İlginç Bilgiler

BİLGİSAYARLAR KONUŞUYOR 1985 den buyana

BİLGİSAYARLAR  KONUŞUYOR 1985 den buyana

Telefondaki ses, sonra derece saygılı, nazik, yardımsever; ancak biraz mekanik, sanki teypten geliyor gibiydi:

— Hotel Alsterblick, iyi günler.

— İyi günler, ben Bay Briegel. Yarın için banyolu bir oda istiyorum. ,

— Emredersiniz, bir dakika lütfen.

Kısa bir aradan sonra yine aynı ses:

— Bay Briegel, yarın için rezervasyonunuz yapılmıştır. Konuşma devam etmektedir. Bay Briegel meraklı bir müşteridir. Odada telefon olup olmadığını, balkondan denizin mi, yoksa caddenin mi göründüğünü, sabah kahvaltısının kaçta olduğunu veya otelin oto parkı kapasitesi ile çevrede gezilip görülebilecek yerler hakkında bilgiler istemektedir. Telefondaki ses hep aynı tonda; yardıma hazır, sakin, saygılı; fakat daima mekanik kalmıştır. Mucize değil, telefondaki ses bir bilgisayardan gelmektedir. Ham-RPE; yanı “Hamburg’u Sohbet Arkadaşı adı venlen du aKiııı maKina ı-ıamDurg üniversitesi’nde, başkanlığını enformasyon bilim dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. VValther von Hanh’ın yaptığı “Enformasyon-Bilim ve Yapay Zekâ Araştırma Grubu” ta-
BİLİM m TEKttİK, TEMMUZ 1985
IHI:
Bugün film kameraları son pozu çektiğinizi, elektronik fırınlar yeni bir yemek tarifini veya havaalanlarına ve istasyonlara yerleştirilen otomatlar, beklediğiniz uçak veya trenin kaçta geleceğini, varmak istediğiniz yere kalkan ilk uçakta yer olup olmadığını ve fiyatım söyleyebilmektedir. Bilgisayarlar, artık konuşma sentezi yapabilmekte ve konuşulanları anlayabildiği gibi, konuşanlar arasında ses farklılığını ayırt edip, belli seslere göre işlem yapmakta veya yanıt vermektedir.
BİLGİSAYARLAR

KONUŞUYOR
rafından geliştirilmiştir. Bu konuşan makinanın kelime haznesi, her ne kadar otel işletmeciliği veya trafik durumu ile ilgili sözcüklerden oluşmuşsa da şimdiden, 25.000 DM.lık Teknik Komünikasyon Araştırma Ödülü’nü kazanmıştır.

Federal Alman Araştırma.ve Teknoloji Bakanlığı’nın dikkatini çeken bu makina, ayrıca bu tür projeler için 37 Milyon DM.lık para desteği de sağlamıştır. Artık bütün uğraşlar, rioğai biçimde konuşabilir ve” kuliamimasrkdaf birsim

 

arkadaşları tarafından üç yıldır geliştirilmeye çalışılan HAM— ANS, konuşulanları anlamakta ve kendisi de bizzat konuşmakta, insanlarla karşılıklı diyaloga girebilmekte, akıllı ve bazen

de bilgiççe yanıtlarıyla insanları etkilemekte, hayal dünyasına sürüklemektedir.

Kurgu bilim türü gösteriler, artık çoktan gerçek olmuştur. Makinaların insanlarla beşeri ilişkileri, artık sadece filmlerde veya romanlarda rastlanan olay olmaktan çıkmış, bilgisayarlar doğal konuşmaları anlar ve konuşur hale gelmişlerdir. Konuşulanı anlama ve sentetik sesler ile konuşma konuları özellikle sön yıllarda büyük gelişmeler göstermiştir. Konuşan çok sayıda makina ile kuşatıldığımız günümüzde yandaki karede görülen diyagram ve açıklaması espri olmaktan çıkmıştır.

Örneğin; bir mini cep kamerası, kullananı olumsuz durumlarda uyarmaktadır. Işık yetersiz ise “lütfen flaş kullanın”, telemetre ayarı tam değilse “uzaklığı ayarlayın” gibi sesler çıkartarak filmin en iyi biçimde çekilmesini sağlamaktadır. Film bittiğinde, fotoğraf makinasından yükselen ses “kamerada film bitti, lütfen yenisini takınız” olmaktadır. Yine Japonlar tarafından üretilen bir dikiş makinası; iplik takılı değilken, masurada yeterli iplik kalmamışsa, dikiş iğnesi kumaşa dik girmiyorsa veya makinanın yağlanması gerekiyorsa, bütün bunları sözlü olarak belirtmektedir.

Son yıllarda makinaların sohbeti, akla gelmedik alanlara yayılmaya başladı. Yoldaki sigara otomatına parayı attığınızda teşekkür etmekte, tam sigaranızı alıp gitmeye hazırlandığınızda, otomattan yükselen ses “lütfen çöpünüzü ve sigara izmaritinizi sokağa atmayınız” diyerek sizi uyarmaktadır. Çocuklar için geliştirilen yeni saatler, zamanı geldiğinde müşfik bir anne sesiyle uyku saatinin geldiğini hatırlatmakta, “haydi yatağa” demektedir. Öğrenciler için geliştirilen bir saat ise, haylaz öğrencilere ev ödevlerini yapmasını hatırlatmaktadır. Sadece bu son tip saatlerde, piyasaya sürüldüğünden itibaren 3 ay içinde 130.000 adet satılmıştır,

Kullanma talimatları da Japonya’da tarihe karışmaktadır. Bunun yerine aletin kendisi, satın alana sözlü olarak “önce A kolunu soldan sağa alınız, daha sonra B düğmesine basınız” biçiminde yol göstermektedir. Yemek kitapları da yakında

tarihe karışabilir; Oshabüri-Electrosan firmasınca .geliştirilen fırın 23 yemek tarifini belleğine almış olup, istendiğinde en t-.ı, ~nnhtım k-ıHsr anlatmaktadır Piyasada satılmakta oian

|E ——-rp—————

ı ıa

ıic ıt r

ır IJ k

—inrinHon ton alfı avrla 7S.000 kez sarkılı telgraf çekilmiştir.
« ‘ •■¿w«. o/ııi aoj-m sisteminin a akile-

»W “i” % , ‘jjtlii!!t‘i3Sldir

lerinin kontrolünü yapmak üzere yem araçlar geliştirmiştir. Firmaca üretilen lokomotif, tank, polis panzer motorlarının bakımı yapılırken araç, teknisyenin kulağına kulaklık aracılığı ile arızanın nerede olduğunu, bakım ve onarımı için ne yapılması gerektiğini söylemektedir. Frankfurt büyük garında tüm trenlerin kalkış ve varış planlarıyla yüklü olan bilgisayar “KARLCHEN” (küçük Kral) telefon! ile ¡arandığında gerekli bilgileri vermektedir. “Küçük Kral”ın kardeşlerine, toptan ve perakende satış depolarında, süper marketlerde, seyahat acentalannda, sigorta şirketlerinde veya bankalarda rastlamak mümkündür. Hatta Amerika Birleşik Devletleri’nde banka hesapları müşterilere, telefonda, konuşan bilgisayar aracılığı ile bildirilmektedir. İnsanların gözü ile takip etmesi olanaksız olan yer ve durumlarda sözlü uyarı sistemi kolayca yerleşmektedir. Örneğin ¡et pilotu ve oto sürücüleri dikkatlerini değişik yerlere harcarken, bazı önemli bilgileri göz yerine kulak aracılığı ile algılayabilirler, dikkatlerinin trafik üzerinde yoğunlaşması sağlanabilir.

Federal Almanya’da Trafik Araştırma Merkezi ve Otomobil Teknik Araştırma Demeği’nin Tübingen Üniversitesi Psikoloji Enstitüsü ile ortaklaşa yürüttükleri bir araştırma so-‘ nucuna göre: “Otomobilde konuşan göstergeler ve uyarı alet-
er verilmesi, yennae oır geuşmeuır. buruculerın göstergeleri takıp etmek için sari edecekleri dikkâti, akıp giden
!ûpjpa vpr
r
makina yardımıyla, narıtaya oaKmauan mfaıuı cuiicuıiıi
Konuşma sentezi daha çok optik göstergelerin yeteri kadar fark edilmediği veya okunamadığı yerler ile ancak telefon veya diğer iletişim araçlarıyla ulaşılabilen; yani görüntü söz konusu olmayan genel bilgi’ merkezlerinde önem kazanmaktadır.

Münih’te üretim yapan bir makina firması, kendi ürün-
ya yabancı bir kentte aranan adres kolayca öuiunacııir. eir firma tarafından geliştirilen EVA modeli otomobil bilgisayarı, bu inanılmaz görevi sürücü ile diyalog kurarak yerine getirmektedir. Daha önce bir şehir planındaki tüm bilgiler; caddeler, sokaklar, tek yönlü yollar, çıkmaz sokaklar, önemli binaların adresleri, nerelerde trafik lambaları bulunduğu ve
BİLİM ve TEKNİK

 KONUŞMANIN

| ANLAŞILMASI PRENSİBİ

j Şemaya bakıldığında, konuşmanın anlaşıl­ması prensibi çok basit gibi görülse de, teknik açı- dan karmaşık bir olaydır. Büyük bellek kapasi­teli hesap maklnalarının geliştirilmesine kadar | beklenilmiş, ancak süper makinalar ile deneme­lere başlanılmıştır. Daha sonraki gelişmeler dl- j yagramda görülmektedir. İlk aşama akustik dal­gaların tipik özelliklerinin analizidir. Günümüz j Polis Teşkilatlarında sık kullanılan bir yöntem i yardımıyla ses analizi ve karşılaştırılması yapıl- | maktadır. Aynen parmak izinde olduğu gibi, in- i san sesinde de blrbiriyle karıştırılmayacak dere­cede farklı sonograflk spektrogramlar mevcut- i tur. Gelen sesi daha önce belleğine verilmiş spek- 1 trogram verileri ile karşılaştıran makina, ses sa- ; hibi İle hesap numarası sahibi arasındaki ilişkiyi

hangi yollara hangi saatlerde giriş yasağı bulunduğu, park yer­leri gibi ayrıntılar bilgisayarın belleğine işlenmektedir. Sürü­cü daha sonra nerede bulunduğunu ve nereye gitmek istedi- ğinf bilgisayara işlemekte ve bilgisayarın yol göstermesini bek­lemektedir. “-ilk lambadan sola dönünüz” gibi. Federal Al­manya yol haritası, otoyollar beşli Compact-Disc’e işlenmiş olup, ayrıca satın alınması gerekmektedir. Konuşan yardım­cınızın otonuzda kaplayacağı hacim,sadece oto radyosunun- ki kadardır. Konuşma sentezi çözümlendikten sonra, görü­yorsunuz teknik hemen hemen her şeyi başarmakta, çözüm­lenmeyen sorun bırakmamaktadır. Konuşulanın anlaşılması kurar. Veri bankasını oluşturmak için daha ön­ce bilgisayara müşteriler tarafından beş-altı kez belli cümleler konuşulmakta, bilgisayar kişinin j sonograflk spektrosunu çekmekte, spektrogram sonuçlarını belleğine almaktadır. Veri bankası­na, bilgisayarın kelime haznesi de diyebilirsiniz. Bilgisayar, eğer konuşanın ses özelliği İle belle­ğinde mevcut sesler arasında aynı özelliğe rast- j lamışsa, tanıma işlemi tamamlanmıştır. Konuş­ma sentezi teknik açıdan çok kolaydır. Entegre devreler ile konuşma parametreleri sayısal form­da belleğe alınmış olup, sayısal teknik yardımıyla tekrar geriye verilebilir. Yapay konuşma, insan seslerinin tüm özelliklerinin taklit edilmesi pren- \ sibinden gidilerek başarılmaktadır. Bu yolla iste­nilen tüm seslerin çıkartılması mümkündür. Ya­ni bilgisayarın konuşmaya yönelik kelime haz­nesi sınırlı değildir. Daha sonra konuşmada vur- S gulama, ritim ve melodik sesler üzerinde durul- | maktadır. Eğer veriler yeterli ise bir sayısal ko- I nuşma birleştiricisi insanın konuşma sanatının | elektronik modelini sergileyebilmektedir.   j

konusunda olay biraz daha değişiktir. Makinaların konuşulan her kelimeyi anlayabilmesi için çok büyük bellek kapasitesi­ne ihtiyaç vardır. Bunun tek nedeni; konuşma bir mantık sırasına dayanmamaktadır. Bilgisayar ise belli bir mantık di­zisine programlanmıştır. Örneğin; aşağıdaki pasajı birlikte in­celeyelim: “Kardeşim Mustafa lokantaya gitti. Garson ona nefis bir biftek getirdi. Bizimki ona bol bahşiş verdi.” Yuka­rıda üç cümle incelendiğinde, Mustafa önündeki yemeği ye­dimi, yoksa yemedi mi anlayamıyoruz. Ancak onun yemeği yediğini ve beğendiğini tahmin ediyoruz. Çünkü bir lokanta­da işlerin nasıl yürüdüğünü, olayların nasıl geliştiğini bilmek­
teyiz. Kısacası bir lokantada garson, müşteriye bir yemek getiriyorsa, o yemek genellikle o müşteri tarafından yenil­mektedir. Diğer tüm olasılıklar beklentiye uygun değildir.

Anlamak sadece duymak işlemine dayanmamakta, aynı zamanda duyulanların bellek yapısına ve içeriğine uygun bir durumda olması gerekmektedir. Yukarıdaki örnekte özellik­le son cümlede ‘bizimki’ ve ‘o’ kelimelerinin anlamlarının anlaşılması için “bir lokantaya giden müşteriye, orada çalı­şan garson iyi servis yaparsa, müşteri çıkarken o garsona bahşiş verir” mantığının önceden makina belleğine işlenmesi gere­kir. Diğer bir ömek: Domuz bifteği denildiğinde domuzdan elde edilen bifteğin akla gelmesi normaldir. Köylü biftek de­diğimizde ise, özel biçimde hazırlanmış ve pişirilmiş bifteği anlarız, imambayıldı dediğimizde ise, imamın başına gelenle­ri değil, patlıcandan yapılan zeytinyağlı yemek gelir aklımı­za. İnsan bu söylenenleri anlayabilir, çünkü bunlar akla yakın sözlerdir. Bilgisayarın bunları anlaması kendi mantığı çerçe­vesinde çok güçtür.

Bütün bunlara rağmen, bilgisayarlara sadece konuşma de­ğil, duyma ve anlama melekesi de kazandırılabilmiştir. Anla­mada yararlanılan kelime haznesi şu anda sınırlıdır, ama, ol­sun varsın, başlangıç olarak bu da iyidir.

İlk ömek, sektörün dev kuruluşu sayılan bir Amerikan bilgisayar şirketinin T.J.VVATSON Geliştirme Merkezi’nde geliştirilen prototiptir. Bu sistemde İngilizce olarak söyle­nen sözcükler makina tarafından algılanmakta ve kısa süre sonra ekrana yansımaktadır. Şimdiye kadar geliştirilen bilgi­sayarlar 500-1000 kelimeyi anlarken Dr. Frederick JELINNEK’- in başkanlığını yaptığı grup tarafından geliştirilen yeni maki­na, günlük konuşmada kullanılan 5000’in üzerindeki sözcü­ğü belleğinde taşımaktadır.

BİLGİSAYARLARA HEP GÜÇ İŞLERDE BAŞVURULMAKTADIR

Bilgisayardan medet uman insanın ki iki eli de doludur ve mutlaka üçüncü bir kola ihtiyacı vardır. Özellikle sözlü çalışan bilgisayarlar önemli görevleri yerine getirmektedirler. Örneğin:

  • Posta servisinde mektup ve paketleri adreslerine gö­re ayırabilir, ‘
  • Söylenen telefon numarasını arar ve sizin konuşma­nızı sağlar,
  • Mikroşiruji kliniklerinde operasyon mikroskobuna ko­muta ederek, istenilen pozisyona getirip, ayarlar ve istendi­ğinde lazer ışınlarının açılıp, kapanmasını sağlar,
  • Endüstride otomatik veri toplama işlerini yapıp, kali­te kontrol alanında çalışabilir.

Duyan bilgisayarlarıngelecekte kullanımı, sakatların dün­yasına da yönlendirmek üzere bir dizi araştırma yürütülmek­tedir. Sakatlar için geliştirilen özel otolarda koltukların ayar­lanması, dış ve iç aynaların doğru konuma getirilmesi, farla­rın yanıp sönmesi veya sileceklerin çalışma hızı, radyonun

açılıp kapanması veya kanal değiştirmesi gibi işlemler, artık sözlü emir üzerine bilgisayarlara yerine getirilmektedir. Bir Japon firması, tarafından geliştirilen bu tür prototip, Ekim 1981 ‘den bu yana kullanılmaktadır. Tokyo Üniversitesi’nde yatalak hastalar için geliştirilen bir araç, hastanın yatış pozis­yonunu değiştirmekte, yatağı dikleştirip yatay duruma geti­rebilmekte veya bir hastabakıcı robot yardımıyla yiyecek- içecek servisi yapabilmektedir. Bu şekilde yatalak ve sakatla­rın ikinci kişilerin yardımı olmaksızın bazı işlerini yapmaları mümkün olabilmektedir.

Komutla yatağın hareket etmesi, telefonun söylenen nu­marayı araması, ocağın istenen yemeği pişirmesi, otomobi­lin yol tarif etmesi veya depoda benzin biterken sözlü uyarı­sı teknik açıdan küçük adımlar olarak nitelendirilebilir. An­cak tam konuşma yetenekli bilgisayarın ortaya çıkması içir biraz daha zamana ihtiyaç vardır. En büyük engel fiyattır. Bu tip anlayışlı-becerikli bilgisayarların pahalı olması normaldir. Ama bugün için de çok pahalıdır. A.B.D’de yaklaşık 100 ke­lime anlayan bir makinanın fiyatı 3.000 Dolar, belleğinde 800 kelime olanlar ise 10.000 Dolardır. Federal Almanya’da üre­tilen 128 kelime anlayan SR 600 tipinin fiyatı 10.000 DM.’dır.

KONUŞAN BİLGİSAYARLARIN GELECEĞİ Anlayıp konuşan bilgisayarlara olan ilgi gün geçtikçe art- ■nakcadir. A.B.D’nde 1985 yılı satışlarından beklenen ciro, yaklaşık 300 Milyon Dolardır. Satış gelirlerinin yanı sıra ba­kım, onarım ve yedek parça gelirlerini de hesaplarsanız, Av­rupalIlar bu işte de yaya kalmışlardır.

Bir Ingiliz şirketler topluluğu, Amerikan ve Japon firma­larının elindeki bilgileri ele geçirmeye çalışmaktadır. Avru­pa’da 12 üniversiteye 70 milyon Dolarlık araştırma yardımı yapmakta ve 1990’daki bu alandan gelirini 400 milyon Dolar olarak hesaplamaktadır.

Federal Alman Araştırma Bakanlığı 1988’e kadar uygu­lanacak 32 proje için toplam I Milyar Dolar ayırmış olup, Enformasyon Tekniği konularına öncelik vermiştir. Ayrıca I0C Milyon Dolarlık rezerve kaynak yeni projeler için eldi bekletilmektedir.

HOBBY den çev: Y.Doç. Dr. Aydın ÖZTAf

 

 

 

BİLİM

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir