wiki

Güvenebileceğim Bir Sadrazam Arıyorum

Sarayda sık sık oyunlar, entrikalar ve cinayetler oluyordu. Artık büyümüştüm ve bu işlere dur demenin zamanı gelmişti. Dedelerim bu devleti bana bırakmışlardı. Öyle ise ona sahip çıkmalıydım! İlk yaptığım şey, sarayda hâkimiyet kuran yeniçeri ağalarını bulup cezalandırmak oldu. Böyle- ce ağa saltanatına son vermiş oldum. Daha sonra Siyavüş Paşa’yı sadrazamlıktan aldım. Yerine Gürcü Mehmed Paşa getirildi. Kısa süre bu görevde kalan Mehmed Paşa’nın yerine ise Tarhuncu Ahmed Paşa sadrazam oldu. Artık sadrazamlardan biri gidip biri geliyordu.. Ben ise tam anlamıyla güvenebileceğim bir insan bulamıyordum. Tarhuncu Ahmed Paşa işini iyi“Gel Ağa, al şu mührü.” dedim. “Seni kendir sadrazam yaptım. Bakalım bize nasıl hizmet ed çeksin.” Aradan günler geçti. Murad Ağa’nın nasıl hi met ettiğini bilmiyordum ama annem Turhan Sı tan bir gün yanıma geldi. “Bu Sadrazam devlet : leriyle ilgilenmiyor. Bağda bahçede gezip keyfi bakıyor.” deyince mührü ondan alıp bu kez Mel Ahmed Paşa’ya verdim. Yaptığım şeylerin doğru mu yanlış mı olduğ nu bilmiyordum. Sadece ninem Mahpeyker Köse Sultan ve annem Turhan Sultan ne derlerse onk uyuyordum. Melek Ahmed Paşa’nın, bütçe açığını kapatm için esnaftan altın topladığını duydum. Topladj altınların yerine, “Züyuf Akçesi” adı altında bal para veriyormuş. Esnaftan bir grup, sadrazama | lip durumu düzeltmesini istemişler ama oradan t vulmuşlar. Onlar da gelip dertlerini bana anlattıl Melek Ahmed Paşa’ya güvenmekle ne büyük hî yaptığımı işte o zaman anladım. Hemen yanıı gelmesini emrettim ama gelmedi. “Madem sadrazam buraya gelmiyor, öyle mührümü göndersin!” diye haber gönderdim. ] kez mührü Siyavuş Paşa’ya verdim. Artık yavaş yavaş büyüyordum. Ninem ile anı min kavgaları ise durmaksızın devam ediyordu. ] sabah ninem Mahpeyker Kösem Sultan’ın ölüm ! beriyle gözlerimi açtım. Bana, ninemin bir oyu Inırhan en trişini sövlediler.Ben kitaplardan başımı kaldırmadan yeni şeyler öğrenmeye çalışıyordum. Bu arada sadrazamlar değişmiş, devlet işleri aksamış, yeniçeri ağaları sarayda söz sahibi olunca her şey karmakarışık olmuştu. Ninem ile annem bu ağalara güvenince her şey tersine döndü. Babamın zamanında sadrazam olan Hezarpare Ahmed Paşa’nın yerine Sofu Mehmed Paşa getirilmişti. Bana, “Çok iyi bir sadrazamımız var. Hâzineyi iflastan kurtardı. Saraydaki aşırı harcamaları önledi.” dediklerinde pek sevinmiştim. Bu sıralarda donanmamız Foça önlerinde Venediklilerle savaşıyordu. Bir gün yenilgi haberini aldık ve suç sadrazama yüklendi. “Sadrazamı huzurunuza çağırtın Sultanım. Ona hesap sorma günüdür.” diyen ninem Mah- peyker Kösem Sultan, söyleyeceklerimi bana bir bir ezberletti. Sadrazam karşıma gelince, “Bu nasıl bir iştir! Donanmayı neden güçlendirmedin?” diye hesap sordum. Sonra da, “Sen sadrazam olmaya layık değilsin. Mührümü geri ver.” dedim. Sadrazam mührü üç kere öpüp alnına koydu ve “Buyurunuz Padişahım. Kime verecekseniz mübarek olsun.” dedi. Peki ben şimdi bu mührü kime verecektim? Gözlerimi oradaki kalabalık üzerinde gezdirdim önce. Sonra Kara Murad Ağa’yı gördüm.Bir de Reyhan Ağa vardı ki askerliğin ne olduğunu bana o öğretmişti. Ata nasıl binildiğini, kılıç kullanmasını ve okun menzile nasıl ulaştırılacağını… Padişah oluşuma gelince; bir gün beni alıp taht odasına götürdüler. Babamın her zaman oturduğu taht nedense o gün boştu. Ninem Kösem Sultan elimden tutup beni oraya oturtmak isteyince “Olmaz!” diye bağırdım. “Burası babamın.” Ninem, “Korkma aslanım, buranın sahibi artık sensin. Hayırlı olsun.” deyince şaşırıp kaldım. Vezir ve paşalar önümde eğilip padişahlığımı kutladılar. Dışarıdan top sesleri geliyordu. Korkuyla nineme baktım. “Bütün bunlar senin için yiğidim. Şenlik yapıyorlar.” dedi. Ben Osmanlı Devleti’nin yeni sultanı olmuştum ama şimdi ne yapacaktım? Bunu bilmiyordum ki!… Annem, “Sen korkma oğlum. Biz vezir ve paşalarla sana yardımcı oluruz.” diyordu. Ninem ise, “Sen benim sözümden çıkma yiğidim. Dediklerimi yap yeter.” demişti. Bir süre bu böyle devam etti. Ne devlet işleri ile ilgilendim ne de ağzımı açıp bu konularda tek kelime söyledim. Zaten bir şey söyleyecek olsam, “Sultanım, sizin de emir verme zamanınız gelecek. Üzmevin kendinizi.” divorlardı.

© 2007 Eserin her hakkı anlaşmalı olarak Timaş Basım Tîcaret ve Sanayi Anonim Şrrketi’ne aittir. Kaynak gösterilerek almtı yapılabilir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir