Kayaları, kayalıkları oluşturan madde kütlesi: Taş ocağı. Taşı oymak.
—2. Özel bir maddeden oluşan, belirli özellikleri ve bileşimi olan kütle: Çakıl, sert bir taştır. —3. Çeşitli biçim ve büyüklükte her türlü kaya parçası: Dikkat edin, yukarıdan taş düşebilir. —4. Yapı işlerinde kullanılan her tür doğal kaya kütlesi: Taştan bir duvar çekmek. Kaldırım taşı. —5. Gerekli yerlerde kullanılmak üzere, uygun biçime sokulmuş kaya kütlesi: Değirmen taşı. Çeşme taşı. Mezar taşları. —6. Simge ■ niteliğindeki sütun, anıt vb. —7. Sertliği, güzelliği, parlaklığı, ender oluşu ile özel bıı değer kazanan mücevher ya da değerli eşya yapımında kullanılan mineral madde; bu maddenin ham ya da işlenmiş parçası: Değerli taş. Renkli taş. (Bk. ansikl. böl. Müc. ve Miner.) —8. Tavla, domino, satranç vb. oyunlarda kullanılan plastik, kemik ya da tahta parçalardan her biri. —9. iğneleyici, alaycı söz; tariz: Bir kimseye taş atmak. Bu taşlar banaysa kabul etmiyorum, çünkü o kararımda haklıydım. —10. Arg. Para. —11. (Birine) taş atmak, ona dolaylı yollardan iğneleyici sözler söylemek, söz dokundurmak. || Taş attın da kolun mu yoruldu?, taş atıp kolun yorulmadı ya, bir kazancı kolayca, hiç yorulmadan elde eden, yine de onu küçümseyenlere söylenir. || Taş arabası, aptal, budala, sersem (arg.). || Taş bademi -> TAŞ- BADEMİ. II Taş bilim – TAŞBİLİM. II Taş çatlasa, “ne denli zorlanılırsa zorlansın, ne yapılırsa yapılsın” anlamında kullanılır: Bu para taş çatlasa bir hafta idare eder. || (Bir başkasına) taş çıkartmak, yetenekleri, bilgi ve becerisi yönünden ötekine göre çok üstün olmak: Küçük ama büyüklere taş çıkartır. || Taş devri, bir şeyin gelişmemiş, ilkel durumu: O sıralar dokumacılığımız taş devrindeydi. || Taş gibi, çok sert, çok katı şeyler için kullanılır: En az üç günlük taş gibi ekmekleri sofraya koymuştu; çok sağlam: Üç yıldır aynı pantolonu giyiyor, hâlâ taş gibi; çok katı, duygusuz, soğuk ve acımasız: Taş gibi yüreği var. || Taş illeti, böbrek hastalığı. || Taş kesilmek, sözkonu- su sıvı bir maddeyse, donup sertleşmek; bir kimseyse, şaşırıp ne yapacağını bilemez, hiçbir şey söyleyemez duruma düşmek: Alanı dolduran ve taş kesilmiş gibi duran binlerce kişi birden bağırmaya başladı. || Taş koymak, birkaç kişi konuşurken, dışardan girerek, konuşmayı kesmek, yarıda bırakmak (arg ). || Taş kömürü — TAŞKÖMÜRÜ. || Taş olayım, söylediği bir söze, karşısındakini inandırmak için söylenir: Yalanım varsa taş olayım. || Taş olmak, Tanrı tarafından cezalandırılmak: Yalan söyleme, taş olursun. || Taş pamuğu -* taşpa
MUğü. || Taş sürmek, domino, dama vb. oyunlarda taş oynatmak. || Taş sökmek, çözümü güç işlerle uğraşmak, sıkıntı çekmek. || Taş taş üstünde bırakmamak, bir yerdeki yapıları yerle bir edercesine yıkmak, her tarafı harap etmek. || Taş tutmak, para sahibi olmak, zenginleşmek (arg ). || Taş yağar, kıyamet koparken, yaşanılan telaşlı, korkulu ve tehlikelerle yüklü anları anlatmak için kullanılır. || Taş yağı — TAŞ- yaği || Taşa çekmek, bıçak, makas vb. kesici şeyleri bileğitaşında keskinleştirmek. || Taşa tutmak, aralıksız biçimde, üst üste taş atmak, taşlamak. || Taşı taşa, başı başa vurmak, güç bir işi gerçekleştirmek için her türlü yolu denemek. || Taşı gediğine koymak, söylemek istediği bir sözü en uygun zamanı bekleyip tam yerinde söylemek. || Taşı ölçeyim, kimi çevrelerde kırık, yara, ezik gibi durumlar bir kimsenin bedeni üstünde gösterilirken “benden uzak olsun, benim başıma gelmesin” anlamında söylenir. || Taşı sıksa suyunu çıkarır, bir kimsenin çok güçlü ve çok dinç olduğunu belirtmek için söylenir. || Taşın pekini ye, yemek beğenmeyenlere söylenen bir azarlama sözü. || Taştan yağ çıkar, ondan çıkmaz, bir kimsenin başkaları yararına dokunmayan, çok cimri biri olduğunu vurgulamak için söylenir. || Bilezik taşı, kuyunun ağzına konan ortası delik taş. || Çakıl taşı, çakıl. || Çay taşı, çay yataklarında bulunan büyük yuvarlak taş. || Çırpıcı taşı, denizin sığ yerlerinde, su üzerinde görü
len kaya. || Kaydırak taşı, kaydırak oyununda kullanılan ufak yassı taş. || Niyet taşı, bir inanca göre dileğin gerçekleşmesi için bir yatırdan alınıp saklanan, bir yatırın mezarına yapıştırılmaya çalışan ya da dilek kuyusuna atılan küçük taş. —Bot. Bazı bitkisel hücrelerin içinde oluşan (armut, vb. meyvelerdeki gibi) mineral maddeler topağı. (-» SİSTOLİT, MİNERALLEŞME.) —Camc. Erime sırasında tam olarak dağılmayan ve son çıkan camda kakılmış olarak kalan camlaşabilir madde tanesi. || Renkli incik boncuk. || Özellikle ağır minerallerin erimemiş kristallerinden kaynaklanan cam kusuru. || Cam içinde gözüken, camlaşmamış yabancı tanecik. (Taşlar ham maddelerdeki pisliklerden, bileşimdeki yabancı maddelerden, fırın tuğlalarından, erime hatasından ya da tam cam- laşmamaktan ileri gelebilir.) —Denizbil. Geniş anlamda, kıyı şeridinde ya da kıyı bölgesinde yüzeyleyen ka- yaçlar. (Eşanl. KAYA.) || Deniz yüzeyi yakınında bulunan ve zaman zaman su yüzeyine çıkabilen yarı yatay kayaç yüzeyi—Denize. Taş dubası, rıhtım, mendirek, dalgakıran yapımında, taş taşımada kullanılan özel olarak düzenlenmiş duba. —Deric. Taş makinesi, derileri taşlamak ya da perdahlamak için kullanılan, taşlı ya da zımpara kâğıtlı, az ya da çok ince tanecikli perdahlama makinesi. —Din. Kara taş, ünlü kutsal taşlara verilen ad: Ressinus’tan Roma’ya getirilmiş olan ve Kybele’yi simgeleyen taş; Elaga- balus tarafından getirilen Emesus taşı. (-* HACERİESVET.) || Forum’un kara taşı, altında Romulus’un mezarının bulunduğu söylenen kara kapaktaşı. (1900’de mezardan çıkarılan kapaktaşının bu olduğu sanılır.) || Sunak taşı, hıristiyanlıkta kutsal olduğuna inanılan kalıntılar içeren ve bir piskopos tarafından belli bir sunağın yerini almak üzere kutsanan taş. (1963’ten bu yana bu taşın ayinlerde kullanılması zorunlu değildir.) || Teslim taşı -> TESLİM. —Dişç. Tükürük taşı, kan ve tükürükteki kalsiyum tuzlarından oluşan birikinti. (Çok sık rastlanan bu taşlar, dişetinin üstünde ve altında, dişe yapışkan sert bir madde oluşturur. Aynı şey tükürük bezlerinin bo- şaltıcı kanalları düzeyinde de gelişebilir (örneğin kulakaltı bezinin Stenon kanalında oluşan taş). Bu oluşumlar dişetleri için ve her dişi yuvasına bağlayan bağlar için çok zararlıdır ve tükürük bezlerinin salgısına mekanik bir engel oluşturur.) [-> KEFEKİ] —Eczc. Eskiden yakıcı etkili birçok ilaca, sert olmaları nedeniyle verilen ad. (Bugün yalnız cehennemtaşı adı verilen °/o 10’luk gümüş nitrat taşları, sivilce ve siğile karşı kullanılmaktadır.) —Esk. Rom. Kutsal taş, Porto Capena’nın yanına bırakılan ve yağmur yağdırmak için gezdirilen taş. —Esk. sil. Taş dikmek, okçulukta kullanılan, rekor kırma anlamında deyim. (Bu deyim Osmanlılar’ın rekor kıran okçular için taş dikmesi olayından kaynaklanmıştır.) || Taş sürmek, okçunun, menzil taşını aşan bir atış yapması sonucu, bu taşın yerini ileri almak anlamında kullanılan deyim. || Menzil taşı -» MENZİL. —Isıbil. ve Isıt havld. Bileşiminde kimi tuzlar bulunan bir suyun kaynatılması sonucu kazanların ya da diğer aygıtların iç çeperlerinde oluşan katı çökelti. (Eşanl. KÜ- FEKİ.) || Taş giderici, kazan suyuna katıldığında çeperlerdeki kazan taşını çözündüren ya da çeperlerden ayırarak çamur haline getiren madde. —inş. Taş döşemek, bir karayolunu inşa ya da takviye etmek için bir taş sırası yerleştirmek. || Kaba yom taş, köşeleri gönyesinde olmayan, yüzlerine kabaca dikdörtgen biçimi verilmiş yonu taş. || Moloz taş, harç ya da alçıyla duvar örmeye yarayan küçük boyutlu, kaba taş. (Bk. ansikl. böl.) ||
670 milyon (tane), asbestli çimento boru 211 500 t, asbestli çimento levha 145 500 t, beton direk 283 500 t, beton oluk 2 370 000 m, yapı elemanları 670 000 t olarak gerçekleşmiştir. Aynı yıl bu sanayi kolunda toplam 80,1 milyar TL değerinde dışsatım, 138,2 milyar TL değerinde de dışalım yapılmış (1988 fiyatlarıyla), dışsatımın dışalımı karşılama oranı ise % 20,7 olarak saptanmıştır. Bu sanayi sektöründe, özellikle refrakter malzemelerini girdi olarak kullanan kesimlerdeki gelişmelere koşut olarak artan talep, dışalımın da artmasına yol açmaktadır. Ancak, 1989 yılında devreye giren, magnezit esaslı tuğla ve harç üretecek 40 000 ton/yıl kapasiteli Kütahya Manyezit işletmeleri aş’ye ait ek tesis ile, Filyos ateş tuğla sanayii aş’nin 12 000 ton/yıl kapasiteli alumina silikatlı tuğla ve harç üretecek ek tesisin yaratmış olduğu artı kapasite, refrakter malzeme konusundaki talebi önemli ölçüde karşılamıştır. —İnş. ve Taşoc. Kesme taş. Yapıda yerleştirileceği yere göre belirli bir biçim verilmiş doğal kaya blokudur. inşaat için istenen özelliklere sahip, yani dayanıklı, bozulmaz, dondan etkilenmez, güzel görünüşlü, yontulabilir bütün kayalara kesme işlemi uygulanır. “Kesme taş” adı, genellikle kireçtaşları için kullanılır. Çoğunlukla çok sert olan silisli kayaçlar, yataklarının hemen yakınında gerçekleştirilecek inşaatlar için işlenir. Kesilecek bloklar çok sayıda taş ocağından çıkarılır. Bu ocakların bazıları aranan niteliklere sahip banklardan oluşur. Taşlar niteliklerine göre farklı özellikler gösterir ve bu özelliklere bağlı olarak kullanılır. Taş kimi zaman yapının yakınında işlenir. Özellikle gevrek taş, kabaca yontulmuş bloklar halinde şantiyeye getirilir ve gereksinime göre testereyle kesilir. Artık, gereksiz taşımaları önlemek için taş daha ocakta uygun ölçülerde kesilmektedir: bütün işlemleri tamamlanmış ve numaralanmış taşlar teslim edilmekte, geriye bir tek ye
Nelly