wiki

İSTİF

(ital. stivare, düzenli bir şekilde yığmak, istif etmek’ten). Eşyaların düzgün bir şekilde üst üste konulması ve böylelikle meydana gelen yığın. || tstif etmek, düzgün bir şekilde üst üste yığmak, sıralamak: Arkasını dönmesiyle istif ettiği odunların yere inmesi bir oldu. — çeş. dey. İstifinden başlamak. Argo. Küfür etmek. || İstifini bozmak. Halk dili. Azarlamak, rezil etmek. || istifini bozmamak, aldırış etmemek, durum ve davranışını hiç değiştirmemek. || Balık istifi. Bk. BALIK. — Denize. Yüklerin gemi ambarlarına yerleştirilmesi. || tstif faktörü, istif tahtası payı da dahil olmak üzere, herhangi bir yükün, iyi bir istif ile beher tonunun ayak küp olarak ifadesi. |j tstif kaybı, yükün gemi ambarlarına hacim kaybı doğuracak biçimde düzensiz olarak yüklenmesi. || istif tahtası. (Bk. daneç.) || İstifi bozmak, istifli durumdaki bir yükün boşaltılmasına başlamak. || istifin bozulması, kötü hava şartları sebebiyle ambarlardaki yüklerin yıkılması veya birbirine girmesi. — Deric. İstifte bekletme, sepicilikte derileri kireçlik havuzunun kenarında bekletme. (Derilerin, havuza atılmadan önce, bir süre böyle bekletilmeleri gereklidir.) — Hat. Eski yazıda harflerin, hecelerin ve kelimelerin, yazı üslûbuna uygun şekilde sıralanması. Bk. ansİkl. — Müz. Armonili müzikte seslerin veya partilerin üst üste kurulması. — Teknol. Bk. ansİkl. || Bir ağaç tomruğunun birbirine paralel kesitler halinde biçilmesinden elde edilen tabaka veya yaprakların, bıçkıdan önceki düzende, yani eski tomruğu meydana getirecek şekilde, üst üste konulmuş durumu. || tstif tahtası, bir fıçının yerinde sağlam durmasını sağlamak için iki yanına konulan ağaç parçalarının her biri. — ansİkl. Hat. Güzel yazı sanatında istif çok önemlidir, istifte ilk dönem hattatları pek başarı gösteremediler. İstif genellikle aşağıdan yukarıya doğru yapılır. OsmanlIlar devrinde XV. yy.da yetişen hattatlardan Ali bin Yahya es-Sofî’nin istifte usta olduğu Ayasofya camii arkasında Babı Hümayun üzerindeki celî sülüs yazısından anlaşılmaktadır. İstifte görülen ilk gelişme, XIX. yy.a kadar sürdü. Sultan Mahmud II zamanında yetişen ve İstanbul’daki Nusretiye camiinin içindeki yazıları yazan Mustafa Rakım Efendi bu yazı türünü daha gelişirdi. XX. yy.ın başında yetişen Sami Efendi de, Rakım Efendi yolunda giderek istif alanında başarılı örnekler verdi,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir