HAŞAN SEKR DIMAŞKÎ;
Şam’da yetişen evliyâdan. İsmi Haşan Sekr Dımaşkî’dir. Şam’da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1889 (H.1307) senesi Dı- maşk’ta vefât etti. Dahdah kabristanlığına defnedildi.
Haşan Sekr Dımaşkî, evliyâ- nın büyüklerinden Şeyh Zeyd Câ- ferî’nin sohbetlerinde kemâle geldi. İlim, edep ve güzel haller sâhi- bi bir zât idi. Kerâmetleri görüldü. Kimseye kızmaz, herkese yumuşak muâmelede bulunurdu.
Dımaşk’ta bir kısım insanlar onun kerâmet sâhibi bir velî olduğuna inanmazlardı. Bir gün onu kır gezintisine çağırdılar. Haşan Sekr de onların dâvetini kabûl etti ve berâberce kırlara çıktılar. Bir müddet gezintiden sonra bir yere oturdular. İçlerinden Muhyiddîn Ebû Lübde kendisinden mutlaka bir kerâmet göstermesini riçâ etti. Haşan Sekr hazretleri de bu arzu üzerine; “Bana yüz kadar hâlis olmayan gümüş parçacıklarından getiriniz.” buyurdu. Hemen o küçük karışık parçalardan bulup verdiler. Haşan Sekr Dımaşkî hazretleri besmele çekip o parçaları ağzına attı ve yuttu. Daha sonra oturdu. Ayağa kalktığında paltosu altından yüz kadar hâlis altın lirası çıktı. Bu hâle herkes şaştı. Altınları Muhyiddîn Ebû Lübde aldı. Oradakiler hep birlikte Haşan Sekr Dırnaşkî’den özür dileyip onun büyük bir velî olduğunu söylediler. Muhyiddîn Ebû Lübde aldığı o altınlarla ticâret yapıp
Şam bölgesinin, en zenginlerinden oldu.
Talebesi el-Hâc Ahmed Ha- mevî anlatır: Otuz sene içinde hocamın birçok kerâmetlerini gördüm. İçlerinden benimle alâkalı bir kerâmeti de şu idi: “Hanımım doğum yaptı. Bir erkek evlâdım oldu. Ama çok geçmeden oğlum öldü. Annesi büyük bir üzüntü içerisinde ağlamaya başladı. Bu durumu hocam Haşan Sekr Dı- maşkî hazretleri öğrenince bize geldi ve ölen çocuğuma dokunup; “Hayır o ölmedi yaşayacak!“ buyurdu. O esnâda çocuk ağlamaya başladı. Allâhü teâlâ onun bereketine oğluma hayat vermişti. Oğlum, hocamın yefâtına.kadar yaşadı. Hocamın vefâtından sonra o da vefât etti.”
Yine Ahmed Hamevî anlatır: “Hocamın ihtiyâcı olan şeyleri alır, getirirdim. Hocam bana para vereceğinde elini duvarlardan birine uzatır. O sırada eline paralar dolar, o da bana verirdi. Bu hâle de- fâlarca şâhid oldum.”