kararaca ahmet

kararaca ahmet Mezarlığı, İstanbul’da Üs-;ar semtindeki tarihi çok eskilere uzanan .slüman mezarlığı. Üsküdar-Kadıköy ^mda çok büyük bir alanı kaplar. Eski-

– yüzyıllık servi ağaçları ile büyük bir -ana benzeyen mezarlık adını, 14. yüz-ia yaşadığı ve Horasan erenlerinden biri r-ğu kabul edilen Karaca Ahmed’in bura-

rulunan türbesinden almıştır. Alevi ve :iitaşilerin çok büyük saygı gösterdiği elerden biri olan Karaca Ahmed, halk üinda akıl hastalarını tedavi etmesiyle ün jamnıştı. Bu nedenle yalnız Alevi ve :£taşilerden değil, Sünni halktan da saygı m üştü. Anadolu’nun Manisa, Afyonka-Cisar, Ankara, Uşak ve Kırşehir illerinde î _n oiduğu ileri sürülen mezarlar varsa da, >*ü;dar’daki türbe daha çok tanınmıştır.

I. Süleyman (Kanuni) zamanında tc:lmış, 19. yüzyılda onarılmıştır, idracaahmet Mezarlığı, Anadolu yakasının- yerleşim alanlarının genişlemesiyle rcmli ölçüde tahribata uğramıştır. 1950-60 -îsmda, daha sonra da Boğaziçi Köprüsü’ çevre yollan yapılırken 1973’te içinden k;:İ! yollar geçirilmiş ve bu yüzden büyük it-.-jJara aynlmıştır. Osmanlı ve Cumhuri-f. dönemlerinde yaşamış önemli devlet ve ir adamlarının, sanatçıların, birçok ünlü omıtanın gömülü olduğu Karacaahmet fccarhğı, Türk taş işçiliği ve hat sanatı ısından bir açık hava müzesi durumun-2c;r.

L»racabey, Marmara Bölgesi’nde, Bursa ek bağlı ilçe ve ilçe merkezi kent. Yüzöl-ac.û 1.285 knr’dir. Kuzeyde Marmara doğuda Mudanya ve Nilüfer ilçeleri, rr’sydoğuda Ulubat Gölü, güneyde Musta-a*fialpaşa ilçesi, batıda da Balıkesir iliy-t remlidir.

..e topraklarının orta kesimi düz bir nacağı andınr. Çanağın kuzeyinde Mudanya Dağlarının batı uzantıları yer alır. Bu sanrılardan Karadağ, ilçenin başlıca yük-«■jcsidir. Karatepe’de 833 m’ye yükselen tiTâdağ, yaklaşık 180 km2’lik bir alanı uciayan Karacabey Ovasını Marmara De-umden ayınr. İlçe topraklarının ortasınca; güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda Susurluk Çayının(*) Marmara Denizi–r – ivüiürken oluşturduğu deltada Dalyan t Arapçiftliği gölleri vardır. Güneydoğuda

– ilan Ulubat Gölünün(*) bir bölümü ile ;;ö Halilbey Adası ilçe sınırları içinde-

Göl fazla sularını batısındaki Ulubat
Suyu gideğeni ile Susurluk Çayına akıtır. Manyas Gölünün fazla suları da Karadere adlı gideğenle Susurluk Çayına boşalır.

Karacabey, ekonomik açıdan Bursa ilinin ve Marmara Bölgesi’nin gelişmiş ilçelerin-dendir. Elverişli doğal yapı, verimli topraklar ve yumuşak iklimin yanı sıra yakındaki büyük kentlere bağlanan nitelikli yollar, ilçe ekonomisinin gelişmesine ve çeşitlenmesine önemli katkıda bulunmuştur. İlçe tarımının pazara açılması çok eskiye dayanır; kullanılan teknolojinin düzeyi de yüksektir. En çok soğan, şeker pancarı, arpa, mısır ve patates, az miktarda baklagiller ve pamuk yetiştirilir. 1984’te Türkiye soğan üretiminin yüzde ll’i (124.998 ton) Karacabey ilçesinde yetiştirilmiştir. Ekime ayrılan alanlarında sebze ve meyve üretimi de yapılır. Türkiye’nin ilk harası olan Karacabey Tarım İşletmesi(*) koyun ve nitelikli sığır besiciliğiyle tanınan Karacabey ilçesi sınırları içindedir. Yaklaşık bin hektarlık bir alanda kurulmuş olan işletme ilçenin yanı sıra ülke düzeyinde de hayvancılığın geliştirilmesinde öncü bir rol oynamıştır. Tavukçulukla deniz ve göl balıkçılığı da yaygındır. Mustafakemalpaşa ilçesinde kurulu Etıbank’ın Kestelek Bor Madenleri İşletmesi’nin Ulubat Gölüne boşaltılan zehirli atıkları, balıkçılığı ve göl sularından yararlanarak sulanan Karacabey Ovasındaki tarımsal üretimi olumsuz biçimde etkilemektedir. İlçenin en ünlü hayvansal ürünü Mihalıç peyniridir.

İlçe sanayisi genellikle tarıma dayalı küçük ölçekli kuruluşları kapsar. İlçede özel kesime ait konserve ve salça fabrikaları dışında gıda, metal eşya ve makine imalat kollarında çalışan pek çok atölye vardır.

Marmara kıyısı yakınlarında kurulan Ye-niköy orman içi dinlenme yerinde ormanlık alanlar ile doğal kumsallardan oluşan plajlar iç içe geçer. İlçedeki yabanıl yaşamın korunması amacıyla Karadağ’da Ovakorusu Sülün Üretme İstasyonu kurulmuş, gene Karadağ’da geyikler için bir koruma alanı ayrılmıştır.

Yerleşim tarihi İÖ 12. yüzyıla dayanan yöredeki en eski yerleşmelerin Miletopolis ve Lopadion (Uluabat köyü) olduğu bilinir. Bizans döneminde Mihalıç olarak bilinen Miletopolis, Osmanlı topraklarına katıldıktan sonra buraya yerleşen aileden dolayı zaman zaman Karacabey olarak anılmakla birlikte Mihalıç adını korudu. 19. yüzyıl sonlarında Hüdavendigâr vilayetinin Bursa sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. 1910’da adı resmen Karacabey olarak değiştirilen kent, Kurtuluş Savaşı sırasında 1 Temmuz 1920’den 13 Eylül 1922’ye değin Yunan işgalinde kaldı.

Bir küçük sanayi sitesi bulunan Karacabey kenti, çevresi için önemli bir ticaret merkezidir. İstanbul ve Bursa’yı Ege Bölgesi ile İzmir’e bağlayan önemli karayolu güneyinden geçer; bu yolla il merkezi Bursa’ya uzaklığı 67 km’dir.

Antik Miletopolis kentinde yapılan araştırmalarda Roma dönemine ait çanak çömlek ve su künkü kalıntılarıyla bir tunç Apollon heykeli bulunmuştur. Ayrıca aynı döneme ait sikkeler ile tapmak ve hamam kalıntılanna da rastlanmıştır. Karacabey kentinde Osmanlı döneminden kalma başlıca yapılar 1399’da Subaşı Eyne Bey’in yaptırdığı Issız Han, I. Murad (Hüdavendigâr) döneminde yapıldığı sanılan Ulucami ve Şehzade Alaeddin’in dayısı Karaca Bey’ in 1457’de yaptırdığı Karacabey Camisi’dir.

Karacabey Belediyesi 1878’de kurulmuştur. Nüfus (1990) ilçe, 72.898; kent, 31.66

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*