Genel

Amerika’da Phoenix

Amerika’da Phoenix şehrinde bir deney pro­jesi olarak yapılan John Long’un evinin çatısında 7200 solar hücre bulunmaktadır. Bu tesisat öğle vakti, güneş ışıklarının do­ruk noktasında, 6 kilowatt elektrik üretile­bilmektedir ki, bu John Long’un günlük ihtiyaçlarından fazlasını bile karşılayabil­mektedir.

yetinin yarısı tutar. Çok pahalı ve firesi bo! bir süreç sonunda saf silikon kristallerinin silindir şeklindeki ingot’ları (maden külçe) ince taba­kalar halinde biçilirler, bunların kalınlığı bir inçin (25 mm kadar) yüz binde biridir.

DÖRTGEN HÜCRELER

Bu maliyetin azaltılabilmesi için, kristal sili­kon elde etmek için kullanılan yöntemlerin daha verimli ve etkin hale getirilmesi gerekmektedir. Örneğin, devamlı şerit halinde kristal silikon bir fıçı sıcak sıvı silikondan şekillenebilir. Bu sü­reçte “tohum” denilen önceden şekillenmiş bir kristalden pratotip olarak faydalanılır.

Şerit şeklindeki kristal devamlı olarak fıçı­dan çekilir, ta ki teker teker dörtgen şeklinde hücreler halini alsınlar. Halen kullanılmakta olan yuvarlak hücrelere oranla bu dört köşe hücrele­rin yüzey alanlarının daha az aşınmaları gibi bir faydaları vardır.

Birçok araştırmacıların sonunda seçecekleri teknolojide kristal sillkon’un pek yeri yoktur. Onlar amorf silikonun bir filmini ileri sürmekte­dirler. Silan gazı (silicon hidrid) ısıtılarak bi­leşiklerine (silikon ve hidrojen) ayrılmağa zor­lanır. Mevcut bir metal yüzeyi üzerinde sillcon’un ince bir tabakası (filmi) oluşur.

Amorf silikon yalnız elektrik bakımından I aktif değil, aynı zamanda ışığı kristal silikondan I daha büyük bir etki ile emer. Dört köşe şekline daha kolaylıkla sokulabilir. Adi bir silikon hüc­resine oranla bir amorf silikon tabakasını içeren bir hücre 200 kat daha ince yapılabilir.

Aıaşıtrmacılar amorf silikonla % 15 verimli hücrelerin yapılabileceği kanısındadırlar. Yalnız bu hücrelerin piyasaya çıkabilmeleri için her iıaide 3-5 yıl geçecektir. Süreç o kadar ucuza mal olmaktadır ki, bunun etkisiyle kilowatt-saat başına düşecek maliyet de bir hayli azalacaktır.

Fotoelektrik hücreler ilk kez uzay tekno­lojisi için geliştirildiği zaman, maliyetleri önemli sayılmıyordu. İlk hücreler watt başına I0S0 do­lara mal oluyordu. Bir hücrenin ömrü boyunca bir 100 watt ampulü yakması ise 100.000 dolara çıkıyordu.

Bu hücrelerin bir iyi tarafı da bir kere çalışmaya başladılar mı, her hangi bir masrafa ihtiyaç göstermeden yaklaşık 20 yıl devamlı ola­rak elektrik üretmeleri idi. Bu da üretim ve te­sis giderlerinden sonra başka bir işletme mas­rafının olmaması dernekti, kömür ve petrolden elde edilen enerji üretiminin aksine.

Fotoelektrik hücrelerin kullanılmasındaki esas artış 1985 ten sonra olabilir. Bir radyo is­tasyonunun işletilmesi gibi mütevazi projeler bugünkü fiyatlarda bile ekonomik olabilir. 1984 te küçük çiftlik veya kentlerde, özellikle büyük merkez ve hatlardan uzak kalan yerlerde bunla­rın kullanılmasına geçileceği tahmin edilmekte­dir.

Nihayet bunlarla elde edilen elektrik Bele­diyelerin veya özel şirketlerin elektriğine büyük bir rakip olmaya başlayacaktır. 5 yıl kadar sonra solar çatı panelleri bir çok yerlerde İktisadî ola­bilecektir.

Kimse güneş enerjisinin birdenbire tüm enerji sorununu çözeceğini söyleyemez. Fakat zamanla o birçok şeyleri çözebilir. Solar hücre­lerde atom reaktörleri kadar karışık şeylerdir. Bir bilim adamı çekirdek fiziği ve çekirdek reaktör teknolojisi için harcanan ölçüde bir araştırma emeğinin bunlara da teşmil edilmesini önermiş­tir. Bu çok doğru bir tavsiyedir. Dünyanın enerji ihityacının güneş enerjisiyle karşılanması için daha epey zaman ve emek gerekmektedir. Belki ancak o zaman biz de. Apollo gibi, güneşin ara­basına binmek imkânını bulabileceğiz.

Cslence Digest’ten Çeviren: Nüvit OSMAY

ilk kez bir yönetim, kendisinin ve müttefik­

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir