AT M E Y D A N I; on dokuzuncu asra kadar, bugünkü
Sultanahmet Parkının bulunduğu alana verilen
ad. Bizans döneminde burada bir hipodrom
bulunuyor, araba ve at yarışları yapılıyordu. İstanbul’un
fethinden sonra da ehemmiyetini koruyan
at meydanı, at yarışları, cirit oyunları, sünnet
düğünleri ve bayram şenliklerine sahne oldu. Çevrede
İbrâhim Paşa Sarayı, Sokullu Mehmed Paşa
Konağı, Sultanahmed Câmii gibi güzel eserler inşâ
edilerek meydana Osmanlı mührü vuruldu. Sultan
Dördüncü Mehmed zamânında sipâhîlerle yeniçeriler
arasında anlaşmazlık çıktı (1648). Yeniçeriler,
Sultanahmed Câmiini karargâh yapan sipâhîleri
dağıttı. At Meydanı Vak’ası adı verilen bu
hâdiseden sonra saray üzerinde ocak ağalarının
tesirleri arttı. Daha sonra Meydan, Çınar Vak’ası
ve Vak’a-i Hayriye hâdiselerine sahne oldu. Sultan
Abdülazîz zamânında park hâline getirilenmeydanda Dikilitaş, Burmalı (veya Yılanlı) Sütun
ve Örme Sütun gibi Bizans kalıntısı târihî eserler
bırakıldı. İstanbul’da ilk yerli mallar sergisi
1863’te burada açıldı. İkinci Abdülhamîd Ham
ziyârete gelen Alman İmparatoru Üçüncü Wilhelm
tarafından burada bir çeşme yaptırıldı. Avrupa
devletlerince teşvik edilen Yunanlıların İzmir’i
işgâli bu meydanda toplanan binlerce insan
tarafından protesto edildi (1919). Bugün Sultanahmet
Meydanı adı ile anılmaktadır.
AT MEYDANI
31
Eki