Tasavvuf ehli ve şâir. İznik, Tirse’de doğdu. Doğum târihi belli değildir.
1512 (H. 912)de İznik’te vefât etti. Babası Bâyezîd
Fakih, İsfendiyâroğulları’ndan olup, Bolu’ya
yerleşmiştir.
Abdürrahîm Tırsî, Kâdirî tarikatında yetişmiş
bir rehber olup, hocası evliyânın meşhûrlarından
Eşrefoğlu Rûmî’dir. Köylerinin imâmı iken İznik’e
Eşrefoğlu Rûmî’nin sohbetlerine de giden
Bâyezîd Fakih, oğlu Abdürrahîm Tırsî’yi de berâberinde
götürürdü. Abdürrahîm Tırsî, Eşrefoğlu
Rûmî’yi görünce onu çok sevip sohbetlerinden hiç
ayrılmak istememiştir. Rivâyete göre zaman zaman
köyünden kaçıp onun sohbetine gitmiştir. Bu
durum üzerine Eşrefoğlu Rûmî; “Bu çocuğu bize
veriniz, onu tâlim ve terbiye edelim.” deyince, babası
râzı oldu. Böylece onu Eşrefoğlu Rûmî büyütüp
yetiştirdi. Rivâyet edildiğine göre ona; “Sen ana
rahmine düşeliden beri seni terbiye ederim, bu diyâra
gelmekten maksadım ancak sensin.” demiştir. Eşrefoğlu
Rûmî’nin vefâtından sonra onun
yerine geçen Abdürrahîm Tırsî, hocasının mânevî
işâreti üzerine, kızı Züleyhâ Hâtûn ile evlendi.
Vefâtına kadar İznik’te kalıp halkı irşâd ile meşgûl
oldu. Vefâtından sonra yerine oğlu Pîr Hamdî
Efendi geçti.
Abdürrahîm Tırsî, Yûnus Emre ve Eşrefoğlu
Rûmî’nin şiir söyleyiş tarzlarına benzer hece vezninde
sâde bir dille şiirler yazmıştır. Bu şiirlerinden
bir kısmı İlâhî olarak Kâdirî dergâhlarında
okunmuştur. Bir Divân’ının olduğu da zikredilmektedir.