Osmanlı Padişahları

Ahmet III

Sadrazamlar,: Kavanoz Ahmet Paşa (1703) Enişte Haşan Paşa (1703-1704) Kalaylıkoz Ahmet Paşa (1704) Baltacı Mehmet Paşa (1704-1706; 1710-1711) Çorlulu Ali Paşa (1706-1710) Köprülüzade Numan Paşa (1710) Ağa Yusuf Paşa (1711-1712) Silahtar Köle Süleyman Paşa (1712-1713) Orsapoça İbrahim Paşa (1713) Damat Ali Paşa (1713-1716) Hacı Halil Paşa (1716-1717) Nişancı Mehmet Paşa (1717-1718) Nevşehirli Damat İbrahim Paşa (1718-1730) Silahtar Mehmet Paşa (1730)

Ahmet III

Sadrazamlar,: Kavanoz Ahmet Paşa (1703) Enişte Haşan Paşa (1703-1704) Kalaylıkoz Ahmet Paşa (1704) Baltacı Mehmet Paşa (1704-1706; 1710-1711) Çorlulu Ali Paşa (1706-1710) Köprülüzade Numan Paşa (1710) Ağa Yusuf Paşa (1711-1712) Silahtar Köle Süleyman Paşa (1712-1713) Orsapoça İbrahim Paşa (1713) Damat Ali Paşa (1713-1716) Hacı Halil Paşa (1716-1717) Nişancı Mehmet Paşa (1717-1718) Nevşehirli Damat İbrahim Paşa (1718-1730) Silahtar Mehmet Paşa (1730)

Sadrazamlar,: Kavanoz Ahmet Paşa (1703) Enişte Haşan Paşa (1703-1704) Kalaylıkoz Ahmet Paşa (1704) Baltacı Mehmet Paşa (1704-1706; 1710-1711) Çorlulu Ali Paşa (1706-1710) Köprülüzade Numan Paşa (1710) Ağa Yusuf Paşa (1711-1712) Silahtar Köle Süleyman Paşa (1712-1713) Orsapoça İbrahim Paşa (1713) Damat Ali Paşa (1713-1716) Hacı Halil Paşa (1716-1717) Nişancı Mehmet Paşa (1717-1718) Nevşehirli Damat İbrahim Paşa (1718-1730) Silahtar Mehmet Paşa (1730)

Türk padişahı (Hacıoğlupazarı 1673-İstanbul 1736). Mehmet IV ile Rabia Gülnuş Emetullah Sultan’nın oğlu olan Ahmet III, babası tahttan indirildiğinde ondört yaşındaydı. Amcaları Süleyman ve Ahmet II ile kardeşi Mustafa ll’nin padişahlıkları boyunca sarayda, kafes arkasında yaşadı. Edirne Vakası ya da Feyzullah Efendi Olayı diye anılan Cebecilerin ayaklanması sonucunda, 22 Ağustos 1703’te, Edirne’de tahta çıkarıldı. Zorbaların koruyuculuğunda İstanbul’a gelip, saray bostancılarının ayaklanmasını bastırarak başarılı bir ıslahat yaptı. Zamanla zorbaların baskısından kurtulup, Ahmet Paşa ile Baltacı Mehmet Paşa’nın sadrazamlıkları sırasında iç olaylarla ilgilendi. Ahmet III, Avrupa’da süregelen İspanya Veraset (savaşları ve İsveç-Rus savaşı karşısında tarafsız kalmaya çalıştı. Ne var ki, Sadrazam Çorlulu Ali Paşa’nın kendisinden habersiz İsveç Kralı Kari Xll’yle ilişki kurması ve Karl’ın Osmanlı topraklarına sığınması sonucunda, Ali Paşa’yı görevinden uzaklaştırdıysa da, Rusya’ya savaş açmak zorunda kaldı (1711). Bir yıl içinde ikinci kez sadrazam değiştirerek, Baltacı Mehmet Paşa’yı yeniden sadrazamlığa getirdi ve Rusya seferine gönderdi. Prut Savaşinın kazanılmasının ve Prut Antlaşmasinın imzalanmasının (22 Temmuz 1711) ardından, Balta- cı’nın düşmanlarının da etkisiyle, sadrazamı görevden alarak, Midilli kalesine sürdü. Yapılan barışa karşın Rus Çarı Petro’nun antlaşma koşullarını yerine getirmemesinden doğan anlaşmazlık, ancak Damat Ali Paşa’nın sadrazamlığı sırasında imzalanan Edirne Antlaşmasiyla kesin biçimde çözümlendi (1713): İsveç kralı ülkesine döndü; Azak kalesi, Osmanlı sınırları içine girdi; Eflak ve Boğdan’a Fenerli Rumlardan yönetici gönderilmesi kuralı benimsedi. Böylece Ahmet III, Karlofça Antlaşmasiyla (1699) bırakılmış olan toprakların bir bölümünü geri almış oldu. Venedik sorununun çözümlenmesi için, Damat Ali Paşa Mora seferine gönderilip (1715), Kaptanıderya Canım Hoca Mehmet Paşa’nın da donanmasıyla katıldığı bu sefer sonunda, Mora yarımadasının yanı sıra Girit’teki Suda ve Spinalongo kaleleri de ele geçirilerek, Girit’in fethi tamamlandı. Ayrıca Çuha ve İstendil adaları alındı. Ne var ki, Avusturya’nın savaşa katılması ve Damat Ali Paşa’nın Petervaradin’de şehit düşmesiyle, bu başarılı dönem sona erdi. AvusturyalIlar Belgrad’ı alıp, Tamışvar kalesini ele geçirerek Niş önlerine geldiler ve daha fazla toprak kaybı, Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın imzaladığı Pasarofça Barışiyla önlenebildi (21 Temmuz 1718). Böylece Osmanlı-Ve- nedik ilişkileri de düzene girdi. Doğu’da İran’ın iç durumu, Şirvan ve Dağıstan’daki sünni müslümanların Os- manlı devletinden yardım istemeleri ve batıda kaybedilen toprakların doğuda kazanılması dileği, İran savaşlarının başlamasına yolaçtı. Daha başlangıçta Derbent ve Bakü olayları yüzünden Osmanlılar ile Ruslar yeniden anlaşmazlığa düştülerse de, İstanbul Antlaşmasiyla durum bir çözüme bağlandı (1724). Bu arada Gence, Kir- manşah, Nihavent, Hemedan ele geçirildi. Ordu, tümüyle sınır valilerinin eline bırakıldı. Ahmet III, devlet ileri gelenleriyle (başta Sadrazam Nevşehirli İbrahim Paşa) Lale Devrinin çeşitli eğlencelerinde zaferleri kutlamaktaydı. Ancak, Osmanlıların Andican’daki yenilgisi ve bunu izleyen Hemedan Antlaşmasiyla (1727), ülkede padişah ve sadrazama karşı bir tavır oluşmaya başladı. İran savaşlarında bundan sonra birbirini izİeyen Osmanlı yenilgilerinin yanı sıra, savaş nedeniyle artırılan vergiler, Anadolu halkının eşkıyaların etkinlikleri yüzünden çiftini bozup İstanbul’a akın etmesi, esnaf kuruluşlarındaki bozukluklar nedeniyle kentlerde işsizliğin artması, öte yandan da İstanbul’da belli kimselerin refah içinde yaşaması, Ahmet III ve çevresine karşı duyulan hoşnutsuzluğu artırdı. Sonunda Patrona Halil ayaklanması patlak verdi (28 Eylül 1730).Ahmet III,bütün çabalarına karşın sevgili damadı İbrahim Paşa’yı ve bazı vezirlerini isyancılara teslim etmek, kendi de tahtı ağabeyi Mustafa ll’nin oğlu Mahmut l’e bırakarak çekilmek zorunda kaldı. Ölünce Ye- nicami’nin yanındaki Validesultan türbesine gömüldü. Ahmet III döneminde, toplumsal alanda çeşitli yenilikler yapıldı. Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi ve oğlu Sait Efendi’nin Paris gezilerinden sonra, İstanbul’da resim ve planları Avrupa’dan getirtilen birçok saray, köşk ve bahçe gerçekleştirildi. Fenerbahçe, Aynalıkavak, Sadabad, Kanlıca’da Mihrabad, Bebek, Kalender, Sultaniye ve Florya kasırları yapıldı. Türk rokoko üslubunda üç çeşme (Topkapı sarayında Babıhümayun önünde; Üsküdar İskele meydanında; Kâğıthane’de Çağlayan önünde), Sarayburnu’nda Ahmet III köşkü ve Top- kapı sarayında Ahmet III kütüphanesi (“Enderun kitaplığı” da denen bu kütüphanede,¡4J364 cilt kitap bulunmaktadır) ile Bebek camisi de Ahmet III döneminde yapıldı. Davut Paşa, Tulumbacı ocağını, İbrahim Müteferrika ilk matbaayı Ahmet III döneminde kurdular. Yalova’da kâğıt, İstanbul’da çini fabrikaları kuruldu. Dokumacılık ilerledi. Giyim, eğlence ve yemek usullerinde yenilikler benimsendi. Yazı sanatına çok meraklı olan Ahmet lll’ün bu alandaki en ünlü yapıtları Babıhümayun önündeki kendi adını taşıyan çeşmede taş üstüne tarih yazısıyla, Topka- pı sarayı Arz odasındaki besmelesidir. Ayrıca, Necip ve Ahmet Han takma adlarıyla yazdığı şiirleri de vardır.

AHMET

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir