Mardin ve Siirt’teki Arap kökenli vatandaşlar, Ortadoğu’daki ”Arap Baharı” olarak adlandırılan değişimini olumlu bulduklarını belirttiler.
<p>Mardin ve Siirt’te yüzyıllardır yaşayan Arap kökenli vatandaşlar Tunus, Cezayir, Mısır, Libya, Bahreyn, Ürdün ve Yemen’deki değişim desteklerken, Suriye’deki gelişmelerden ise bu ülkede yakınları bulunanlar tedirginlik yaşıyor.</p> <p>Mardin’de bulunan Uluslararası Stratejik Tahlil ve Araştırmalar Merkezi (USTAD) Başkanı Ahmet Akgül, kendisi gibi Arap kökenli olan Mardinli vatandaşların Ortadoğu’daki değişim rüzgarından memnuniyet duyduklarını ifade ederek, Türkiye’nin de devlet olarak gelişmeler karşısındaki tutumunun çok yerinde olduğunu söyledi.</p> <p>Gelişmelerin yaşandığı Ortadoğu ülkelerindeki vatandaşların özgürleşme ve demokratikleşme yönündeki istek ve haykırışının olduğunu dile getiren Akgül, şöyle konuştu:</p> <p>”Arap Baharının yaşandığı ülkelerden birisi de komşumuz Suriye’dir. Suriye’nin bizim için çok farklı bir özelliği var. Çünkü Sadece Mardin değil bölgenin, sınır boyunda yaşayan herkesin yakınının bulunduğu bir ülke. Dolasıyla bu ülkedeki vatandaşlarla akrabalık bağlarımız var. Oradaki insanlar büyük baskı altında yaşıyorlar. Bizler oradaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Suriye’deki halk hareketlerinde bugüne kadar 5 bin kişinin yaşamını yitirdiği belirtiliyor. Yakınlarımızın can güvenliğinden endişe ediyoruz. Hafız Esad’ın oğlu Devlet Başkanı Beşşar Esad kendisinden beklenen demokratikleşme ve özgürleştirme hareketini yapmadı. Tam aksine katı bir tutum sergileyerek, sert müdahalelerde bulundu. Bu da Suriye halkının doğal olarak ayaklanmasına sebep oldu. Biz Suriye halkını yakından tanıyoruz. Suriye halkı özgürleşme konusunda taleplerine ulaşacaktır. Suriye’deki halkın can güvenliği nedeniyle Türkiye’nin bu konudaki tedbirlerini daha da sıkılaştırmasını istiyoruz.”</p> <p>Arap kökenli vatandaşlardan Fikriye Araz da Ortadoğu’daki ”Arap Baharı”ndan memnuniyet duyduğunu belirterek, ”Buralardaki halklar büyük baskı altındaydı. Hak etmedikleri şekilde yönetiliyorlardı. Suriye şu anda bu değişme direniyor. Orada halk tedirgin. Yakınlarımızın bulunduğu Suriye’nin bir an önce huzura kavuşmasını temenni ediyoruz” dedi.</p> <p>İsmail Sincar ise Suriye’deki olaylardan tedirginlik duyduklarını ifade ederek, ”Oradaki yönetimin de değişmesini istiyoruz. Çünkü yakınlarımız kötü şartlarda yaşıyor. Diğer ülkelerdeki değişimlere de sevindik” diye konuştu.</p> <p>Ercan Alatekin de Suriye’deki yönetimin değişmesi taraftarı olduğunu vurgulayarak, ”Suriye’de akrabalarımız var ve oradaki yaşam standardının değişmesini istiyoruz. Diğer Arap ülkelerinde bu biraz oldu. Tunus, Bahreyn ve Ürdün gibi ülkelerde nasıl ki yavaş yavaş hayat düzene girdi. Suriye’nin de aynı şekilde sonuçlanacağını tahmin ediyorum. Suriye’deki olaylar herkesi vicdanen de rahatsız ediyor. Çünkü halkı eziliyor” dedi.</p> <p>Siirt İşadamları Derneği Başkanı M. Faruk Pamukçu ise Ortadoğu’daki ”Arap Baharı”nın totaliter rejimlerle yönetilen ülkelerde yaşandığına dikkati çekerek, gelişmeleri geç kalınmış hareket olarak yorumladığını söyledi.</p> <p>Teknolojik gelişmelerle birlikte artık dünyanın her ülkesindeki insanların taleplerinde değişimin meydana geldiğini bildiren Pamukçu, ‘Umarım bu değişim kısa sürede tamamlanır ve en zayiatla bu bahar gerçekleşir” dedi.</p> <p>Avukat Murat Bülbül, Tunus, Mısır, Libya, Yemen ve son olarak Suriye de baş gösteren halk hareketinin yönetimlere karşı mücadele olduğunu kaydederek, ”Bu ülkelerde halk daha fazla özgürlük, demokrasi ve insan hakları için despot rejimlere karşı bu hareketi başlatmıştır. Bu hareketin daha fazla kan dökülmeden başarılı olması önemli olan bir unsurdur. Bu yüzden bu hareketin sonuna kadar götürülmesini temenni ediyorum” diye konuştu.</p> <p>AA</p>
Arap kökenlilerden Arap Baharı’na destek
04
Nis