Kolesterol

Bilim adamları 25 yıl boyunca kolesterolün koroner kalp hastalıkları ile ilişkisini araştırdılar (kalbi besleyen damarlara koroner damarlar denir.) Nihayet Amerikan Ulusal Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü 10 yıl süren araştırma sonuçlarını 1984 yılı başlarında kamuya açıkladı.

Bu araştırma sonucu, kolesterol ile koroner kalp hastalıkları arasında bir ilişki bulunduğu ve kan kolesterol düzeyi düşürülürse, kalp krizi dediğimiz hastalık ve olum riskinin azaldığı, kesin olarak ortaya konulmuş bulunuyor

KOLESTEROL VE KALP HASTALIKLARI

Koroner kalp hastalıklarının, insan ölümlerinin nedenleri arasında I numaralı suçlu olduğu bilinmektedir. Örneğin, ABD’de tüm ölümlerin % 50’sinin atherosclerosis (ate-rosklerozis) sonucu kalp krizi (enfarktüs) ya da inmeden (felçten) ileri geldiği bildiriliyor.

Aterosklerozis, kısaca ateroskleroz, yunana iki kelime olan athera (sıkıntı veren, işkence veren) ve sklerosis (sertleşme) kelimelerinden türetilmiş bir deyimdir. Aterosklerozda kolesterol, atardamarların (arterlerin) iç yüzünde birikerek yer yer kümeler teşkil etmektedir. Bu kolesterol birikimle-« rine, tıp dilinde ateroskleroz plakları denir; sarımtırak, yağ benzeri yapılardır.

Kolesterol vücut için ve yaşam için lüzumlu bir maddedir. Kolesterol olmadan, hücreleri çevreleyen zar (hücre membranı), steroid hormonlar (örneğin, cinsiyet hormonları), Vitamin D, safra asitleri ve sinir telleri üzerini örten mi-yelin denilen kılıf yapılamaz. Ancak, yaşam için gerekli olan kolesterolün fazlası, sanki “Ölüm için gerekli” dedirtecek kadar zararlı olur.

Kolesterolün, atardamarların iç yüzünde meydana getirdiği ateroskleroz plakları büyüdükçe, damardan kan akı-
mını azaltırya da tamamen daman tıkayabilir. Bu durumda damarın beslediği doku bölgesi beslenemez ve hücrelerin yaşamı için şart olan oksijeni alamaz. Damardaki daralma, kalbi besleyen damarların (köfoner damarların) birisinde olursa, önce şiddetli anjin ağnlanna (anjina pektons’e) neden olur. Eğer damar tamamen tıkanırsa, ani ölüme kadar gidebilen kalp krizine neden olur. Ateroskleroz plaklarının önemli bir etkisi de damar içinde kanın pıhtılaşmasına neden oluşudur. Damar içinde kanın pıhtılaşması sonucu, pıhtı ile kan damarı tıkanır; bu olaya tromboz denir. Aterosleroz sonucu ölümlerin çoğunda, koroner damar trombozu mevcuttur. Damariçi tromboz baş ve boyun atardamarlarında şekillenirse, beyin dokusunun besinsiz, oksijensiz kalması sonucu, inme dediğimiz felçler ortaya çıkar.

Yıllardır insanlar, fazla kolesterol taşıyan besinlerin za-► rarlı okluğunu duymakta, bilmektedirler. Fakat beslenmesinde bu hususa önem verenlerin, daha doğrusu kolesterolün neden zararlı olduğunu bilenlerin, sayısı her halde çok değildir. Bir insan günde 300 miligramdan fazla kolesterol almamalıdır (bir yumurta sarısı yaklaşık 275 Miligram kolesterol taşır). Tabloda kolesterolce zengin bazı besinler ve bunların yerine alınması önerilen besinler verilmiştir.

Yukarıda sözünü ettiğimiz ve ABD’de yapılan, 10 Yıl süren araştırma sonucuna göre, kan kolesterol düzeyinin %l kadar düşürülmesi, kalp krizine maruz kalma riskini %2 azaltmıştır. İnsanlarda kan j kolesterol düzeyinin normal sınırları 100 mililitrede 125 – 250 miligram kadardır. Diyelim ki, bir insanın kan kolesterol miktarı 100 ml’de 160 mg dolayında-
dır ve bu durum az farklarla bu düzeyde devam etmektedir. Bu şahıs kolesterol düzeyini %I0 azaltırsa, kalp krizi riskini %20 oranında azaltmış olur. Kolesterol düzeyi yüksek olanlarda diyet ve ilaç tedavisi ile kalp hastalıkları riski %50 oranına indirilebilir. Egzersiz ve sigara içilmemesi de yardımcı olur.

Yağlar sindirim kanalından emilirken, lipid dediğimiz yağ ve yağ benzeri maddeler proteinlerle birlikte lipoprotein ha Ünde kana girerler. Lipoproteinler, yağ ve proteinlerden meydana gelmiş mikroskopik kümeler olarak tarif edilebilir.

Kanda lipoproteinlerin değişik türleri vardır. Yoğunluklarına (dansitelerine) göre 4 tipi bilinmektedir. Bunlar; (I) çok alçak dansiteli lipoproteinler (ÇADL), (2) Alçak dansi-teli lipoproteinler (ADL), (3) Orta derecede dansiteli lipoproteinler (ODDL), (4) Yüksek dansiteli lipoproteinler (YDL). Yazımızdaki açıklamalarımız için önemli olan türleri, yüksek dansiteli ve alçak dansiteli olanlardır. Alçak dansiteli olanlar en çok kolesterol taşıyan tipidir ve hücrelere kolesterol taşımakla görevlidirler. Yüksek dansiteli olanlar ise çok az kolesterol taşırlar. Muntazam egzersiz yapan ve sigara içmeyen kişilerin kanında bu “iyi” lipoprotein türü artmakta, “kötü” olan ADL’ler azalmaktadır.

Kolesterolün kalp hastalıkları ile ilişkisini aydınlatmak için düzenlenen araştırma, kan kolesterol düzeyi 100 mİ. kanda 265 miligramdan fazla olan, 35-59 yaşlarında 400.000 erkek üzerinde yapılmıştır. Bu erkeklerde her hangi bir anjin ağrısı ya da kalp krizi görülmüş değildir. Fakat kolesterol düzeyi yüksektir ve kalp hastalığı riski de yüksektir.

Deneye alınan gönüllü 400.000 kişinin hepsine az kolesterol taşıyan diyet uygulanmıştır. İki gruba ayrılan bu erkeklerin yarısına (200.000 kişisine) diyetle birlikte koleste-
KOLESTEROLCE ZENGİN VE FAKİR BESİN MADDELERİ
KOLESTEROLCE ZENGİN BESİNLER KOLES- TEROL (Miligram) KOLESTEROLCE FAKİR BESİNLER KOLES- TEROL (Miligram)
Beyin (100 g.) 2169 Taze Sebze ve
Sığır böbreği meyveler 0
(ioo g.) 683 Margarin
Sığır karaciğeri (1 yemek kaşığı) 0
(100 g.) 372 Çökelek peyniri
Karides (100 g.) 128 (1/4 litre) 10
Rokfor peyniri Yağsız Süt
(100 g.) 78(16,5)* (1/4 litre) 4
Sosis (100 g. Yoğurt (1/4 litre) 14(2.3)
%30 yağlı) 75(9,9) Balık (az yağlısı)
(100 g.) 43(0.8)85
Dondurma Tavuk (beyaz eti)
(bir porsiyon, (100 gr.) 72(1,1)
%I0 yağlı) 59(8,9) Sığır eti
Süt (yağı alın- (yağsız)(100 gr.) 73(3.7)
mamış 1/4
litre) 33(5,0) Dana eti (yağsız)
Tereyağı (1 ye- (100 gr.) (1.6)
mek kaşığı) 31(7,0) Koyun eti
Kızarmış Pata- (yağsız)(l00 gr.) 85(1,6)
tes (100 gr.) 20(6,0)

* Tabloda parantez içindeki rakamlar, besinin taşıdığı doyn yağ miktannı göstermektedir. Doymuş yağlar ateroskleroz kımından zararlıdırlar. Zira daha çok kolesterol oluşturur Katı yağlar, özellikle hayvansal katı yağlar, doymuş yağlan
rol düşürücü ilaç toz halinde verilmiş; diğer yarısına ilâç mayan ve kolesterol üzerine hiçbir etkisi olmayan bir içirilmiştir.
1 2 3
Ateroskleroz plaklarının şekillenmesi. Atardamarların içini döşeyen endotel tabakasında bir zedelenme plak şekillenmesini başlatın Zedelenmiş kısma ADL ve kandaki hücrelerden birisi olan trombositter girerler (I). Trombositlerden salman büyüme faktörü etkisi ile düz kas hücreleri çoğalırlar ve zedelenmiş bölgeyi işgal ederler. Bu arada akyuvarlar bölgeye gelirler ve makrofaj’a (yiyici hücreye) dönüşürler (2). Makrofajlar ve düz kas hücreleri ADL’leri içlerine alırlar (yerler); böylece köpük hücreleri haline dönüşürler. Kanda kolesterol düzeyi yüksek ise, kolesterol köpük hücreleri içinde ve aralarında toplanır. Kolesterol, köpük hücreleri ve ölü hücre kalıntıları bu bölgede ateroskleroz plağını (atheroma’yı) oluştururlar (3). Zamanla damar içini daraltırlar oe tromboz’a yol açabilirler.
ukarıdaki resimde solda, bir hastadan ameliyatla çıkarılan kan pıhtısı aşağıda ise kroner damarların bir kısmında ateroskleroz plakları görülüyor.
Alınan sonuç, iki hipotezin doğru olduğunu göstermiş tir: (I) diyetle kan kolesterol düzeyi önemli ölçüde düşürü lebilmektedir, ilaç kullanıldığında daha çok düşürülmektedir (2) kolesterol düşürülünce kalp krizi riski azalmaktadır.

Kolesterol düzeyinin %25 azaltılması, kalp hastalığı ris kini % 50 azaltmıştır. Amerikan Kalp Cemiyeti başkanı Dr Gotto, “insanlar kan kolesterol düzeyini 20 Yaşından sonn her beş yılda bir ölçtürmelidirler; 35 yaşından sonra herke: kolesterol düzeyini düşük tutmaya çalışmalıdır” diyor. Ko lesterol düzeyini düşük tutmak için önlemler bellidir; doy muş yağ ve kolesterol miktarı yüksek besinler yemeyi azaltı nız; daha çok balık ve tavuk et’ıne yöneliniz; haftada 2-3 yu murtadan fazla yemeyiniz; karaciğer, beyin, böbrek gibi içor ganları ayda 1-2 kezden fazla yemeyiniz; yağsız süt içiniz yemeklerinizi sıvı yağlarla ve margarinle pişiriniz, sigara iç meyiniz, egzersiz yapınız. Bu önerilere uyanlar kan koleste rol düzeyini %I0-I5 kadar azaltabilirler ve kalp hastalığı ris kini de önemli ölçüde azaltmış olurlar.

Gelecek sayımızda ikinci ve son bölümünü bulacağını yazımızı Dr. Gotto’nun,bir sözü ile bitirelim: “Bu tedbirle re herkes uysa, 2000 yılında artık aterosklerozdan değil, başk konulardan sözederiz. Öyle sanıyorum ki, 2000 yılında ate rosklerozu yenmiş oluruz.
■sentlerde yaşayanlar, günlük yaşamın telaşı içinde, örneğin lYbeç tavuklarının, dağ sıçanlarının, böcek yiyen bitkilerin davranışlarını; ya da hava değişikliklerini belirten diğer bitju ve hayvanlan gözleme olanağından yoksundurlar. Böyleleri için hava tahminleri, yalnızca uzmanların tekelinde olan bir uğraştır. Oysa bazı hava tahmin uzmanlanna göre kentlerin yakınında; ya da kırsal alanlarda yaşayanlar, radyolarını dinleyecek yerde doğaya baksalar, oldukça gerçekçi hava tahminleri yapabilirler. Minnesota Üniversitesi Atmosfer Fiziği Dalı uzmanlanndan George Frier bu konuda: “Hemen herkes, geleneksel yöntemlerle hava tahminleri yapmanın doğru sonuç vermeyeceğine inanır, ama aslında gerçek hiç de böyle değildir” diyor,

Frier, binlerce yıldan beri çiftçilere, denizcilere, hava tahminlerinde yardımcı olan sayısız halk deyiş ve inanışlarının ardında gizli bilgileri araştıran bir-kaç meteoroloji uzmanından biridir. Frier’in dediğine göre, doğru hava tahminlerini sağlayan halk bilgilerinin temelinde, bazı bitkilerle çoğu hayvanların, havanın yoğunluğuna, sıcaklığına, basıncına ve nemine karşı olan aşırı duyarlılıktan bulunmaktadır.

Örneğin yaban kazlan uçarlarken havanın yoğun olduğu yükseklikleri seçerler, çünkü düşük yoğunluklu havanın kaldırma gücü de azdır. Buna göre, basıncın yüksek olduğu açık havalı günlerde, kazlar için uygun katmanın çok yükseklerde olmasına karşın, alçak basınçlı hava kitlelerinin hareketleri sırasında, bu kuşlann rahatça uçabilecekleri katman, yere çok daha yakındır. İşte “Uçan kazlann sesleri yakından gelirse hava iyi; uzaktan gelirse hava kötü olacak demektir” anlamındaki halk deyişi bu olgudan kaynaklanmaktadır. Martılar, kırlangıçlar ve ardıç kuşlan da hava basıncına

Gelecek mevsimle ilgili hava tahmininde ne dağ sıçanının gölgesi ne de kaplan kelebeği tırtılının üzerindeki kahverengi çizginin kalınlığı gerçek anlamda ipuçları vermez.
duyaıiıdıriar ve fırtınalı hava yaklaşırken uçmaktan çok, neyip konmayı yeğlerler. Anlar da böyle havalardan ö kovanlarından ayrılmazlar.

Hayvanlar, keskin işitme duyulanyla da, gökgürültüli şimşekli fırtınalann yaklaşmakta olduklarını insanlardan önce algılayabilirler. Örneğin kuşlar, saniyenin 1/10’u k dalga boyu olan sesleri duyabilmeleri yanında, bu sesler boş olan telekleriyle de algılayabilirler. Sonuç olarak, h nın bozması ile ilgili pek çok halk deyişi, gök gürültülü şekli fırtınalardan önce hayvanlann huysuzluklannı bel ki, bunların hepsinin temelinde alçak frekanslı ses dalga nın algılanabilmesi bulunmaktadır.

Bu konudaki örnekler arasında atların huysuzlanma koçların birbirleriyle toslaşmalan, sığır, koyun ve keçi yüksek tepelerden inmeye doğru yönelmeleri vardır. A] böyle durumlarda dağ sıçanlannın, yuva girişlerini ot y larıyla kapattıkları, merkeplerin toplandıkları, kurbağa telaşlı sesler çıkardıkları, kargaşaların daha çok bağırdı da bilinir.

Frier, açıklamalan sırasında, “Doğal ki, bir tek ger yın huysuzlanmasına bakıp da hemen hava tahmini yapılı diyor ve ekliyor” Halk deyişlerini ve inanışfannı birlikti ğerlendirme yanında, genel düzeyde de olsa hava olaylan kında bilgi sahibi olmalıyız. İşte ancak bu durumda ok güvenilir hava tahminleri yapılabilir.”

Öte yandan, North Carolina’nın Ashevville Kenti’ı Ulusal İklim Verileri Merkezi’nde hava tahmin uzmanı rak görev yapan Marjorie McGuinck, hava tahminleriyle halk deyişlerinin bazılarının doğruluğuna karşın, bazik da yanlışlığına dikkat çekiyor. O’na göre bu yanlış s< zaman içinde doğruların arasına sızmış olmalıdırlar.

Bir Kısım deyişler de bilinenleri yinelerler. Ör “Açalya çiçeği yapraklarının enine kıvnlmaları, havanı ğuyacağını gösterir.” Oysa aslında sıcaklığın düşmesiyh

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*