ALİZE a.(fr. alize provence dilinden lıs. yumuşak; lat, tere , sıvazlamak ‘tan). Alçak enlemlerde esen düzenli rüzgâr, —ANSİKL. Alize, her iki yarıkürede 30° paraleli boyunca sıralanan astropikal yüksek basınç alanlarından doğar, ekvatora doğru eser; K.-D.-G.-B. yönünde esen kuzey yarıküre alizeleri,G.-D.-K.-B. yönünde esen güney yarıküre alizeleri. Kuzey yarıküre ve güney yarıküre alizelerinin karşılaşmaları, sıcak ve nemli havanın kararsızlığının desteklediği dinamik yükselmeyle sonuçlanır ve dönenceler arası yakınsama alanını (intertropikal konverjans) oluşturur; bu alanda kümülo-nimbüs bulutları (“sıcak kuleler”) sıralanmıştır. Alizelerin kalınlığı hiçbir zaman 3 000 m’yi aşmaz. Hadley hücresi (-• ATMOSFER) çerçevesinde, alizeler, yükseklerde dönencelere yönelen bir hava kütlesi yerde-ğışikliğini dengelerler; ters alizeler diye adlandırılan rüzgârların kökeninin bu olduğu söylenebilir. Alizeler, coğrafi konumlarına göre üçe ayırılabılir: okyanus alizesi, kara alizesi, ekvatoru muson döneminde aşan alize.
Hawaii ya da Asor antisiklonları gibi deniz üzerindeki antisiklonlardan doğan okyanus alizesi, alçalan hava hareketinin en kuvvetli olduğu yüksek basınç alanlarının kenarı tarafından denetlendiği için, başlangıçta kuru bir rüzgârdır. Okyanusların kenarlarına doğru ilerlediği oranda nem yüklenir. Dolayısıyla, bu ilerleme sırasında “alize terselmesi “nin yükseltisi artar. Terselme düzeyinin altındaki hava, deniz sularından buharlaşan nemi soğutur. Bu nedenle, okyanus alizesine hava hareketinin alçalma biçiminde olduğu yerlerde (okyanusların doğu kıyıları) katman bulutlar. terselme düzeyinin altındaki tabakanın batıya doğru kalınlaştığı yerlerde de yükselme hareketlerine bağlı konvek-siyonel (cumulus) bulutlar eşlik eder. Ama terselme düzeyi, üstündeki kuru havayı çok yükseklere kaldıracak kadar yüksek değildir. Bu yüzden alizeye, alışılmış küme biçimli bulutların gökyüzünde geniş mavi alanlar ayırdığı güzel hava eşlik eder.Büyük Sahra üzerindeki yüksek basınçlar gibi antisiklonlardan doğan kara alizesi, kurudur ve kuvvetli bir şekilde alçalır (sözgelimi, kuzey yarıküre kışında Batı Afrika üstünde esen harmattanlar). Denetimi altında olduğu öbür yüksek basınçlarla birlikte, yağışlı tropikal alanda rastlanan mevsimlik kuraklık nedenlerinden birini oluşturur. Okyanus ve kara alizeleri, çok kuvvetli yağışlara neden olabilirler. Bu yağışlar, tropikal tedirginliklerin alizeler alanında doğudan batıya doğru yer değiştirdiği sırada (doğu dalgalan, gren çizgileri, tropikal siklonlar, vb.), aynı zamanda da dağların etkisiyle (Antil adalarına ya da Madagaskar’ın doğusuna yağış getiren orografik yükselmeler) gö rülür. Ayrıca, iki antisiklon çekirdeği arasında kalmış boğazlardaki (buralara alizelerin cephesi konabilir) tedirginliklerin de işe karıştığını belirtmek gerekir. Bununla birlikte, alizelerin denizler üstünde düzenlilikleri ve yumuşaklıkları (ortalama olarak saatte 20 km) genel bir kuraldır.
Yarıküre alizeleri sistemi (astropikal yüksek basınçlar-alizeler-ekvator alçak basınçları), enlemlere göre mevsimlik bir kayma gösterir. Bu sistem, Büyük okya-nus’un ve Atlas okyanusu’nun orta kesimleri ile Antil denizi’nde pek değişmez. Buna karşılık, Büyük okyanus’un batı kesiminde, Hint okyanusu’nun kuzey ve batı kesimlerinde, Atlas okyanusu’nun orta kesiminin doğrusunda durum çok başkadır. Çünkü kış mevsimindeki yarıkürenin alizeleri, yaz mevsimindeki yarıküreye ekvatoru büyük ölçüde aşarak muson rüzgârları halinde sokulurlar (Coriolis kuvveti nedeniyle saparak), Böylece, güney kış yarıküresi alizesi, musona dönüşerek, Batı Afrika’yı, Hindistan’ı, Endonezya’yı ve Çin’in güney kesimini etkiler. Olaylarla ilgili bu geleneksel görüşe ilişkin bilgilerin derinleştirilmesi gerekir; çünkü, kış yarıküresi alizesi havası ile, yaz yarıküresinde büyük ölçüde yayılan muson sıcak havası arasındaki süreklilik kuşkusuz mutlak değildir. Dönencelerarası yakınsama, muson durumlarında, ekvator bölgelerinden uzağa kayar, yüzeylerinde yazın termik kökenli kuvvetli alçak basınçların oluştuğu kıtalara (Afrika, Asya) ulaşır.