wiki

ZEKÂT MÜESSESESİ 155

veya yirmide biri zekât olarak verilir; çünkü hadis genel manalıdır ve mutlaktır. Buna karşı cumhura göre «Beş veskten az olanda sadaka (zekât) yoktur» hadîsi (58) gereğince zirâî mahsullerin nisâbı beş vesktir; daha az olanı zekâttan muaftır. Vesk bir tartı değil, ölçü birimidir ve 300 sâ’a tekâbül etmektedir. Bir sâ‘ Hicâz ekolüne göre (Mâlik, Şâfiî, Ahmed) 5 1/3 ntıl, Irak ekolüne göre 8 rıtıldır. Bir ilmi araştırmaya göre (59) bu fark ölçülen şeyin su veya buğday vb. oluşundan ileri gelmektedir ve orta ağırlıkta buğday ile bir sâ’ 2.178 kg.’dır. Buna göre 5 vesk: 300×2.176 = 652.8 kg.dır. Bu nisab ölçülerek mübâdele edilen zirâî mahsullere aittir. Bağ, denk, balya, demet gibi değişik şekil ve hesaplarla devredilen mahsullerin nisabı için a) ne çıkarsa, b) aynı ölçü ve tartıda olan miktarı, c) her cins için kullanılan en büyük birim, d) ölçülenlerin en aşağı değerde olanına eşit değere ulaşan miktar, görüşleri ile sürülmüştür. Son görüş Ebû Yûsuf’a aittir. (60) Buna göre bir ülkede ölçülen en ucuz zirâî mahsul arpa ise bunun 653 kg.’ınm para olarak değerine ulaşan meselâ pamuk da zekâta tâbi olacaktır. Ebû-Hanîfe dışında cumhur, mahsulün ve bilhassa hurma ve üzüm gibi hasattan önce tüketilmeye başlanan mahsullerin yetkililerce tahmin edilerek zekât vergisinin tesbit edilebileceğini, bu takdirde müstahsil lehine müsâmahalı davranılması ve 1/3 miktarının vergi dışı bırakılması gerekeceğini, ilgili hadîslere dayanarak tecviz etmişlerdir. (61) Masraflı ve külfetli sulama dışında zekât nisbetine tesir eden bir âmil bulunmamakla beraber yapılan diğer istihsal masraflarının matrahtan düşülüp düşülmeyeceği mevzûunda farklı görüşler vardır. Mâlik, Şâfiî ve Ebû Hanîfe’ye göre işçilik, ilaç, gübre, tohum, kirâ, vergi gibi masraflar ve geçim masrafları —borç olsun, ödenmiş olsun— matrahtan düşülemez. Bazı sahâbe ve tâbiûn müctehidleri ile Ahmed’e göre bunlar borç ise düşülür. Atâ’ya göre ise borç olmasa, peşin ödenmiş bulunsa da mahsulden düşülür ve geriye kalan nisabı dolduruyorsa zekâtı ödenir. Mâlikilerden İbn al-Arabî de bu görüşü desteklemiştir. (62) Daha ziyâde öşür diye bilinen «zirâî mahsuller zekâtının, arâzinin müslüman şahsın mülkü olup olmamasına

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir