İstanbul’ da arkeolojik eserlerin sergilendiği müze topluluğu. Akreoloji müzelerinin kuruluşu Damat Fethi Paşa zamanında başlar (1846). Çeşitli yerlerden getirilen eserler, o sıralarda silâh deposu olarak kullanılan Aya İrini kilisesinde toplanıyordu. 1869-1871 Yılları arasında maarif nazın Saffet Paşanın eski eserlerin toplanarak İstanbul’a gönderilmesi için valiliklere gönderdiği emir, bu küçük koleksiyonun büyümesinde büyük ölçüde yararlı oldu. Bu eserler, Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılan Çinili köşk’e getirilerek ziyarete açıldı (1874). Daha sonra müzenin müdürlüğüne Osman Hamdi Bey tayin edildi (1881). Hamdi Bey hazırladığı bir tüzükle eski eserlerin yurt dışına çıkarılmasını yasakladı. 1887 Yılında, Sayda nekropolünde (krallar mezarlığı) yaptığı kazıda, İskender’e izafe edilen lahit ile Ağlayan Kadınlar, Lykia ve Satrap lahitlerini bularak İstanbul’a getirdi. Arkeoloji bakımından çok önemli olan Sayda lahitleri diğer eserlerle birlikte Çinili köşk’ün karşısında yapılan yeni müze binasında ziyarete açıldı (1891). 1917 Yılında müze binasının yanında bulunan Güzel Sanatlar okulunun Cağaloğlu’na taşınması üzerine, bu bina da Eski Şark Eserleri müzesi olarak kullanılmağa başlandı. Bugün İstanbul Arkeoloji Müzeleri müdürlüğüne bağlı 3 müze vardır: 1. Eski Şark Eserleri müzesi: 1917’den beri Eski Şark Eserleri müzesi olarak kullanılan bu bina 1963’te modern müzecilik esaslarına göre onarılmağa başlandı. Halen inşaat bitmiş, fakat teşhir çalışmaları devam etmektedir. Bu müzenin bir özelliği, Birinci Dünya savaşından önce müzeye gelmiş eserleri içinde toplamasıdır. Bu eserler genel olarak 4 grupta toplanır: Foto. Yeni Sabah arşivi (MEYDAN) a) Mezopotamya grubundaki Sümer, Akad, Asur ve Babil medeniyetlerinin buluntuları, Mezopotamya’nın kültür gelişimini tarihî sıraya göre vermekte ve özellikle mühürler önemli bir grup teşkil etmektedir. b) Mısır grubu çeşitli devirlere ait taş eserler, ahşap lahitler, bronz heykelcikler ve fayans mezar eşyalardan meydana gelmektedir. c) Anadolu grubunda hitit eserleri. İmparatorluk devrine ait örnekler çok az, buna karşılık Geç Hitit devletleri zamanından kalma kültür belgeleri fazladır. Zincirli şehir kapısı, kapı aslanları, Barrakab kabartmaları, Maraş aslanı ve Hadad heykeli en önemli eserlerdendir. ç)Arap eserleri. İslâmiyetten önceki çeşitli devirlere ait tesadüfen ele geçen buluntulardır. Bunlar arasında mezar taşı olarak kullanılan taş heykeller ilgi çekicidir. Müzenin kil levhalar üzerine yazılmış çivi yazılı belgeler arşivi bölümü, yetmiş bini aşan mevcuduyle dünyanın en zengin koleksiyonları arasındadır. 2. Klasik Eserler müzesi: geçen yüzyılın ikinci yarısından itibaren toplanmış eserlerle çok zengin koleksiyonları içine alır. Bir imparatorluk müzesi olması sebebiyle burada Türkiye içindeki medeniyet belgelerinin yanında Osmanlı devletine bağlı çeşitli yerlerden gelen eserler de vardır. Çeşitli medeniyetlere ait olan bu kültür belgeleri, genellikle M .ö. I. binyılın başından bizans devri sonuna kadar devam eder. Binanın alt kat salonlarında Yunan, Roma ve Bizans devirlerine ait mimarî parçalar ile büyük heykeltıraşlık eserleri, lahitler, mezar ve adak stelleri, kısmen kronolojik sıraya, kısmen de geldikleri yerlere göre düzenlenmiştir. Mimarî buluntulardan Arkaik devir için Assos Athena tapınağına ait saçak parçaları ile Aitol başlıkları; Helenistik devire ait Mederes Magnesiası’ndaki Artemis tapınağı frizi ile Hekate (Lagina’da) tapınağı frizi önemli eserlerdendir. Afrodisias’tan gelme malzeme roma mimarîsinin; son yıllarda İstanbul’un Saraçhanebaşı’ndaki kilise kazısı malzemesi ise Bizans devri mimarîsinin önemli örnekleridir. Heykeltıraşlık eserlerinden, Sayda lahitleri, son yıllarda sayıları fazlalaşan yunan-pers devri eserleri ve özellikle Helenestik devir eserleri dikkati çeker. Müzenin üst kat salonları, küçük buluntulara ayrılmıştır. Bunlar cinslerine ve geldikleri yerlere göre teşhir edilmekte, küçük taş eserler, bronz, cam, pişmiş toprak heykelcikler ve çanak – çömlek olmak üzere ayrı ayrı salonlarda yer almaktadır. Çanakçömlekler arasında Anadolu’nun tarihöncesi kültürlerine ait Hacılar, Fikirtepe, Yortan, Truva ve değişik buluntu yerlerinden gelen frig kapları dikkati çeker. Kıbrıs heykeltıraşlığının çeşitli devir ve boyutlarındaki örnekleri ayrı bir salonda teşhir edilmektedir. Klasik devir seramik örnekleri üslûp gelişiminin izlenmesini sağlayacak kadar çoktur. Bunlar arasında, batı anadolu arkaik seramiğinin güzel örneklerini veren Çandarlı kazı malzemesi vardır. Pişmiş toprak heykelciklerden en önemli toplu buluntular, Lindos, Istanköy, Samsun, Priene menşeli olanlardır ve bu eserlerde üslûp gelişimi rahatlıkla izlenir. Klasik eserler bölümüne bağlı süs eşyaları koleksiyonundaki en önemli örnekler arasında Truva II (M. ö . III. bin), Efes Artemis tapınağı temelinden çıkan adak eşyaları ve bu arada fildişi heykelcikle hayvan figürleri yer alır. Bu bölümlerin dışında, sayısı 450 000’i bulan sikke kabinesinde islâm devletlerine ait olanlar ve olmayanlar diye iki grup vardır. Bk. İSTANBUL ARKEOLOjİ MÜZELERİ MÜDÜRLÜĞÜ SİKKE KABİNESİ* 3. Mozaik müzesi: Eski Arasta binasındadır. Burada bizans mozaiklerinden çeşitli örnekler sergilenmiştir.
İstanbul Arkeoloji müzeleri
09
Eki