Biraz Su da Bana Ver
Çocuklarını terbiye edemiyen adamın
başına gelenler
Vaktiyle bir mahallede zengin bir adam varmış.
Bu adamın iki tane oğlu varmış. Fakat çocuklar çok
şımarık başı boşmuş.
Komşulardan yaşh başlı, akıllı, iyi ahlâklı, herkesin
sevdiği bir zat da varmış. Bir gün bu yaşh, sakallı
zat, çocukların babasına:
— Komşu, şu oğullarına biraz din dersleri verdirsen
senin için çok iyi ve hayırlı olur. Dinî terbiye öğrenen
çocuklar, güzel ahlâklı (iyi huylu) olurlar. Sonra
bana duâ edersin. Bak ben yaşh, görmüş geçirmiş
tecrübeli bir adamım. Siz daha gençsiniz, tecrübeniz
ne de olsa azdır. Çocuklarına bir din dersi hocası tut,
onlara edeb, terbiye, din, ahlâk fazilet dersleri versin.
Sonra çok rahat edeceksin ve bana duâlar edip hatırlayacaksın,
der.
Çocukların babası, zengin olduğundan adamın
tecrübesi az, biraz da parası olduğundan şımarıkça,
aklı pek iyi ermiyor, iyi, derin, (inceden inceye) düşünemiyormuş.
Çünkü yaşı gençmiş. Biraz da dünya
perestmiş. Bunun için, o gün görmüş ihtiyar komşunun
öğüdlerine kulak vermediği gibi şöyle konuşmuş:
— Ben çocuklarıma çok servet (para) bırakıyorum.
Bırakacağım miras onlara yeter. Din derslerine
ahlâk derslerine ihtiyaçları yoktur, diye ihtiyar zata
paylamış.Aradan on – onbeş sene geçmiş. Bir gün oğullarıyla
beraber sofrada yemek yerken adam küçük oğluna:
— Oğlum bana biraz su verir misin? der. Küçük
oğlu babasına:
— Baba! Su karşında duruyor, bardak orada, sürahi
de orada, alıp iç, der.
Küçük kardeşinin babasına karşı böyle konuşmasına
güyâ kendi akimca üzülen büyük oğlu da söze
kanşıp şöyle demiş:
— Baba! Sen, bu çocuğun huyunun, ahlâkının
böyle olduğunu biliyorsun bir de kalkıp ondan su istiyorsun!
Sürâhi yanında durup durur, uzamver de
koyup kendin iç, biraz da bana ver, der.
İZÂH VE AÇIKLAMA. ‘
Çocuklarının bu hareketlerinden son derece üzülen
baba, bir anda gaflet uykusundan uyanır ve hemen
akima bir zamanlar kendisine öğüd veren, o iyi
huylu gün görmüş ihtiyar komşunun sözleri gelir.
Eyvah! der, ama vakit çoktan geçmiştir. Çocukların
terbiye zamanı geçmiştir. Dedelerimiz: «Ağaç yaşken
eğilir» çocuk küçükken terbiye edilir, demişlerdir.
Bu tip adamlar 20 nci asrın dokuduğu yegâne
ürün olmuş, hikâyedeki adama taş çıkartacak bir seviyeye
ulaşmıştır. Akıl akıldır. Akıllı olanlara sözümüz
yoktur. Etrafındaki hadiselerden ibret alamıyan
ahmaklara da söylenecek kelâmımız hiç yoktur. İbret
sahibi olanlara ne mutludur!..
Tarih tekerrürden ibarettir demişler. O zamamn
şımank ve kendi değerini öğrenemeyen genç babası
20 nci asırda ondan aşağı kalır bir düzeyde hiç mi hiç
değil. Hatta ahlaksızlıkta, dinsizlikte o zavallı babadan
yüzbinler daha da bedbaht bir durumdadır.