a (titreyen anlamına gelen ing. söze.). “Dostlar derneği” denilen pro- testan gelenekli bir din topluluğunun üyesi. —ANSİKL. “ûuaker” deyimi, kendini “Dostlar derneği” olarak adlandıran din topluluğu üyelerine, bu derneğin kurucusu George Fox’un, yargıç Bennefı “Tan- rı’ya saygılı olmaya ve Tanrı kelamı karşısında titremeye (ing. to quake)” davet etmesi nedeniyle takılan bir lakaptır. Daha 1654 te takılan bu lakap, XVII yy sonundan başlayarak genel kullanıma girdi 1647’de Fox, öğretisini yaymaya başladı; Dostlar derneği’nin kural koyuculuğunu VVİlliam Penn’, tek tanrıbilimciliğını de Ro- bert Barclay” yapıyordu. Anglikan kilise’ nin rıtualism, dogmacılık ve uymacılık aşırılıklarına karşı bir başkaldırmadan doğan bu akım, Ruhülkudüs’ün iç aydınlığının yüksek otoritesi, bütün kutsallaştırmaların olumsuzlanması ve kapsamına kadınları da alan evrensel bir papazlık yararına, aşamalandırılmış papazlığın kaldırılmasını savunuyordu, ilk günah yüzünden insanın düzelmesi olanaksız bozulmuşluğu kuramını kabul etmeyen quakerler, Cal- vin’ın mutlak yazgı, karşı konmaz inayet, yalnız imanla doğrulanma konularındaki düşüncelerine karşı çıkıyorlardı. Dikkat çekici bir ahlak arılığı, sıkı bir dayanışma davranışı, siyasal iktidardan kesinlikle
Ouakercılık tarihinin büyük bölümlerinden bırı de VVİlliam Penn’in adına bağlıdır. Taht tan Amerika’nın K.-B.’sındaki geniş bir arazinin (bugünkü Pennsylvanıa) imtiyazını sağlayan VVİlliam Penn, ancak ütopyalar kadar süren dinsel bir demokrasi kurmaya girişti. Öncülerin kahramanlık dönemini, bir gerileme dönemi izledi. Önceden bilinemez esin öğretisi durallara bağlandı ve iman içinde araştırma özgürlüğü yerini ça tık kaşlı bir uymacılığa bıraktı: belli bir giyinme biçimi, belli sözlerin ezberden okunması istenmeye başladı; aykırı davrananlar Dernek ten atılmak tehlikesiyle karşılaştı. Ancak aynı zamanda insansever etkinlikler de gelişerek 250 000 kadar hıristiyandan oluşan bu küçük topluluğun olağanüstü bir gelişme göstermesine yol açtı. XIX. yy.’da köleliğe karşı savaşıma büyük ölçüde katılan quakerler, Birinci Dünya savaşı’nın sonunda, yakılıp yıkılan bölgelere bizzat giderek ve büyük maddi olanaklarıyla yardımlarda bulundular; 1945’te Berlin yıkıntılarına yerleştiler ve daha 1956’da Vietnam halkıyla etkin bir dayanışma gösterdiler. Her türlü felaketin yol açtığı olağanüstü durumlar karşısında keskin bir sorumluluk duyguları vardı Toplumsal düzeyde her zaman, özellikle eğitsel alanda ilerlemenin öncülüğünü yaptılar. Ama çileci ahlakları ve yoğun etkinlikleri nedeniyle, büyük manevi zenginlik yetenekleriyle de kendilerini göstererek, birçok bakımdan en canlı kolunu oluşturdukları püritenlik’ akımının gerçek temsilcileri durumuna geldiler. 1947’de İngiliz ve amerikan “Uluslararası quaker yardımı” komiteleri, Nobel barış ödülü’ nü kazandılar
GUAKER
22
Nis