İş esnasında işçinin maddî hakları denilince, bugünkü tatbikata göre akla gelenler ücret, ikramiye ve çeşitli yardımlardır. Bunlar ve benzeri haklar ferdi veya toplu sözleşmelerde pazarlık konusu olduğuna göre, İslâmî açıdan bunların hepsini ücret içinde mütâlâa etmek zarureti vardır; çünkü ücrete dahil olmayan bir yardım, bir bağış, bir ikramiye vb. pazarlık konusu olamaz. Şu halde işçinin maddi haklarını «ücret» çerçevesi içinde toplamak gerekecektir. Burada işçinin hakkı olan ücret ile ilgili tafsilâta geçmeden önce üretilen mal ve hizmetlere temel teşkil eden unsurlar ile her bir unsurun üretimden hakkı ve âdil gelir dağılımı üzerine genişçe bir parantez açmamız gerekecektir : Üretim ve gelir dağılımı: Bilindiği üzere üretim, işbirliği ve işbölümü ile ve çeşitli unsurların iştiraki ile yapılır. İşte bu müşterek üretimin hâsılasını bölüşmeye inkısam (dağılım) denir. Bölüşülen millî gelirdir; yani muayyen bir devrede milletçe meydana getirilen ve para ile ifâde olunan mal ve hizmet toplamıdır. Millî gelirin paylaşılması «gelir dağılımı» meselelerini ortaya çıkarır; bu meseleler hukukî, ekonomik ve sosyal müesseselerle sıkı bir şekilde birbirine bağlıdır. Kapalı ekonomide, aile ekonomisinde ve müşterek mülkiyet rejiminde dağılım meselesi oldukça basittir; burada hak ölçüsü, ihtiyaç ve örf – âdettir. Ferdî mülkiyet rejiminde paylar, üretime iştirak nisbetine göre tayin edilir. Dağılım, bir yandan da üretim şekline bağlıdır. Emek ve sermayenin müteşebbise ait olduğu basit ve müstakil üretimde
1 — Maddî Hakları:
13
Ara