İLLÜZYON

İLLÜZYON
İLLÜZYON, Bk. YANILSAMA,

İLLYES Gyula (1902-1982), Macar şair ve oyun yazarı. Genç yaşta Kızıl Ordu’ya katıldı. Devrim hareketinin başarısızlığa uğramasından sonra Viyana’ya kaçtı (1920). Berlin ve Paris’e gitti. Sorbonne Üniversi-tesi’nde öğrenim görürken çeşitli işlerde çalıştı. Ülkesine dönünce 1928’de Nygat (Batı) dergisinde yayımlanan ilk şiirleriyle tanındı. 1934’ de yayımlanan Pusztak nepe (Pusz-ta’nın insanları) adlı sosyolojik eseri ise toplumbilimci ve halkbilimci olarak da tanınmasını sağladı. Pe-töfi (1936) ise ünlü Macar şairi üstüne yazılan en iyi biyografi sayıldı. 1941’de Nygat dergisinin yazıiş-leri müdürü oldu. Derginin adını Magyar Csillag (Macar Yıldızı) olarak değiştirdi. Macaristan’ın Alman-lar’ca işgali üzerine gizlenmek zorunda kaldı. Savaştan sonra Köylü
Gyula İllyes (solda), Fransa’da bir ödül töreni sırasında
lılar’ın yaşadığı bölgede MÖ VII. yy’ da Yunan ticaret kolonileri kuruldu. Yunanistan ile İtalya arasındaki ticareti yürüten gelişkin bir kültüre ve genlik düzeyine sahip bu koloniler İllirya’nın gelişmesinde büyük rol oynadı. Giderek güçlenen İllirya Krallığı, MÖ III. yy’da Kral Agron zamanında en parlak devrini yaşadı. Dönemin en güçlü donanmalarından birini oluşturan Agron’un ö-lümünden sonra karısı Teuta MÖ 230’da Sicilya’yı ve kıyıdaki Yunan kolonilerini almak istedi. Bu arada bir kısım İtalyan tüccarı da saldırıya uğradı ve yağmalandı. Konuyu görüşmek için gönderilen Roma elçilerinin de saldırıya uğramasıyla Roma donanması İllyria kıyılarına geldi ve birçok Yunan sitesini aldı. MÖ 228’de Teuta Romalılar’a boyun eğdi. İllyria ikinci Makedonya Sa-vaşı’nda Roma’nın müttefiki, üçün-cüsünde ise Roma’nın düşmanı oldu. 168 yılında son illyria kralı Gut-hius, Romalılar’a teslim oldu. Roma İmparatorluğunun yönetimi altında İllyria’nın iç bölgelerinde yaşıyan-lar, imparatorun temsilcisinin egemenliğini kabul etmek ve imparatora bağlılıklarını sürdürmek koşuluyla özerk bir yönetime sahip oldular. Kıyılardaki kentler ise tümüyle Romalılaştı. 395 yılında Roma İm-paratorluğu’nun ikiye bölünmesiyle illyria, imparatorluğun doğu bölümünde kaldı. III. ve V. yy’da Vizigot-lar’ın ve Hunlar’ın istilasına uğrayarak yıkılan illyria VII. yy’da Arnavutların dışında tümüyle Slavlaştı.
İLMİYE, Osmanlı İmparatorluğunda fıkıh ve şeriatı konu alan, kendine özgü bir örgütlenmesi, sınıf ve rütbeleri olan, devlete bağlı bir kurum Bu kurumda yer alanlar İlmiye Sınıfı’ nı oluştururlardı. Bunlar fıkıh ve şeriat bilgilerinin öğretildiği medreseleri bitirdikten sonra bir askerse! ya da yönetsel rütbeye denk düşen çeşitli rütbeler alırlardı. En üstte Şeyhülislâm bulunurdu. İlmiye sınıfının özel giysileri vardı. XVI. yy’ın ikinci yarısında başlayan ve her kesimi saran genel bozulma ve çözülme ilmiye sınıfını da etkiledi. Rüşvet ve iltimas yoluyla medrese bitirme ve yükselme olaylarının yaygınlaşması bir kısım medrese öğrencisini eşkiyalığa sürükledi. Müderrislik kurumu bütünüyle yozlaştı. Bazı padişahların (III. Murat, III. Mehmet, I. Ahmet, IV. Murat, özellikle III. Selim) çeşitli fermanlar ve önlemlerle ilmiye sınıfını ve medreseleri düzeltme girişimleri yozlaşmayı. adaletsizlikleri ve yolsuzlukları önleyemedi. Cumhuriyetin ilanından sonra İlmiye Sınıfı medreselerle birlikte kaldırıldı ve öğretimde ikiliğe son verildi.

İLMÜHABER, bir kişiye gerektiğinde gösterilmek amacıyla verilen durumunu gösterir belge, hal kâğıdı. Bir şeyin teslim alındığını gösteren belge olan alındı kâğıtlarına ve anonim şirketlerde sonradan hisse senetleriyle değiştirmek üzere verilen geçici belgelere de ilmühaber adı verilir.

İLO, Bk. ULUSLARARASI ÇALIŞMA ÖRGÜTÜ,

İ.L.S. (İnstrument Landing System),

sis, bulut vb kötü görüş ve hava koşullarında radyo elektrik iniş yöntemi. Amerikalılar’ın bulup geliştirdiği bu yöntem, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü tarafından benimsendi ve önerildi. Uçağın inişi sırasında görerek yön ve eğim belirlemenin olanaklı olmadığı durumlarda, belirli yönde yayın yapan iki telsiz istasyonu iki ayrı yön belirlemesini sağlar. Lokalizer (yer tayin edici) adı verilen dikey bir yüzey belirler ve yönlenmeyi sağlar. Glide path (kayma yolu) adı verilen ikinci telsiz 2° ile 5° arasında eğimi olan
Partisi milletvekili olarak parlamentoda görev aldı. 1931-1936 yılları a-rasında dört kez Baumgarten, 1948 ve 1953’de de Kossuth Ödülü’nü kazanan İllyes çağının en önemli Macar şairi olarak kabul edildi. Oyunlarında ise ulusal bağımsızlık ve özgürlük temalarını işledi. Başlıca e-serleri: Oyun: A tu foka (İğnenin Deliği, 1941); A lelekbuvar (Can Dalgıcı, 1948); Fâklyalâng (Meşale, 1953); Dozsa György (1957); Ozorai pĞIda (Ozora’nın örneği, 1957). Şiir: Yeni Şiirler (1960).

İLLYRİA (İLLİRYA), Adriya Denizinin kuzeyinde Tuna ile Balkanlar arasında bölge. MÖ X. yy’da İllirya-

2402
İLMEN Süreyya (1874-1955), asker ve işadamı. Harp Akademisi’ni bitirdi. General olduktan sonra İkinci Meşrutiyet döneminde ordu içinde yaptığı yayınlarla tanındı. 1911’ de Osmanlı ordusunda havacılığın kurulmasında emeği geçti. Erzincan’da 31. tümen komutanıyken görevinden istifa ederek iş hayatına atıldı. Dokuma fabrikası kurdu. Süreyya sinemasını ve operetini kurarak işletti. Spor ve hayır işleriyle uğraştı. Maltepe’deki Süreyya Paşa Sanatoryumunu yaptırdı. 1927’de milletvekili seçildi ancak 1930’da siyasi hayattan çekildi. Türkiye’de Tayyarecilik ve Balonculuk Tarihi (1947) adlı bir de eseri vardır.

İLYAS
i lyasbey Camisi
yatık bir iniş yüzeyi belirler. Bu iki yüzeyin arakesiti en elverişli iniş yolunu gösterir. Pilotun önündeki kadranda uçağın izdüşümü ile bu izdüşüme göre hareket eden iki çizgi vardır. Pilot uçağı, iki çizginin izdüşümle çakışmasını sağlayarak alçaltır. Pist girişinde yer alan üç radyobaliz, uçağın piste 7 000,1 500 ve 200 m uzaklıkta olduğunu gösterir. Bulut ve sis tabakası geçilince görerek yere kesin iniş gerçekleştirir.

İLTER Şahap Sıtkı (d. 1915), öykü, roman ve oyun yazarı. AÜ Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Çeşitli devlet görevlerinde bulundu. 1947’den başlayarak Seçilmiş Hikâyeler dergisinde yayımlanan öyküleriyle tanındı. Acı (1970) adlı öykü kitabıyla TDK 1971 Hikâye ödülü’nü kazandı. Ayrı Dünyalar adlı oyunu 1961’de Devlet Tiyatrosu’nda sahnelendi, öbür e-serlerinden başlıcaları: Öykü: Çırılçıplak (1957), Şubat Gecesi (1964). Roman: Gün Görmeyen Sokak (1958), Horoz Değirmeni (1967).

İLTERİŞ KAĞAN, Bk. KUTLUĞ KAĞAN

İLTİHAP, Bk. YANGI,

İLTİZAM, eskiden devlet gelirlerinin (vergilerin) bir bölümünün belli bir bedel karşılığında devlet tarafından kişilere devredilerek toplanması yöntemi. Vergiyi toplamayı üstlenen kişiye mültezim denirdi. Mültezimler bir tür müteahhitti. Artırma sonucu iltizamı üstlenen mültezim, böylece devlete karşı belli bir ödeme yapmayı taahhüd ederdi. Orta-çağ’da Fransa ve Almanya’da da uygulanan iltizam sistemi, Osmanlı imparatorluğu’nda özellikle tımar sisteminin bozulmasıyla ortaya çıktı. iltizam yönteminde vergi daha çok ürün olarak toplanırdı; nitekim Osmanlılar’da da âşar, iltizam yöntemiyle toplanırdı. Bu yöntemde, mültezim devlete yaptığı ödemeyi karşılamak ve kendine kâr sağlamak için köylüler üzerinde büyük baskı uygulamak durumundaydı. Vergi toplamada büyük keyfiliklere yol açan bu yöntem zamanla yerini çağdaş vergilere bıraktı.
İLYADA, iyonyalı şair Homeros’un destanı (MÖ VIII. yy). Yirmidört bölüm ve onaltı binden çok dizeden oluşan destanda Truva savaşlarının dokuzuncu yılındaki ellibir günlük bir dönem anlatılır. Akhalar’ın başkomutanı Agamemnon’a öfkelenen Akhilleus savaş alanından çekilir. Bunun üzerine Truvalılar çarpışmalarda üstünlüğü ele geçirirler. Patrokles, Akhllleus’un silahlarını alarak karşı hücuma geçer, ancak Hektor tarafından öldürülür. Arkadaşının öldürülmesi üzerine yeniden savaş alanına dönen Akhilleus, Hektor’u öldürür. Destan Hek-
Kriton llyadis
tor’un cenaze töreniyle sona erer. Destanda savaşın çevresinde Akha ve Truvalı soyluların yaşamları, Olympos’lu tanrı ve tanrıçaların hem birbirleri, hem de savaş alanındakilere karşı tutumları ve toplum töreleri de geniş ölçüde yer alır.

İLYADİS Kriton (1916-1980), görüntü yönetmeni. Saint – Michel Fransız Okulu’nu bitirdi. 1937’de Marmara film stüdyosuna laborant olarak girdi. 1944’de Baha Gelenbevi’nin yönettiği Deniz Kızı filmini çekerek görüntü yönetmeni oldu. Uzun yıllar özellikle siyah – beyaz görüntülerindeki ustalığıyla tanındı. 1948’de Yerli Film Yapanlar Cemiyeti’nin yarışmasında, Beraber Ölelim (1958) filmiyle 1959 Gazeteciler Cemiyeti Türk Film Festivali’nde, Ahtapotun Kolları (1964) ile 2. İzmir Film Festivali’nde ve 1970 Antalya Film Şen-liği’nde Kınalı Yapıncak (1969) filmiyle en iyi görüntü yönetmeni seçildi. öbür filmlerinden başlıcaları: Yanık Kaval (1947), Vatan ve Namık Kemal (1951), Öldüren Şehir (1954), Bir Avuç Toprak (1958), Mahalleye Gelen Gelin (1961), Vurun Kahpeye (1964), Ekmekçi Kadın (1972), Süt Kardeşler (1976).

İLYAS, Tevrat’ta ve Kur’an’da adı

İLYAS
geçen Yahudi peygamberi. Tevrat’ ta Elia (Eliyyahu) olarak anılır. Musa Peygamber’ln kardeşi Harun’un oğullarından olduğu söylenir. İsrail-oğullarını tanrı yoluna sokmak için birçok mucize gösterir. Üç yıl süren kuraklıktan sonra yağmur yağdırır. Yine de Yahudiler’in Tanrı’ya iman etmesini sağlayamaz. Bunun üzerine bir mağarada yedi yıl yaprak yiyerek yaşamını sürdürür ve Tanrı’ya kendisini yanına alması için yakarır. Ateşten bir ata binip göğe çıkar, inanışa göre, Hızır Peygamber ile ilyas Peygamber her yıl mayısın altıncı günü (Hıdtrellez) buluşarak Yaz’ı başlatırlar. Hıristiyan Karmel Rahipleri ise İlyas’ı tarikatlarının kurucusu sayar. (Bk. HIDI-RELLEZ)

İLYAS BEY (ö. 1421), Anadolu beyliklerinden Menteşeoğlu beyi. Mehmet Bey’in oğlu. 1402 Ankara Sava-şı’ndan sonra Menteşeoğlu beyliği topraklarına yeniden egemen olan Mehmet Bey’in kısa süre sonra ölmesi üzerine yerine geçti (1402 -1403). İlyas Bey, Osmanlı şehzadelerine saltanat savaşımında yardım etti; 1414’te ise Çelebi Mehmet’in yüksek egemenliğini kabul ederek, onun adına para kestirdi. Daha sonra II. Murad döneminde de aynı bağlılığı sürdüren İlyas Bey 1421’de ölünce yerine Osmanlı sarayında rehin iken kaçan Leys ve Ahmet adlı oğulları başa geçti. İlyas Bey, adına birçok yerde cami, imaret ve medrese yaptırdı. Bunlar arasında 14Q4’te Balat’ta yaptırdığı cami Türk mimarlık eserlerinin önemlilerinden biri sayılır. Ayrıca iiyasiye adlı İlyas Bey adına yazılmış bir tıp kitabı vardır.

İLYASBEY CAMİSİ VE KÜLLİYESİ,

Aydın’ın Söke ilçesinde külliye. Ba-lat köyü yakınındaki antik Milet kenti yakınındadır. 1404 yılında Menteşeoğulları’ndan Mehmed oğlu İlyas Bey tarafından yaptırıldı. 14 m çapında tek kubbeli olan yapı, kare bir planda yapılmıştır. Gösterişli bir taş işçiliğinin sergilendiği yapı. Beylikler döneminin en anıtsal yapıları arasındadır, iç duvarlar silmeye kadar mermerle kaplıdır. Bugün yıkıntı durumundaki binanın kubbesi bütünüyle tuğladan örülüdür. Metf-
rese odaları ise günümüze ulaşamamıştır.

İLYUŞİN Sergey Vladimiroviç (1894 -1977), SSCB’li havacı ve uçak mühendisi. 1914’te orduya katıldı. Hava kuvvetlerinde teknisyen olarak görevlendirildi. 1917’de pilotluk sertifikası aldı. 1919 yılında Kızıl Ordu’ya katılan ilyuşin, iki yıl sonra (ilerde Jukovski adını alan) Moskova Hava Kuvvetleri Mühendislik A-kademisi’ne gönderildi. 1926‘da buradan mezun olduktan sonra, uçak tasarımcılığına başladı. Daha Aka-demi’de iken birçok planör modeli geliştiren İlyuşin, 1936’da ilk motorlu uçağı olan TZKB-30’un yapımını gerçekleştirdi. Bu uçakla Moskova ile Vladivostok arasında hava bağlantısı kuruldu. Birçok yükselti rekoru kıran bu uçağın askersel a-lana uygulanmasıyla üretilen İL-D-5, II. Dünya Savaşı sırasında bombardıman uçağı olarak başarıyla kullanıldı. 1939’da İL-2 “Stormovik”i geliştirdi. Cok sayıda bomba ve roket taşıyabilen Stormovik, soatte 450 km’yi bulan hızı ve arka bölümüne yerleştirilen makinalı tüfeğiyle taarruz uçakları arasında en etkililerinden biri oldu. Savaş-sonra-sında sivil havacılığa yönelen İlyuşin 1946’da ilk çift motorlu yolcu uçağı olan /L-72’yi geliştirdi. Daha sonra türbinli uçaklar üzerinde yoğunlaşarak 1957’de dört türboiticili pervaneli motor taşıyan ¡L-18’\ (Moskova), iki yıl sonra da ¡L-18-E ağır taşımacılık uçaklarını yarattı. Herbiri yeni bir teknolojik aşamayı simgeleyen modeller geliştiren ilyuşin 1962’de dört jet motorlu İL-S2‘ yi. daha sonra da ¡L-76 ve İL-86‘yı yaptı. Halen Sovyet Hava Yollarında hizmet gören İL-18, İL-62, İL-76 ve İL-86’dan son ikisinin kapasitesi 350 yolcu, azami hızı saatte 950 km’
i lyusin 28 tipi bir uçak
dir; İL-62’nin ikmalsiz uçuş uzunluğu ise 9 200 km’dir. SSCB Yüksek Sovyet’inde milletvekilliği de yapan İlyuşin, orduda tuğgeneral rütbesine dek yükseldi ve Jukovski Akademisi’nde dersler de verdi.

İM, Bk. İŞARET,

İMADEDDİN EL-İSFAHANÎ (1125-1201), Arap tarihçi. Bağdat’ta fıkıh öğrenimi gördü. Halife el-Muktefî’ ye yazdığı kasideden sonra Vâsit’e naib atandı. Suriye’de Eyyubî emi-ri el-Efdal Nureddin’e kâtiplik yaptı. Sultanın kendi adına yaptırdığı medresede müderris oldu. Selahad-din Eyyubî’nin seferlerine katıldı, imadeddin el-isfahanî’nin önemi Irak ve Horasan Selçuklular’! dönemini anlatan tarih eserleriyledir. Başlıca eserleri: Kitabii Fethi’l-Kus-si fri-Fethi‘l-Kudsî (1888), Irak ve Horasan Selçukluları Tarihi (Züb-detü’n-Nusre ve Nuhbetü’l-Usre, 1889), Harîdetü’l-Kasr ve Ceridetü Ehli’l-Asr.

İMADEDDİN ZENGİ (1084 – 1146), Selçuklu emiri ve Musul Atabeyleri devletinin kurucusu. 1127‘de Musul valiliğine atandıktan sonra, Sultan Mahmud’un oğullarının eğitilmesi görevini üstlendiğinden kendisine atabeylik sanı verildi. Kuzey Irak ve Suriye’de topraklarını genişletti. 1128’de Halep’i aldı. Atabeyli-ğin bağlı olduğu Selçuklularla birlikte Haçlı Seferlerine karşı savaştı. 1144 yılında Urfa’yı Latin Krallı-ğı’ndan alması II. Haçlı Seferinin nedeni sayıldı. Caber kalesini kuşattığı sırada bir hizmetkârı tarafından öldürüldü. Yerine Musul’da oğlu Seyfettin Gazi, Halep’de de öbür oğlu NUTeddin Mahmud geçti.

İMADI HASENİİ KAZVİNİ (XVI. yy), İranlı hattat. Hüseynî seyitleri soyundan olan imadi, eserlerinde Ha-senî adını kullandı. Kazvin’de isii Renk Nigâr, Maliki Deylemî ve Tebriz’de Molla Muhammed Hüseynî Tebrizi’den dersler aldı. İsfahan’da saraydan yakınlık gördü. Osmanlı ülkesini gezdi. Tâlik türünün en başarılı ustalarından olan ünlü hattatın, Osmanlı hat sanatı üzerinde etkileri XIX. yy’a dek sürdü, imadı’ nın İÜ kütüphanesinde de bir eseri vardır.
2404

 

İMAR
İMAİ Tadoşi (d. 1912), Japon film yönetmeni. Tokyo Üniversitesi’nde tarih öğrenimi gördü. 1934’de sinemaya geçerek bir stüdyoda çalıştı. Toho’da senaryoculuk yaptı. 1939’ da Namazu Deniz Akademisi adlı belgeselle yönetmenliğe başladı. Ü-rünleriyle Japon sinemasında ger-
ı çekçi akımın önde gelen isimleri a-

rasında yer aldı. Başlıca filmleri: i Acımasız Deniz (1944), Halk Düş-

manı (1946), Hâlâ Yaşıyoruz (1951), Gün Işığında Gölgeler (1956), Bağ-ı lılık Yemini (1963), Köprüsüz Irmak

(1970).

i İMALAT SANAYİİ, üretim kolları

içinde sanayi genel başlığı altında yer alan ve hammaddelerin işlenerek yeni ürünler oluşturulması faa-t liyetini kapsayan ekonomik katego-

ri. inşaat ve bayındırlık işleri dışın-ı. da ürünlerin montajı da imalat sa-

j nayii kapsamına girer. Üretim ister

makinalı, ister elle, ister fabrikada, ister evde yapılsın, bu onun imalat L sanayii içinde değerlendirilmesini

► engellemez. Ülkemizde imalat sana*

► yündeki gelişmeleri izlemek üzere I- 1950’den bu yana DİE tarafından t” İmalat sanayii anketleri uygulanır, t» Bu anketlerde 10’dan fazla işçi ça-9 lıştıran işyerlerindeki istihdam, iş-Y çilerin nitelikleri, makine gücü, sa-t- bit sermaye yatırımları, kapasite

► kullanımı vb araştırılır.
i TÜRKİYE DE İMALAT SANAYİİ
(1968 sabit üretici fiyatlarıyla.
Milyon TL)
Yıllar Miktar
1979 43 316,5
1980 41 618,6
1981 45 549.2
1982 48.473,3
1983 52.089,4 i

TÜRKİYE’DE İMALAT SANAYİİ
(Cari faktör fiyatlarıyla,
Milyon TL)
Yıllar Miktar
1979 426.454.2
1980 891.328,9
1981 1.348.517.9
1982 1.854.663,8
1983 2.650.201.1
Kaynak: DİE, 1984

İMALE, aruz ölçüsüyle yazılan bir şiirde kısa bir heceyi ölçüye uydurma zorunluğu yüzünden uzun okuma. Türkçe’de uzun hece bulunmayışı divan şairlerini imale yapma zorunda bıraktı.

İMAM, Müslümanların önderi. 1 — Muhammed Peygamber’in ölümünden sonra onun vekili olarak başkanlık yapan halife. 2 — Toplu namazları kıldıran din adamı. 3 — Bir mezhebin kurucusu ve önde geleni. 4 — Alevi ve Şii inançlarında Ali ve onun soyundan gelenler, oniki imam. (Bk. İMAMİYE)

İMAM – HATİP OKULLARI, din edamı yetiştiren eğitim kurumlan. Cum-huriyet’le birlikte eğitimin laik ilkelere göre düzenlenmesinden sonra MEB Din Eğitimi Gn. Md.’ne bağlı olarak kurulan 26 imam hatİD okulu 1930’da kapandı. 1951’de MEB Müdürler Komisyonu’nun 601 sayılı kararıyla yeniden yedi ilde imam – hatip okullarının açılmasına karar verildi. 1979-1980 ders yılında imam -hatip ortaokulu sayısı 339’a, imam – hatip lisesi ise 249’a yükseldi. Aynı dönemde imam – hatip ortaokullarında’130 072 öğrenci, imam-hatip liselerinde ise 47 941 öğrenci öğrenim gördü. Bu okullarda normal orta öğretim yapan okullardan ayrı olarak Arapça, Farsça, Kur’an-ı Kerim, din dersleri, Islâm tarihi, felsefesi, sosyolojisi, ahlâkı, hadis ve fıkıh usulü, kelam usulü, Türkçe hitabet vb dersler okutulur.

İMAMBAYILDI, zeytinyağlı bir tür patlıcan yemeği. İki biçimde yapılır: İlkinde, alacalı soyulan patlıcanlar ortadan dörde bölünür, salata soğanı biçiminde doğranmış domates ve sarımsaklarla birlikte zeytinyağı ve suyla pişirilir. İkinci biçimde ise, soyulmuş patlıcanlar tuzlanıp bekletildikten sonra kızartılır. Domates ve sarımsak ile hazırlanan iç, patlıcanların ortasına yerleştirilir. Domates, maydonoz, su ve şeker konularak pişirilir.

İMAME; 1 — Tespihlerin baş tarafına takılan ve tespih tanelerinin takıldığı ipin iki ucunun içinden geçirilerek püsküle bağlandığı uzun
i mame
parça. 2 — Sigara ağızlığı, kamçı, çubuk vb başına değerli taşlardan yapılma başlık. 3 — Nargilede ateşin düşmesini önlemek için konan başlığın alt bölümü. 4 — Din adamlarının başındaki sarık.

İMAMİYE (İMAMİLİK), Islâm – Şii mezhebi. Oniki Imam’a inanmayı temel koşul saydığı için bu adla anılır. Ayrıca Isni Aşeriyye (Onikiciler) ve kurucusu Cafer-Üs-Sadık‘tan ö-türü Caferilik adıyla da anılır. Bu mezhep kendi içinde de birçok kola ayrılır. İmamların sayı ve nitelikleri üstüne devamlı tartışmalar yapan bu dinsel grupların başlıcaları şunlardır: Haseniyye, Nefsiyye, Ba-kırlyye, Hasınyye, Navusiyye, Am-mariyye, Ishaklyye, Eftahiyye, Vaki fiyy e. (Bk. ONİKİ İMAM)

İMAN, Bk. İNAN,

İMAR VE İSKAN BAKANLIĞI, kentleşme, konut, doğal afetler vb konularda görev yapmak üzere kurulan devlet örgütü. 1958’de kuruldu. İmar planlan hazırlamak ve uygulanmasını denetlemek, konuyla ilgili öbür kuruluşlarla eşgüdüm sağlamak, belediyelerin ve İller Banka-sı’nın imar planlarını onaylamak, imar yapılacak alanların arkeolojik, vb özelliklerini saptamak, konut kredisi işlemlerini yürütmek, doğal afet bölgelerini saptamak, belediyelerin içme suyu – yol – kanalizasyon vb planlarını onaylamak, konut programları hazırlamak bakanlığın başlıca görevlerindendir, ilk Cumhuriyet hükümetinde imar ve İskan ve Mübadele vekilliği de yeralmıştı. O
2405

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*