Alma (Almak Eylemi)

ALMA a. Almak eylemi.
—Mutf. Yağını alma, piştikten sonra soğutulan bir sıvının yüzeyinde toplaşıp katılaşan fazla yağı toplama işlemi. |j Etin ya da tavuğun yağlı kısımlarını kesip atma. —Örg. ilmik alma, ilmikleri iğnelerinden kurtarıp başka iğnelere geçirme. (Örme sanayisinde, ilmik iki biçimde alınır: yafay alma’da ilmikler aynı dizide bulunan bitişik iğnelere geçirilir; çapraz alma’da ise, bir dizideki ilmikler başka bir dizideki iğnelere geçirilir, ilmik alma, tığ kullanarak elle yapılabildiği gibi, gagalı iğneler ya da paletli iğneler kullanımında olduğu gibi, özel iğneler aracılığıyla otomatik olarak yapılabilir. El örgüsünde ilmik alma, aralıklar vermek ya da yapılanın genişliğini artırmak ya da eksiltmek olanağını sağlar.)

—Psikan, Nesneyle kurulan ilişki türlerinden biri. Sadik-ağızcıl evrenin özelliklerini taşır (nesneyi, bedene sokma ve bundan tat alma, nesneyi yok etme, niteliklerini benimsemek için saklama). [Bk. ansikl. böl.]

—Tıp. Bir organın, sinirsel bir alıcının kendisine özgü uyarıyı alması: iç kulağın ses dalgalarını alması. Bir yayını iyi ya da kötü alma. j| Kan atma, incelemek amacıyla kan alınması.

—Tuhf. Bir ipliğin iğne gagası tarafından çekilip alınması. || Alma derinliği, bir örgünün sıkı ya da gevşek olmasını sağlamak için, az ya da çok uzun bir ilmek halkası elde edecek şekilde ayarlanmış “iniş kamı”nın durumu.

—Yerbil. içeri alma, yer kimyasında bir katı madde ağında temel bir iyonun yerini nadir ve değerliği daha düşük bir iyonun alması.

—ANSİKL. Psikan. Alma, gerçek ya da fantazma olarak yaşanabilir; yalnızca ağızcıl etkinlikle ve bu etkinliğin ilk nesnesi olan besinle ilgili değildir. Anüs, vajina, göz, vb. gibi cinsel uyarım doğuran bölgelere ve meme, penis, dışkı gibi par-çasal nesnelere ilişkin olabilir.

M. Klein, parçasal alma kavramını ileri sürmüştü. Buna göre, küçük kız çocuğu, Oidipus döneminde, babasının penisini ağızcıl yolla almak ister. Nitekim çocuklar da, babanın penisini, yine babanın tüm bedeni olarak düşünür ve annenin içindeymiş gibi hayal ederler. Dolayısıyla, vajinayı, tehlikeli bir oyuk olarak görürler. Aİmanın dürtüsel kaynağı, açıkça belirlenememiştir. Yıkım dürtüleri ve ürem öncesi cinsel dürtülerin birbirine bağlı olarak almanın kaynağını oluşturdukları ileri sürülmüştür. Öte yandan almanın, üstbe-ni doğurduğu ve birincil özdeşleşimin dayanaklarından biri ve içeatımın bedensel kaynağı olduğu ileri sürülmektedir.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*