Genel

Sporla Gelen Sorunlar

Kurallara uygun olarak yapıldığında sorunla karşılaşmadığımız her işte olduğu gibi, sportif uygulamalar da güvenlik içinde yapılabilir, Sporda karşımıza çıkan sorunlar, yapılan etkinliğe (egzersiz tipine), kullanılan alete (gülle, top, eskrim kılıcı gibi), rakip oyuncunun davranışına (faul gibi), zemine (engebeli, kaygan v.b.), hava koşullarına (soğuk, sıcak) fiziksel güç uygunluğu düzeyine (belirli bir spor disiplininde uygulanan hareketler içinde yeterli kuvvette olmak gibi), psikolojik duruma (saldırgan, hırslı olmak gibi), organizmadaki bazı hastalıklara (damar bozuklukları, patolojik organ değişiklikleri), yaşa ve cinse bağlıdır.

En sık ve önemli sorunlar, kalb-damar sistemine aittir. 1973 Boston Maratonunda, 44 yaşındaki bir atletin yarışma sırasında ölmesinden sonra otopsi yapılmış, kalb kasında yaygın enfarktüs saptanmıştı. Oysa ölmeden önce ilk muayenelerde herhangi bir soruna rastlanmamıştı. Yukarıda saydığımız sorunlardan birkaç tanesinin biraraya gelmesi, önceden saptanması olanaksız sonuçlar doğurabilmektedir. Bu yüzden spora katılımda olduğu gibi, organizmayı laboratuar koşullarında zorlayıp dolaşım sisteminin buna uyumunu değerlendirmek yerinde olur. Böyle incelemelere “eforlu elektrokardiyografi” diyoruz. Özellikle orta yaşın üzerinde olup, sağlık için spora katılacak olanlar sigara içme, aşın kilo, yüksek kan basıncı, ailesinde veya kendisinde kalb ve şeker hastalığı, kanda lipid ve kolesterol gibi maddelerin yüksek olması şeklinde kalb-damar hastalığı risk faktörlerini taşıyanların böyle bir muayeneden geçmesi gerekmektedir.

Spor ya da rekreasyon tipi bedensel etkinliklere katılan-ların karşılaşacakları sorunların ortaya çıkma sıklığı, katılma oranı ile yakından ilgilidir. Değişik ülkelerde yayınlanan kaynaklardan elde edilen bilgilere göre, spora katılan her 100
BİLİM
kişiden iki ya da üçü, bir yıl içinde bir kez sorunla kan maktadır. Daha önce değindiğimiz ve ölümcül olabileceği birincil önlem gerektiren kalb-damar sistemi sorunları biı nara bırakılacak olursa, spor sakatlıklarının oluşturduğu; ön plana çıkmaktadır.

Spor sakatlıklarında en önemli etken TRAVMA’dır. 1 ma, ani olarak şiddetli bir şekilde vücut dokularını zec yen iç ya da dış kaynaklı bir fiziksel etkendir. Buna, trav nın akut şekli diyoruz. Uzun süren ve yineleyen küçük t malara (mikrotravma) ise kronik (süreğen) denmektedir, neğin çok uzun bir yürüyüşte, baldır kaslarının kaval ker ne sürekli olarak çarpması gibi).

Doğal olarak travmalar, ister ani olarak, isterse ı sürede etkili olsunlar, vücut dokularının zayıf olması, ye li kas gücünün olmaması bu olumsuz etkinin boyutlarının yümesine yol açabilir. Yaşlılarda, kadınlarda ve çocukl: sakatlanmalar, bu açıdan üzerinde farklı durulması gere konulardır.

Yaşlanma doğumla başlar. 30’lu yaşlardan sonra, d yapımında tedrici bir yavaşlama görülür, bağ doku esnek c ligini yavaş yavaş yitirir, Kas-sinir koordinasyonu geriler, lemlerin kullanımı bu nedenlerle sınırlanır, beceri bozu Öte yandan, kemiklerde kalsiyum iyonu azalır ve kırılga kolaylaşır.

Özellikle tatil günlerinde, gerekli hiçbir hazırlığı yap dan eski bir sporcunun, yaşlılar takımında, sporda aktif duğu eski günlerdeki gibi ani ve şiddetli hareketler yapm kas-iskelet sisteminde sakatlanmalara yol açabilir. Bu sa!

Iıklar daha çok bağ kopması, kas yırtılması şeklindedir, ve bacaklar en sık sakatlanan yerlerdir.

Anatomik ve buna bağlı olarak işlevsel yönden, dişi sin hareket sisteminin doku özelliği ve çalışması, erkeği ne oranla farklıdır. Esneklik özelliği, dişi cinse sakatlann karşı avantaj sağlarken, kas ve bağ doku zayıflığı, dezava oluşturur. Buluğ çağındaki kız ve erkek çocuklar birlikte; rene edilebilirken, bu yaştan sonra kızlarda doğurganlığa zırlanmaya başlayan organizma, sportif etkinlikler açısın yavaşlar. Almanya’da Giessen Üniversitesinde yapılan bir a tırmada, yanlış yüklemelerle ortaya çıkan sakatlıkların, dınlarda erkeklere oranla iki misli fazla görüldüğü saptanmı;

Çocukların kas – iskelet sistemi, gelişimini henüz tam lamış değildir. Erkeklerde 16, kızlarda 14 yaşında büyü kıkırdakları kapanmaktadır. Bu yaşlara kadar olan yaral malarda, çocukluk tipi sakatlıklar şeklinde sınıflama yapılnr tadır. Çocuklardaki bu sorunlar büyüklerinkinden farklı ol
Spor dallarına göre en sık sakatlanan bölgeler.
daha çok kasların bağlarla kemiğe yapışma yerlerinde, kemiklerin büyüme kıkırdağı bölümlerinde ve kıkırdaklarda rastlanır. Uluslararası Spor Hekimliği Federasyonunun bildirilerinde, izometrik ve dinamik uzun yüklenmelerde bu bölgelerde sakatlıklar olabileceği, önlem açısından ise çalıştırıcıların, çocuklardaki spor sakatlıkları konusunda eğitiminin önemi vurgulanmaktadır. Özellikle kemik gelişimi tamamlanmadan, gözlem yapılmadan uygulatılan ağırlık çalışmaları (halter gibi), yalnız hareket sisteminde değil, aynı zamanda, anlık dahi olsa kan basıncı yükselmesi yapabileceğinden, kalb – damar sisteminde de sorun doğurabilir. Küçük yaşlarda ağır ve büyük toplara şut çeken, yoğun antrenman yapan çocukların dizinde, 19. yüzyılın başından beri bilinen bir hastalık (Osgood Schlatter) tanımlanmaktadır. Dizin hemen altında ağrılı bir şişlik vardır ve bazen alçıya almak bile gerekebilir.

Spor sakatlıktan, yapılan spor dalına göre de özellikler göstermektedir. Bunlar içinde en önemlilerinden birisi de boksörlerin maruz kaldıkları yumruklarla ortaya çıkan rahatsızlıklardır. İsa’dan önce 4-5 bin yıllarına kadar uzanan bu yumruk oyunu, I890’lı yıllarda eldivenle oynanmaya başlanmıştır. Yine de boksta ölüm nedenlerinin yarısından fazlası beyin hasarı ile ilgilidir. 3 raundluk bir maçta, 300 kadar darbe almak söz konusudur ve bunlardan en azından % 1-2 si oldukça etkilidir. Her 10 boksörden en azından 1-2 sinde, ile-riki yıllarda sinir sistemi ile ilgili sorunlar ortaya çıkabileceği, bunlar içinde ise ‘’boksör bunaması”nın (dementia pugilisti-ca) en sık olduğu bildirilmektedir. Boksta ayrıca el, bilek, göğüs ve kann organları da zedelenebilir. Göğüs ya da karına alınan ani ve şiddetli darbeler, kalbin durmasına yol aça-bilen bir refleks mekanizmayı başlatabilir. Diğer dövüş spor-
larında da dış travmalar söz konusudur. Ancak boks kadar etkili olmazlar. Çünkü kurallarla belirlenmiş kalıplar içinde yapılmaktadırlar.

Diğer sporlar arasında öldürücü olanlar yok mudur? Şüphesiz var. Koltuğunuzda otururken size kimse tekme atmaz. Ancak bir futbol maçında, böbreklerde kanama yapan bir tekme sizi ölüme götürebilir. Bisiklet yarışında zincirleme bir kazada başınızı çarpmanız, eskrimde istenmedik bir şekilde yaralanmanız, kayak yaparken bolkara saplanıp ayağınızı kırmanız pekala mümkündür. Bu risk olasılıklarını göze alıp, spora katılmayacak mıyız? elbette hayır. Sporda sakatlanma, yolda yürürken başımıza saksı düşüp yaralanmak gibi birçok etkenin biraraya gelmesi ile olur. Bunu bir denklemle gösterebiliriz:
RxD ö ^ f

Sakatlanma a»_-_ x P x Ç

A x O x G

R(riske atılma) G(Güvenlik önlemleri)

D(Düşkünlükler) P(Olasılıklar)

A(Antrenman) Ç (Çevresel etkenler)

0<01gısfihsk)

Görüldüğü gibi riske atılma, kötü alışkanlıklar sakatlığı getiren, antrenmanlı olmak, olgunluk ve gu- j uenlik önlemlerini almak sakatlıktan koruyan t niteliklerdir. j

Bir yüzücünün yanlış teknik uygulaması, yetersiz antrenmanı ile eklemlerinde (sakatlık kurbağalamacıda diz, ke-lebekçide bel, sırtüstücüde omuz) havuzdan çıktıktan sonra kulağını kumlamazsa nemli ortamda mikroorganizmalann üremesiyle ortakulağında iltihap ortaya çıkabilir. Eklem sorunu bireysel, kulak sorunu çevresel etkenlerle ortaya çıkmakta-
Koşu sırasında ayağın yere temast ve darbetenme.
dır. Havuzdan geçen diğer sorunlardan bazıları, mantar enfeksiyonları ve sarılıktır. Basit klorlama yöntemleri ile bunların önüne geçilebilir.

Atletizmde değişik disiplinler vardır (koşu, atlama, atma gibi). Bunların kendilerine göre sakatlanmalar gösterdiği izlenmektedir. Koşucularda sakatlanmalar, genellikle yanlış antrenman, fazla zorlanma, kötü zemin ve ayakkabı ya da anatomik bazı bozukluklardan kaynaklanmaktadır. Ayakta su toplanmasından tutun, kemik kırılmalarına kadar varan ciddi sorunlara çözüm bulmak, iyi bir gözlem ve ardından alınan önlemlerle mümkündür.

Bir uzun mesafe koşucusunun hazırlık çalışmalarını düşünün. Günde 20-30 km’yi bulan çalışmalar yapmaktadır. Sürekli olarak, yaklaşık 65-75 kg ağırlığındaki vücudunu her adımda bir bacağı ile yerden yükseltip, öbür bacağı üzerine düşürmektedir. Bunu 10 km’lik bir mesafede hemen hemen 7500 kez ve her ayak için 3750’şer kez yinelemektedir. Rahatça görüldüğü gibi, bu olayda birikici travmalar sözkonu-sudur. Eğer zemin sert ve kullanılan ayakkabı yeterince esnek, yumuşak değilse, ayrıca ayağın anatomik yapısı biraz bozuksa (düztabanlık, bacak kemiklerinde eğrilik gibi) her ayakta 3750 kez aşırı ve yanlış travma olacaktır. Sonuçta kemik zarı tahrişi, kas içi sıvı birikimi, ayak tabanında sinir sıkışması, Aşil tendonu zorlanması gibi deağişik sorunlar ortaya çıkacaktır.
Koşucularınkine benzer aşırı kullanım (overuse) s lıklarına uzun eğitim devrelerinden sonra askerlerde v rucu çalışmalar yapan bale sanatçılarında, ülkemizde ise lorik dansçılarda rastlanmaktadır. Aşırı kullanım sakat rında, tedavide dinlenme ilk sırada yapılması gereken

Yapılan spora özgü rahatsızlıklara kano ve kürek, nastikçi, halter ve eskrimcilerin ellerinde oluşan nasırlar sikletçilerde selenin kasıklarda yaptığı sürtünme ve zed meyi ekleyebiliriz. Bazı araştırmacılar, çok uzun sürer şulardan sonra idrarda kan çıktığını saptamışlardır. B ya böbreklerden kan akımının yavaşlaması ile oluşan bir lancı nefrit” ya da mesane duvarlarının birbirine sün ile olduğu sanılmaktadır.

Genel bir bakış açısıyla inceleyecek olursak, bütün dalları göz önüne alınırsa, en sık sakatlanan yer diz (‘ ve ayak bileğidir (% 15). Bunları baş, omurca, uyluk, < ve baldır izlemektedir. Gerçekten de diz, 4 kemiğin turduğu, vücudumuzun en büyük eklemidir. Sporda madiği hareket hemen hemen yok gibidir. Ayak bileği ^ve eklemleri arasmda hareket için bir köprü görevi yapm dır. Spor sakatlıklarında ortaya çıkacak istenmeyen du ların önlenmesi açısından ilk muayenelerin, antrenmaı kuvvet, esneklik, dayanıklılık ve beceri gibi temel özel rin geliştirilmesinin, yarışma kurallarına uymanın, zemin kabı, hava koşulları gibi dış etkenlerin çalışma ya da yaı öncesinde iyice gözden geçirilmesinin, kazanma ya da betme durumunda kendini ya da başkasını olumsuz etki cek bir yanlış hareket yapmamak için her an dikkatli ve I rollu olmanın önemi çok büyüktür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir