Bir operatörün teşhis veya tedâvî gâyesiyle hastanın vücudu üzerinde yaptığı kesme, yarma ve dikme işlemleri. Cerrâhî müdâhale, sirüji 1500 sene öncesinden beri aynen kullanılan ve genel bir müdâhaleyi ifâde eden “cerrâhî” kelimesi, ameliyat tekniklerini ve bununla ilgili diğer bilgileri anlatan bir ilimdir.
Tekniğin ilerlemesi ile bazı ameliyatlar mikroskopla yapılmakta ve daha iyi sonuçlar alınmaktadır.
AM ELİYAT
Bazı ameliyatlar saatlerce sürer. Ameliyatlarda en ufak bir hata, istenmiyen sonuçlar verebileceğinden, doktorlar uzun süren ameliyatlara ekipler hâlinde girerler. Resimde bir kalb ameliyatı için yapılan son hazırlıklar görülmektedir (üstte). Hannover Tıp fakültesinde yapılan bir Karaciğer nakli ameliyatı (yanda).
Tıbbî konulardaki eski bilgilerin çoğu ameliyatlar ile ilgilidir. Eski Yunan ve Roma medeniyetlerinden yazılagelmiş eserlerde o zamanlar yapılan basit ameliyatlardan bahsedilmektedir. Yunan ve Romalılar, “Trocar” adı verilen kalın, içi delikli iğnelerle karın ve göğüs boşluklarında toplanmış sıvıları boşaltıyorlardı. Müslüman doktorlardan Zekeriyyâ Râzî ve Ali bin îsâ el Kehhâl; göz ameliyâtmı fennî usûllerle ilk defâ yapan hekimlerdir. Endülüs âlimi Ez-Zehrâvî, otuz ciltlik tıp ansiklopedisinde çeşitli ameliyât tekniklerini ve âletlerini târif edip, çizerek “Cerrâhînin Babası” ün- vânını almıştır (Bkz. Zehrâvî).
Ameliyatı yapan doktora genel olarak “cerrah” veya “operatör” denir. Ameliyat, başlı başına bir ih- tisâs işidir ve aynı zamanda büyük tecrübe ve görgü gerektirir. Defâlarca ameliyatlarda bulunmayan ve bu konuda ihtisaslaşmayan bir hekim basit müdâhaleler dışında yalnız başına ameliyât yapamaz. Genel tabâbette apse, çıban açılması, fazla derin olmayan kesik, sıyrık ve yaralanmaları dikmek her hekimin rahatlıkla yapacağı işlemlerdir. Bunlara ameliyât değil, “küçük cerrâhî müdâhale” adı verilir. Ameliyatlar tatbik edildiği organlara göre önem ve hayâtiyet arzederler; yâni bir mîde ame- liyâtında ölüm oranı yüzde beş ise, beyin ameli
yâtlarında bu oran yüzde 30-60 olabilmektedir. Tıbbın bütün gayret ve ilerlemiş teknolojisine rağmen ameliyatta ölüm tehlikesi (mortalite) her zaman için mevcuttur. Cerrahlar için basit ameliyatlann başında apandisit, mîde ameliyâtları, safra kesesi ameliyatları gelir. Kemik ameliyâtları, kalp, akciğer ve beyin ameliyâtları büyük güçlük arzederler. Yakın zamâna kadar genel cerrâhî alanı içinde sayılan birçok cerrâhî dallar ayrı birer mütehassıslık hâline gelmiştir. Bunlar arasında estetik cerrâhî, kalp-damar cerrâhîsi, ortopedi, çocuk cerrahîsi, beyin cerrâhîsi vb. sayılabilir. Ameliyatlarda genel prensip mümkün olduğu kadar asıl organ ve dokulara zarar vermeden ve en az miktarda sun’î malzeme kullanarak yapmaktır. Ameliyat yapılacak organın durumu; ameliyâtın şeklinde ve ameliyat sonrasında kötü sonuçların ortaya çıkmasında çok büyük önem taşır. Bu sebeplerden dolayı bir ameliyâttan önce, bir değil bir kaç cerrahın fikir birliğinin olması gerekir. Her ameliyatı mümkün olduğu kadar o konuda ihtisaslaşmış merkezlerde yaptırmalıdır. Zamânımızda çocuk cerrâhîsi ve yaşlılar cerrâhîsi, habis hastalıklar cerrahisinde uzmanlaşmış cerrahlar yetişmektedir. Her cerrah belli bir daldaki ameliyatları defâlarca yapmak sûretiyle bu sâhada uzmanlaşmakta ve böylece ameliyatlardaki ölüm oranı giderek düşmektedir.
AMELİYAT
30
Tem