gebreotu

gebreotu

Gebreotugiller ailesinden bodur ağaççık türü (Capparis
spinoza). Anayurdu Akdeniz havzası olan, beyaz ya da

Gebreotunun (C. spinoza) beyaz çiçekleri, havai fişeği
andırırcasına dağılmış birçok mor uçlu ercik içerir.

pembe renkli iri çiçekler açan gebreotunun yaprakları
iri ve yuvarlaktır. Çiçek tomurcukları (“kapari çiçeği”)
salamura içinde saklanarak yemeklerde tadlandırıcı
olarak kullanılır.

gece körlüğü__

Loş ışıkta görme yetisinin, anormal biçimde azalması. A
vitamini loş ışığaduyarlı göz hücrelerinde önemli bir rol
oynadığı için, gecekörlüğü (niktalopi; halk arasında ta-
vuk karası da denir) A vitamini eksikliğinin erken bir be-
lirtisi olabilir; aynı zamanda çeşitli göz bozukluklarının
da belirtileri arasında yeralır. Çoğunlukla, ağtabakanın
süreğen ve ilerleyici iltihabının (retinitis pigmentosa) en
erken belirtisidir. “Doğuştan dural gece körlüğü” adı
verilen biçimi, kalıtımsaldır.

Gece körlüğünün tedavisi, temeldeki bozukluğun
tedavisine dayanır. Vitamin eksikliği durumunda, vita-
min tabletleri kullanılması ya da karotenoit adı verilen
pigmentler bakımından zengin bir beslenme rejimi uy-
gulanması, karaciğer karotenoitleri A vitaminine dö-
nüştürdüğü için, gece görmeyi yeniden sağlamaya yar-
dımcı olabilir.

gece maymunu _

Yenidünyamaymunugiller ailesinden iri gözlü maymun
türü (Bil. a. Aotes trivirgatus). Yassıburunlumaymunlar
alttakımının geceleri ortaya çıkan tek türü olan, Güney
Amerika’da yaşayan gece maymunu, gün ışığında kör
gibi olduğundan, gündüzleri ağaç kovuklarında gizle-

236 GECESEFASI

nir. Güneş batarken ava çıkarak böcek, yumurta, kuş ve
meyve aramaya başlar. Boyu 22-40 cm, ağırlığı 400-
900gr arasında değişir. Uzun (30-40 cm) kuyruğu, öbür
maymunlarınkinin tersine, dallara dolanıp kavraya-
maz.

gecesefası

Gecesefasıgiller ailesinden, sürüngen gövdeli otsu bitki
türü (Bil. a. Mirabilis jalapa). Adı kırmızı, sarı, mor, vb.
renklerde iri çiçeklerinin gün batarken açmasından
kaynaklanan gecesefası, bahçelerde çiçek tarhlarının
kenarlarını süslemede kullanılır.

geçişme

Molekül yoğunlukları farklı iki sıvı ya da iki çözeltinin,
çözücünün geçmesine olanak veren, ama çözünen
maddeyi tutan yarı geçirgen bir zarla (sözgelimi hücre
zarı) ayrılmış olduğu zaman gerçekleşen yayınma olayı.
Süzgeç gibi davranan zar, küçük moleküllerin kolayca
geçmelerine olanak verirken büyük moleküllerin geçi-
şini engeller. Yoğunluğu daha az olan yandaki sıvı mo-
leküllerinin, yoğunluğu yüksek yana geçmeleri, zarın
iki yanındaki yoğunlukların dengelenmesine yardımcı
olur: Geçişme dengesi. Geçişme, hayvan ve bitkilerde
gerçekleşen birçok doğal olayda büyük önem taşır:
Kandaki alyuvarlar arı suya konulacak olursa, su hücre
çeperinden alyuvarın içine dolarak hücrenin şişmesine
ve patlamasına yol açar. Bitkilerin köklerinin suyu em-
mesi ve böbreklerde idrar oluşumu da geçişme olayı
sayesinde gerçekleşir. Bitki hücrelerinin şişliği, hücre
zarının iki yanındaki basınç farkı yüzündendir: Yoğun-
luğu yüksek olan hücrenin içine dolan su, şişmesine ne-
den olur.

Geçişme olayından, ciddi böbrek hastalıklarında
kullanılan diyaliz makinesinde yaygın biçimde yararla-
nılır (Bk. YAPAY BÖBREK).

Geda Muslu

Türk halk şairi (XVII. yy.). Yaşamıyla ilgili bilgi bulunma-
yan Geda Muslu’nun bir nefesinden, Cezayir’de yaşa-
yan yeniçeri şairlerinden olduğu anlaşılmaktadır. Evliya
Çelebi, Murat IV dönemi şairleri arasında onun da adını
saymıştır. Alevi-bektaşi inançlarını yansıtan şiirlerinin
sayısı az olmakla birlikte güçlü bir şair olduğu görül-
mektedir.

Gedik Ahmet Paşa: Bk. ahmet paşa,
GEDİK.

Gediz ırmağı

Ege Bölgesi’nde akarsu. Kütahya ilinin güneyinde Mu-
rat dağında doğan Gediz ırmağı (401 km), Salihli yakın-
larında Alaşehir suyuyla birleşip, Gediz ovası boyunca
batıya doğru akarak güneyden ve kuzeyden birçok kol
alır. Marmara gölünün yer aldığı çukur alanın güneyin-
den ve Manisa dağının kuzeyinden geçip, Manisa ken-
tinin kuzeyinde Akhisar ovasından gelen Kumçay’ı alır.
Menemen boğazından geçip, geniş bir deltayla İzmir
körfezinin doğu kenarında denize dökülür. Batı, gü-
neybatı ve güney doğrultularda sık sık yatak değiştire-
rek kıyı gölleri (Çamaltı tuzlası, vb.) oluşmasına yol aç-
mış olan Gediz ırmağı, XIX. yy’da Pelikan burnu ile Kar-
şıyaka arasında denize dökülürken, bu kesimde körfe-

zin derinliği az olduğundan limanı alüvyonlarıyla dol-
durması tehlikesi baş göstermiş ve 1886’da açılan bir
kanalla, güneye yönelmesi önlenmiştir. Çığırı üstünde-
ki Demirköprü barajından (baraj gölü yüzölçümü: 55
km2), taşkın denetimi, sulama ve elektrik üretiminde
yararlanılmaktadır.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*