ALİ NİHÂD TARLAN; edebiyât târihçisi, şâir, metinler şerhi profesörü. 1898 yılında İstanbul’un Vezneciler semtinde doğdu. Babası üçüncü ordu muhâsipliğinden emekli Mehmed Nazif Beydir.
Aslen Dağıstanlı bir âileden olan Ali Nihâd Tarlan’ın dedesi Hacı Ali Efendi, Erzurum’a göç etmiştir. Babası Nazif Efendi dürüst, çalışkan, okumaya meraklı ve şâir bir zât olup, 1927 yılında İstanbul’da vefât etmiştir.
İlk olarak elifbâ cüzünü babasmdan, daha sonra Farsça Gülistân ve Bostan’ı okumuştur.
Babasımn vazifesi îcâbı Ali Nihâd Tarlan Manastır’a gelmiş ve Rehber-i Meârif adlı özel okulda okumuştur. Babasının Selânik’e tâyini üzerine oradaki Fransız okulunda okumuş, İstanbul’a dönünce Vefâ İdâdîsine yazılmıştır. Bu devreleri Fransız edebiyâtına iyice daldığı ve tercümeler yaptığı zamanlardır. Ancak Münir adlı bir arkadaşı sâyesinde yeniden Fars edebiyâtına yönelmiştir. Askerliğini Dördüncü Sahra Topçu Şûbesi ile Şû-be-i Mahsûsada yapmış, vazîfe olarak Osmanlı Kânûnlarını Farsçaya tercüme etmiştir. Bu arada Dârülfünûn’un (Üniversite) Fransızca ve Farsça bölümlerini 1920 yılında da Edebiyât Fakültesini bitirmiştir. 6 Nisan 1919 târihinde Gâzi Osman Faşa İdâdîsine Fransızca öğretmeni tâyin edilmiş, daha sonra sıra ile; Beşiktaş, Vefâ, Dâvûd Paşa, Galatasaray ve Nişantaşı sultânîleri ile Kabataş Erkek Lisesi, Maltepe ve Kuleli Askerî Liselerinde; Nar-tibros, Esayan ve Bezezyan gibi Ermeni azınlık okullarında Farsça, Fransızca, edebiyât ve Türkçe öğretmenliği yapmıştır, 20.8.1933 târihinde İ.Ü. Edebiyât Fakültesine metinler şerhi doçenti olarak tâyin edilmiş ve 1.7.1941’de profesörlüğe yükseltilmiştir. 1.8.1972 târihinde emekliye ayrılmıştır.
Fatma Leman Hanımla evlenmiş, bu evlilikten Adnan Siyâdet Tarlan.olmuştur. Hanımım 1973 yılında kaybeden Ali Nihâd Tarlan, 1978 yılı 30 Eylül’ü Ekime bağlayan gece vefât etmiştir. Kadıköy Osmanağa Câmiinde kılınan namazdan sonra İçerenköy Kabristanına defnedilmiştir.
Çok yönlü bir hoca olan Ali Nihâd Tarlan, ilim ve fikir adamı olup, aynı zamanda şâirdir. Arap, Fars, Fransız ve Türk dil ve edebiyâtlarına hakkıyla vâkıf olmuş son devrin en büyük metinler şerhi hocasıdır. Şiirin esâsmı ilmin meydana getirdiği fikrinde olan Tarlan, hakîkî sanat eserinin; ilim, kültür, kâbiliyet ve heyecanın müşterek mahsûlü olduğunu iddiâ eder. Türkçenin yanısıra Farsça şiirler de yazan Ali Nihâd Tarlan’m tasavvufî tarafı ağır basar. O, bu hususta; “Tasavvufta, şer’î bilgi ve îmâna aykm bir şey yoktur…” demektedir. Şiirlerini aruz, hece ve serbest vezinle yazmıştır. Ayrıca târih düşürmede üstâddır.