MERLEAU-PONTY’NİN KONUM ¡ANLAYIŞI

Bunun tam tersine Merleau için “konum düşüncesi, bağ] lanmızın kökeninde mutlak lüğü dışta bırakan bir şeyd şimdiyi kabul ederek, geçi yeniden elde eder ve döni uğratırım; onun anlamını de; rim, ondan kurtulurum ve ı rım. Ama bunu bir başka yer lanarak yaparım. Bundan yaşamımıza ilişkin olarak yı mız bir seçim mutlaka bir veri üstüne temellenir. Biz c mızı seçeriz ve dünya bizi Bundan ötürü gerekircilik (t nim) de, mutlak seçim de ; hiçbir zaman; ben, hiçbir ; şey ve an bilinç değilimdir” nomenologie de la perceptio gınm Fenomeholojisi]). Den Merleau-Ponty, konumu, biı dinde-varlık, bir şey, özgül ya da tasarının olumsuzlama reken bir olgusallık olarak g yor; ama bu özgürlüğün dile bilmesinin bir aracı olarak yor. Bununla birlikte, varolu için konum, özgürlüğün ötel budur ve o olmazsa özgürlı olmayacaktır.
ortaya koymaktadır. Ateşi k mayı öğrenmeden önce ini hayvanlara karşı bu banna korunuyordu. Yontmataş de1 insan çevresini düzenlemeye dı; mağara adamlarının ya gerçek köyler kuruldu ve bı lerde ilk konutlar ortaya çıktı.
AĞAÇ ÜSTÜNDEKİ EVLER
Ağaç üstündeki evlere öz
2306
‘i’n/ı Touraine olgesinde bir mağara ‘ j.ıpı’mş konut.
Hindistan’ın bazı bölgelerinde ve Endonezya’da raslanır. Güney Amerika’da da etnolojik bir dağı” lım gösteren bu evler, Büyük Okyanus kıyılarında (Kolombiya), Maracaibo koyunda ve Orinoco ırmağının denize döküldüğü yerlerde görülür; Afrika’daysa, bir raslantı ya da bir kültür olgusu sonucu bu tür evlere raslanmaz.
PARAVANADAN BİTKİDEN YAPILMA KULÜBEYE
Paravana en ilkel çatı biçimidir. Paravana kullanan halklar ya da kabileler (Boşimanlar, Avustralya yerlileri, Ateş ülkesi [Tierra del Fu-ego] yerlileri), kuşkusuz öbür ko-
nut türlerinden de yararlanıyorlardı. Ağaç yapraklarından örülen ve eğimli bir biçimde kazıklara ya da ağaçlara yaslanan paravana, sığınmaya yarayan dikdörtgen bir sadaktır. Çift kat yapıldığında, bitkimden yapılma kulübenin ilk elemanım oluşturmuştur: Polinezya (Tonga adaları) ve Melanezya’nın (Yeni Gine) bazı bölgelerinde bu yapı elemanı hâlâ kullanılmaktadır. Giderek büyüyen kulübeler eksiksiz barınaklar haline gelmişlerdir: Bunların üstüne konik (Avustralya’daki savanalarda) ya da dört köşeli (ormanlık ülkelerde) çatılar yapılıyordu. Afrika köylerinde kulübe en yaygm konut tipidir. Bunlar samandan ya da dallardan yapılmış, koni biçiminde bir çatısı olan ve kurutulmuş toprak ya da birbirine geçirilmiş dallardan yapılma duvarlara dayanan silindir biçiminde yapılardır. An kovam biçiminde olan bu kulübeler bazen kazıklar üstüne oturtulur; bu yükseklik, otur anlan rutubetten ve hattâ sellerden korur. Daha da etkili bir korunma yöntemi olarak temel kazıklarının üstüne yapılmış kulübelere İskandinavya’daki göllerin kıyılannda, Almanya’da ve Jüra dağlannda raslanır.