Tatlı nar bulduğum zaman yerim deyip, yoluma Devam ettim. Bir yere varınca, eli, ayağı olmayan, zayıf, hâlsiz, yaralı bir kimse gördüm. Yarala- rına kurt düşmüş, hattâ birçok eşek arısı yaralarına hücûm etmiş, zavallıya ızdırab veriyorlardı. Onun bu çâresiz ve muzdarib hâline acıyarak, yanına varıp; “Bu halden kurtulmak .ster misin?” dedim. “Hayır” dedi. Ben hayretle “Niçin?” dedim. “Sağ sâlim olmak nefsimin arzûsudur. Bu halde olmam ise Rabbimin murâdıdır. O’nun murâdının aksi bir şeyi O’ndan istemek, kulluğuma yakışmaz, takdirine râzı olmak, elbette benim için hayırlıdır” dedi. “Müsâade et de hiç olmazsa arıları senden uzaklaştırayım, sana çok ızdı- rap veriyorlar” dedim. “Onlar bana ızdırap verdikçe, benim hâlim daha hoş oluyor. Ey Havvâs! Sen benim çektiğim sıkıntıları, eşek arılarını boşver, sen tatlı nar yemek arzusunu kendinden uzaklaştırmaya bak” dedi. “Bütün bunları nereden biliyorsun?” dedim. “Alla- hü teâlâ bildiriyor” dedi. Sonra izin isteyip yoluma devâm ettim.”
ALLAHÜ TEÂLÂ BİLDİRİYOR
07
Kas