wiki

İSTİARE

Esk. Ödünç veya borç alma. || İstiâre etmek, ödünç almak. — Ed. Esk. Bir varlık veya kavrama, benzediği başka bir varlığın adını verme. Bk. ANSİKL. — ansİkl. Ed. Esk. Bir kavramın, gerçek anlamı dışında, başka bir varlığı nitelemek için kullanılması diye tanımlanan istiare, eski edebiyatın önemli sanatları arasında yer alıyordu. Divan şairleri, istiare sanatına çok önem verdiler; istiarenin birçok türlerini eserlerinde uyguladılar. İstiarenin iki öğesi vardır: a) benzeyen veya benzetilenden biri; b) benzetme yönü, istiarenin yapılması için yalnız benzeyen veya yalnız benzetilenin bulunması yeterlidir. Yaygın olan iki türlü istiare vardır. 1. açık istiare; 2. kapalı istiare. 1. A çık istiare, yalnız benzetilene dayanan istiaredir. «Altın kulelerden yine kuşlar / Tekrarını ömrün eder ilân» (Ahmed Hâşim). «Altın kuleler», tan yerinin benzetilenidir. 2. Kapalı istiare. Yalnız benzeyene dayanan istiaredir: «Bu hayalle uyur Bursa her gece / Her sabah, onunla uyanır, güler…» (Ahmet Hamdi Tanpınar). «Bursa», duygulu bir insanın benzeyenidir. Bir de, açık istiareden sayılan temsilî istiare vardır. Bütün şiire veya hikâyeye yayılmış bulunan bir açık istiaredir. — Esk. huk. İstiare, ariyet almaktır ki, alan kimseye müsta’ir denilir (Mecelle md. 767). [Ariyet sözleşmesi, Mecelle’de, 6. kitap olan Kitabül emanat’âsi düzenlenmiştir.] Bk. İare. ♦ istiarat çoğl. i. Esk. İğreti almalar. ♦ istiareli sıf. istiare kapsayan: İstiareli deyim. || İstiare yönünden zengin: İstiareli üslûp. Yeni. Egretilemeli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir