wiki

İŞVERENİN HAKLARI

İslâm toplumu, işbölümü anlayışı içinde dayanışma yolunuseçmiş kardeşlerin teşkil ettiği bir toplumdur. Toplumun muhtaçolduğu her iş, zanaat, sanâyi, ticâret, ilim, fen, meslek veüretimi temin etmek bütün müslümanlara farz-ı kifâyedir; bunlaryeterince bulunmaz ve bundan dolayı toplum zarar görürseteker teker bütün müslümanlar sorumlu olurlar. Bu anlayışagöre, işveren bir amme hizmeti yapmakta, toplumun bir ihtiyacınıkarşılayarak farz-ı kifâye olan bir vazifeyi onlar namınayüklenmektedir. İşçilerin ve diğer vatandaşların işverene bugözle bakmaları İslâm gereğidir. İşte bu sebepledir ki daimahak ile vazifeyi dengeleyen İslâm, işçilere tanıdığı geniş haklaryanında, onlara bazı vazifeler de yüklemiştir. Bu vazifeleraynı zamanda işverenin haklarıdır :1 — İşçi işini kendi yapacaktır:İslâm hukuku, herkese iş yapan zanaatkar ve serbest mesleksahiplerini de işçi saydığı için, işçileri, hususi ve müşterekolmak üzere ikiye ayırmaktadır. Müşterek işçi denilen zanaatkârlarve benzerleri ile iş anlaşması yapılırken, «İşi bizzat kendisiyapması» söylenmiş ise veya örf bunu böyle kabul ederse,işçi aldığı işi bizzat kendisi yapacaktır; işverenin rızâsını almadanbaşkasına yaptıramaz. Mecelle bu esası şöyle ifade etmektedir:«Binnefis amel etmek yâni kendi işlemek üzere isticarolunan ecir (anlaşma yapılan işçi) kendi yerinde başkasınıkullanamaz.» (Madde: 571)Eğer böyle bir şart yoksa müşterek işçi kendi kalfa veyaişçisini kullanabilir.Hususî işçi, yani yalnızca bir şahsa veya bir müesseseyeçalışmak üzere akit yapılarak alman işçi —işverenin izin verızâsı olmadan— kendi yerine başkasını kullanamaz, işi bizzatyapmakla görevlidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir