Atlı Arabalar
Avcılık yapan eski insanlar vurdukları avı sırtlarında taşımak yerine, kaba bir kızakla (1) sürüklenmenin daha kolay olduğunu gördüler. Çok geçmeden de, silindir olarak kullanılan ağaç gövdeleriyle daha ağır yüklerin taşınabileceğini öğrendiler.
Silindir sistemi zamanla geliştirilerek kesiksiz ağaçtan oyulmuş tekerlekler basit bir dingille arabaya bağlandı (2). Bilinen ilk tekerlek 5000 yıl kadar önce Mezopotamya’da yani Dicle ve Fırat ırmakları arasındaki bölgede kullanıldı. Öküzle çekilen tekerlekli araç zamanla gelişerek, Akdeniz, Avrupa ve Çin’e yayıldı. Romalılar tekerlekli araç yapımına başladıklarında güzel yolları vardı. Bu yollarda atlı savaş arabalarıyla hızlı ulaşım sağlıyorlardı. Bu, geniş bir imparatorluğun yönetiminde önemli bir etkendi.
Roma imparatorluğunun düşüşü ile XV. yüzyıl arasındaki dönemde, araçlı ulaşımın gelişmesinde bir duraklama oldu. Yolculuk yapanların çoğu asker, hacı yada gezginci esnaftı ve daha çok at ve yük hayvanları kullanıyorlardı. Yerel yükler için kullanılan çiftlik arabaları, bu amaçla özel olarak yetiştirilmiş
ve daha sonra savaşta da kullanılan güçlü atlar tarafından çekiliyordu. Ortaçağın az sayıdaki tekerlekli aracında yay yoktu (4); Avrupa üzerinden yapılan uzun yolculuklar rahatsızdı ve birkaç ay sürerdi.
Tekerlekli Araçların Gelişmesi
Halklar arasında bağlantı arttıkça araba ulaşımı da gelişti. İlk araçlarda dingiller sabitti. Sonraları süspansiyon olarak esnek tahtalar ve deri şeritler kullanıldı.
XVI. yüzyıl başlarında ortaya çıkan aşırı süslü arabalara sahip olan zenginlere halk gıpta ile bakar; kilise ise, özel araç edinmeyi günah sayardı.
Yetkililer de bu araçları rahatlıkla vergilendirilebilecekleri düşüncesiyle yakından izlerdi. Bu davranışlar 400 yıl kadar sonra ortaya çıkan otomobile karşı alman tavıra çok benziyordu.
Batı Avrupa’da mekanik ye bilimsel uyanış dönemi olan XVII. yüzyılda bazı arabalara madeni yaylardan yapılmış süspansiyonlar takıldı. Büyük arka tekerlekler.
araçların kötü yollarda daha hızlı gidebilmesini ve daha rahat bir yolculuk yapılabilmesini sağlıyordu.
XVII. yüzyılda İngiltere ticaret nedeniyle, bir tarım topluluğu olmaktan çıkıp, eşya ve insanları uzun mesafelere ulaştırma gereksemesi duyan ticari bir ülke oldu. Kısa ve hızlı yolculuklar için daha küçük ve hafif araçlar geliştirildi. Ancak daha uzun yolculuklarda kullanılan ilk posta arabaları, istasyonlarda duraklayarak günde 48 km’den biraz daha fazla yol alabiliyorlardı. Londra’dan Edinburgh’a yolculuk (675 km’lik bir mesafe) hızlı posta arabalarıyla bile 12 gün sürüyordu.
Posta Arabasından Demiryoluna
Hem posta hem yolcu taşıyan ilk arabalar 1783’te Bath ile Londra arasında çalışmaya başladı. Posta arabaları öylesine güvenilirdi ki 16 km/s olan programlarına göre saat ayarı bile yapılabilirdi. Bazıları günde yüz arabaya hizmet edebilecek büyüklükteki hanlar, ana yollar üzerinde yolculara yemek ve yatacak yer sağlardı.
2) Tekerleklerin sabit
olduğu dönemde dört
1) Kızak, Bablllller
tarafından M.Ö. 2000 dolaylarında kullanılmıştı. Bu dönemde bölgede tekerlek de kullanılmaya başlamıştı, ancak öküzle çekilen kızak, ağırlığına karşın engebeli arazide yararlı oluyordu.
tekerlekli yürütülmesi zordu. M.Ö. 2000’e ait bu A çerçeveli öküz arabasında (Ermenistan’dan) iki tekerlek olduğundan böyle bir sorunla karşılaşılmaz.
3) Mezopotamya uygarlıklarında sığır, kovun ve keçi vardı, ama at yoktu. Atlar ilk kez Orta Asya ovalarında bulundu ve daha sonra ehlileştirildi. Kelt-ler atları ve arabaları pek bilmezlerdi. Ancak, bayramlarda kullanılan bu iki atlı Kelt ya-
da Germen tören art basından da anlaşılacağı gibi, M.Ö. I. yüzyılda atlı araba model ve kullanımın önemli bir ilerleme kaydedilmişti. Bu re sim Danimarka’da Jutland’ın batı kıyısında bulunan parçc lara göre çizilmiştir.
4) Atlar, katırlar ve 4
yük hayvanları. Ortaçağdaki ana ulaşım biçimiydi. Ancak bu «uzun araba» tipi, mevki ve servet sahibi kadınların rahatça yolculuk yapmaları İçin kullanılırdı.
5) Fransız zerafeti bu XVII. yüzyıl ağır cenaze arabasında da kendini gösteriyor.
Bu tip arabalarda deri bantlı süspansiyon ve büyük arka tekerlekler (ön tekerlekler • merkezi bir mil çevresinde gövdeye zarar vermeden dönmesi amacıyla daha küçük yapılıyordu) yaklaşık bin yıl süresince yolcuların bozuk yollarda oldukça rahat yolculuk yapmalarını sağlıyordu. Ingiltere’de II. Charles bütün araba yapımcılarından ulaşım sorunlarına dikkat etmelerini isteyen bir kararname yayınlamıştı.
XIX. yüzyılda taşıtlarda büyük derişiklikler oldu. Kısa bir süre kullanılan buharlı faytonlar bunlara örnek gösterilebilir. Bugün bile çeşitli amaçlar için kullanılan ince ve düz yay parçalarının birleştirilmesiyle oluşan oval yaprak yayların geliştirilmesiyle yolculuk daha rahat hale getirildi. Mühendis John McAdam’ın (1758-1838) bulduğu yöntemle yolların düzeltilmesini izleyen yıllarda daha hafif ve zarif afabalar yapıldı. McAdam’ın yönteminde yol kaplaması, üzerinden geçen araçların ağırlığıyla sıkışıyor ve yolculuğu büyük ölçüde kolaylaştırıyordu.
Victoria döneminde kısa yolculuklar için hafif tek atlı faytondan, büyük aile arabalarına kadar çeşitli atlı arabalar kullanıldı. Zengin aileler av için bir araba, çocuklar için bir araba, hızlı yolculuklar için fayton, parkta ve kentte kullanmak için gezinti arabası, özel işler için kupa ve resmi davetlerde de gösterişli landolar kullanırlar; bunların bakımı ve sürülmesi için özel elemanlar tutarlardı.
Amerika’da posta arabalarının ömrü daha uzun oldu ve Wells Fargo gibi çeşitli araba şirketlerinin programlı seferleriyle oluşan
geniş çaplı bir şebeke Batı’da yerleşmeyi kolaylaştırdı. Hafif, yüksek tekerlekli, tek atlı araba (7) ve körüklü fayton özel ulaşım için en fazla kullanılan tiplerdi. Her ikisi de Kuzey Amerika’ya özgü arabalardı. Tek atlı araba iki kişilikti, gölgelikli fayton ise iki dizi oturma yeri olan bir aile taşıtıydı.
Taksi, Tramvay ve Otobüsler
1834’te Joseph Hansom (18031882) tarafından tasarlanan (ve kendi adını taşıyan) kiralık arabalar, bütün Avrupa kentlerini doldurdu. Atlı tramvay ve otobüsler de halk kitleleri için oldukça ucuz bir ulaşım sağlıyordu. Fransız kaynaklı, kutu biçimindeki atlı otobüs ilk kez 1829’da George Shillibeer tarafından posta arabalarının bırakıldığı sıralarda, Londra’ya getirildi. 1840’larda tek katlı otobüslere, üst katta da bir dizi oturma yeri eklenerek iki katlı hale getirildi (8). Yeni gelişmelerle atlı araçların yerini motorlu araçlar almaya başlayınca, iki katlı otobüsler motorlu otobüslere de uygulandı. Londra’da son atlı otobüs 1914 yılına kadar düzenli hizmette kaldı.
ayrıca bak. 94 Ulaşım ve taşıma-
cılık tarihi
118 Tramvay ve oto-
büsler
166 Yol yaoımı
110 Otomobilin ta-
rihçesi
Kupa denilen ve kent
içinde kullanılan küçük kapalı araba, ilk kez 1839’da Lord Brougham (1778-1868) için yapılmıştı. Paris’te buna benzer arabaların bulun-
masına karşın. İngiltere’de tekti ve araba modeli olarak bir devrim yaratmıştı. Zamanla kupa, kentlerde en çok kullanılan araba oldu. Tekli kupa
olarak bilinen ilk örneği iki kişilikti ve tek atla çekiliyordu. Çiftli kupa olarak bilinen daha sonraki modeller iki atla çekiliyor ve dört yolcu taşıyabiliyordu.
arabalarına benzeyen özel bir arabaydı. Arkadan kapalı iki yanda langıçta avcı ve av oturma yeri bulunan köpeklerini taşımak arabanın [Dİ aile ge- için yapılan köpek zilerinde kullanılması orabası [E], daha moda olmuştu. Baş- sonra günlük ulaşım •
çük grup gezilerinde kullanılıyordu. Dört atlı binek arabası [C] daha önceki posta
6) Yanları açık atlı
otobüs [A] toplu ulaşımda kullanışlıydı. Üniformalı bir arabacı tarafından sürülen bu özel otobüs [B] kü-
için de yaygın biçimde kullanıldı.
8) Otobüs (Latince
herkes için anlamına gelen omnibus sözcüğünden türemiştir)
İlk kez 1825’te Fransa’da Nantes’ta kullanılmıştı. 1829’da George Shillibeer (17971866) adlı bir İngiliz tarafından Londra’ya getirilen otobüs, kısa zamanda tutunmuştu. Bir şilin ücret karşılığında Paddington ve Bank arasında ilk kez hizmete giren otobüs, tek atla çekiliyor ve 18-22 yolcu taşıyordu. Özel üniformalı bir
kondüktör arka kapıda dururdu. Kısa sürede insanlar bu arabaların üzerine tünemeyi alışkanlık haline getirdiler ve bu da bir süre sonra üst katı açık iki katlı arabaların gelişmesine yolaçtı (üst kat-takilerden yarı ücret alınırdı). 1880’lerde, resimde görüldüğü gibi, iki atlı ve uzun sıralı arabalar, yerlerini öne bakan koltukları olan arabalara bıraktı. Atlı otobüs servisi Londra’da 1914’e kadar sürdü.
7) Avrupa araba modelleri ilk Amerikan arabalarının bir çoğunu etkilemiştir. Ancak üstü örtülü fayton kesinlikle Kuzey Amerika özellikleri taşıyan bir arabaydı, ilk kez 1850’lerde ortaya çıkan Amerikan faytonunun iki yada dört yüksek tekerleği, arabayı ve körüğü taşıyan ince bir iskeleti vardı. Tek atla çekilen ve iki yolcu taşıyan bu araba hafif ve süratliydi.