Hutbenin sahih ve muteber olabilmesi için. Hânefîlere göre altı şartı vardır: a) Namazdan önce olması, b) Hutbe niyeti ile yapılması, c) Cuma vakti içinde olması, d) En az bir kişinin dinlemesi, e) Bu bir kişinin, kendisiyle cuma sahih olan kimselerden bulunması, f) Hutbe ile namazın araşma başka bir işin sokulmaması. Şâfilere göre hutbenin onbeş şartı vardır: a) Namazdan önce olması, b) Vakit içinde olması, c) Herhangi bir sebeple hutbeyi bırakıp başka bir şey ile meşgul olunmaması, d) Arapça olması (rükün kısmı), e) İki hutbenin ve ikinci hutbe ile namazın peşi-peşine olması, f) Hatibin temiz ve abdestli olması, g> Örtülmesi gerekli yerlerin örtülü bulunması, h) Ayakta olması,i) İki hutbe arasında biraz oturması, aa) Mazeret sebebiyle hutbeyi oturarak yapmışsa iki hutbe arasında susması, bb) Mecburen ayakta ise ve oturamıyorsa kezâ iki hutbe arasında susması, ıJ Kırk kişinin duyacağı kadar seslenmesi, j) Kırk kişinin dinlemesi, k) Her iki hutbenin, cuma sahih olan yerde yapılması, 1) Hatibin erkek olması, m) İmamlığının sahih bulunması, n) İmamın farz ve sünneti birbirinden ayırması ve hiç değilse farzı sünnet bilmemesi.
Hanbelilere göre dokuz şartı vardır: a) Vakit içinde olması, b) Hatibin cuma ile mükellef bulunması. c) Hutbenin kısımlarının peşipeşine yapılması d) Arapça olması, e) Sesli olması, f) Mescidin içinde olması, g) Arapların «hutbe» dediklerine uygun olması, h) En az oniki kişinin huzurunda olması, i) Ayakta irâd edilmesi. Bunun sünnet olduğu da söylenmiştir. (29) Buraya kadar sayıp dökülen hususlar dışında kalıp Hz. Peygamber ve ashabından intikal eden davranışlar hutbenin sünnet ve adabı içinde yer almaktadır. Bunlara ait bazı mülâhazaları arzediyoruz: 1. Hatibin hutbeye çıkınca cemâate selâm vermesi Evzâı ve Ahmed b. Hanbel’e göre sünnettir. (30) 2. Hutbenin kısa, namazm uzun olması. Hz. Peygamber tarafından teşvik edilmiş bir sünnettir. «Tıvâl-ı mufassal (31) denilen sûrelerin birisinden daha uzun olursa mekruhtur» diye takdiri bir ölçüden de bahsedilmiştir(32). 3. Hutbede Hulefâ-i Râşidin ve Hz. Peygamber’in iki amcasının anılması iyi karşılanmış bir âdettir. Emeviler, hutbede Hz. Ali ve bazı sahabeye sövüp sayarlardı. Ömer b. Abdilaziz bu çirkin âdeti kaldırarak mezkûr sahâbeyi duâ ve ndvan ile andı. (33) 4. Müslümanlara duâ edilir. Ancak devlet başkanma duâ mevzûunda görüş ayrılıkları vardır. Bununla beraber haddi aşmamak, dalkavukluk yapmamak lâyık olmadığı vasıflan söylememek şartıyla duâ etmenin uygun olacağı, onun iyiliğinin, idaresindeki müslümanlann da iyiliği olacağı ifade edilmiştir. Nitekim Ebû-Musâ Küfe emiri iken hutbede Hz. Peygamber’e salât-ü selâmdan sonra Hz. Ömer ve Ebû-Bekr’e duâ ederdi. Durum Hz. Özer’e şikâyet edilince hoş karşılamadığı husus sadece Hz. Ebû-Bekir’i önce zikretmemesi olmuştur(34). 5. Hutbede anlaşılmayan kelimeler, müstehcen sözler söylenmez; açık, seçik ve geniş manâlı sâde sözler söylenir. Hutbe hitabet makamı olduğu için teğannî yapılmaz yani duâlar, teşbihler, âyetler ve diğer ifâdeler musiki ve makam ile okunmaz; hitâbet üslûbu ile okunur.
3 — Sıhhatinin Şartları
31
Ağu