büyük bir çürüğün bulunduğunu belirtmişlerdir. Pehlivanlar da, yaptıklarını sonra îtirâf etmişlerdir. İs- mâil Hâmi Danişmend 5 ciltlik îzâhlı Osmanlı Târihi Kronolojisi adlı kitabında Sultanın ölüm sebebinin intihar olmayıp, cinâyet olduğunu 31 delil ile îzâh etmektedir. İntihar eden bir kimsenin iki bileğini küçük bir makasla kendisinin derince kes
Abdülazîz Han döneminde hizmete açılan yüzlerce okuldan biri olan Darüşşefaka Lisesi.
Yeni Rehber Ansiklopedisi 59
ABDULBAKI ARİF EFENDİ
mesi adlî tıbba göre mümkün değildir. Sultanın cenazesi 5 Haziran 1876 günü büyük bir merâsimle kaldırıldı. Babası Sultan İkinci Mahmûd Hanın Çemberlitaş’taki türbesine defnedildi. Sultan Abdülazîz Han, on beş senelik saltanat zamânını Dolmabahçe Sarayında geçirdi. Zamâ- nında yeni asker elbiseleri kabûl edildi. İlk defâ posta pulu kullanıldı. Süveyş Kanalı açıldı. Sâ- hillere deniz fenerleri kondu. İstanbul’da tramvay işletilmeye başlandı. Galata Tüneli yapıldı ve işletilmeye başlandı. Askerî Rüştiye Mektepleri ve Osmanlı Bankası açıldı. Devlet Şûrâsı (Danıştay) ve Adliye Teşkilâtı kuruldu. Mahkeme-i Nizâmi- ye, İcrâ Cemiyeti, Cezâ, Cinâyet ve Hukuk Mahkemelerini hâvî İstinaf Mahkemesi, Temyiz Mahkemesi, gümrüklerle ilgili Rüsûmat Eminliği, Merkez Bidâyet Mahkemeleri teşkil edildi. Yine Abdülazîz Han zamânında vilâyet ve sancaklar yeni bir teşkilâta tâbi tutuldu. Mâliye Nezâretinin Mu- hâsebe Meclisi genişletilerek Dîvân-ı Muhâsebat (Sayıştay) kuruldu. Meclis-i Kebîr-i Maârif ve Tapu Umum Müdürlüğü ye Meclis-i Hazâin teşkil edildi. Ahmed Cevdet Paşa başkanlığında Mecelle Cemiyeti kuruldu. Maârif Teşkîlât nizâmları düzenlendi. Sultânî Mektepleri (Liseler) ve Sa- nâyi Mektepleri açıldı. Fransa İmparatoriçesi, Avusturya İmparatoru, İran Şahı, Sultan Abdüla- zîz’i ziyâret için İstanbul’a geldiler. Şark ve İzmir Demiryolları açıldı. Tıbbiye, Mülkiye, Orman ve Mâden Mektepleri, Dârüşşafaka Lisesi açıldı. İt- fâiye Alayı teşkil edildi. Erzurum’un müdâfaası için yapılan “Azîziye” tabyaları onun zamânında bitirildi. Sultan Abdülazîz Han, Çırağan ve Beylerbeyi sarayları ile muhtelif yerlerdeki kasrlan yaptırdı.
A B D Ü L A Z İZ H A N
02
Tem