İslam

EBEDİYET YOLCUSUNU UĞURLARKEN

2. Kul ile Allah arasında vasıtaya lüzum yoktur. Allah kullarına kendilerinden daha yakındır; O’nun izni olmadan kimse kimseye şefaat edemez. Allah’dan başkasına dua edilmez. 3. Hz. Peygamber en yakınlarına dahi faydası olamayacağını, insanı kendi iman ve amelinin kurtaracağını ifade etmiştir. 4. Herkes kendi yaptığından mes’uldür…(57) Buna karşı îslâm ulemasının cumhurunun (ekseriyetinin) inanç ve reyi şöyledir: Allah’dan istenecek bir şeyin ölü veya diri bir kuldan istenmesi caiz değildir. Fakat hakkında hüsn-i zan beslenen, salih bilinen diri veya ölü bir kimseyi aracı kılarak Allah Teâlâ’- ya yalvarmak; Ondan arzuların ihsanını dilemek, bunun için peygamberlerin ve salih kulların kabirlerini ziyaret etmek caizdir. Ayrıca bu ziyaretten mânevi feyiz ve bereketler de hasıl olur. İbn Teymiyye’yi red ve bu itikadı müdafaa için yazılmış kitapların sonuncularından biri de M. Zâhid el-Kevserî’nin (v. 1371/1951) «Muhıqqu’ttaqavvul fi mes’eleti’t-tevessül» isimli eseridir. Müellif bu eserde öncekilerin yazdığını hulâsa etmiştir. Buna göre cumhûrun delillerini şöylece özetlemek mümkündür: 1. «Ey iman edenler Allah’a karşı vazifelerinize dikkat edin ve ona yaklaşmanm yolunu arayın…»(58) âyetinde geçen «vesile», Allah’a yaklaşma çare ve vasıtası manâsında olup, tevessüle de şâmildir. (59) 2. Buhârî’nin rivâyetine göre Hz. Ömer bir kuraklık ve kıtlık yılında yağmur duâsı yaparken Hz. Abbas’ı vâsıta kılmış ve şöyle duâ etmiştir: «Allah’ım, biz peygamberimizi sana vâsıta kılıyorduk, (onunla tevessül ediyorduk) da bize yağmur veriyordun; şimdi de peygamberimizin amcasını sana vesile kılıyoruz, bize yağmur ver!» Bu duâ üzerine yağmur yağmıştır. (60)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir