Yazar Arşivi: kozlu

UZAY ÇALIŞMALARININ ASTRONOMİYE KATKISI KUYRUKLUYILDIZLARIN KİMYASI

Son on yıl içinde Tago – Sato-Kosaka 1969 IX, Bennett 1970 II, Kohoutek 1973 XII, We=L 1976 VI kuyrukluyıldızlarına yöneltilmiş rady^ teleskoplarla, dünya çevresinde dolanan uydulardan yapılan morötesi gözlemlerle ve bazı kızılötesi dalgaboylarında yapılan çalışmalarla, kuyrukluyıldızların kimyası üzerine önemli adımların atılması sağlanmıştır. Kuyrukluyıldızların çekirdeği, güneş rüzgârı ve ışığı ile sanıldığı kadar kolayca etkileşeme-mektedir. Büyükçe, kirli bir kartopunu andıran kuyrukluyıldız, Güneş’e ...

Devamını Oku »

UZAY ÇALIŞMALARININ ASTRONOMİYE KATKISI

Dr. İ. Ethem DERMAN NİÇİN UZAYDAN GÖZLEM : Dünyamızın atmosferi, gökcisimlerinden gelen tüm ışınımları geçirmez. Bu nedenle o ışınların bir bölümü atmosfer tarafından ya soğurulur ya da geri yansıtılır. Elektromanyetik tayfın 0.001 A’dan mil- MORÖTESİ GÖRSEL X Işınları »SINlM ISı■’ KIRMIZIOTESİ RADYO t_. IŞINIM .DALGALARI 10* 10-’ i ıo ıo2 ıo3 104 ıos 10® 107 108 DALGABOYU (NANOMETRE) Atmosferimizin geçirgenliği ...

Devamını Oku »

EVRENİMİZİN GELECEĞİ (SONSUZLUK TAKVİMİ)

ri ünya, bir gün, binlerce km. çapında iri bir bilye gibi, pürüzsüz, soğuk demir bir küre olacak ve karanlık boşlukta yalnız kalmaya mahkum edilecektir. Zaman akacak ve hiç bir şey değişmeyecektir. Fakat, beklenmedik bir anda ölü – dünya, birkaç cm. boyunda bir kara delik olana dek çökecek ve sıkışacaktır. Sonra, bu sıkışmış olağanüstü kütle (ışığın bile dışarıya kaçamıyacağı derecede yoğun), ...

Devamını Oku »

Bilinç Teknolojisi: TRANSANDANTAL MEDİTASYON

Yaşadığımız bilim ve teknik çağında, insanın en temel değeri olan bilincini ele almak, tanığı olduğumuz teknolojik gelişmelerin doğal bir sonucudur. Bilim dev adımlarla ilerlemekte, yeni bulgular eskilerini çok gerilerde bırakmaktadır. Buna rağmen nesnel sorunları olmayan kişilerin yaşamlarında da acıların ve sağlıksızlıkların yer aldığına, tıp biliminin tüm bilgilerinin ve çağdaş tıp teknolojisinin seferber edilmesine karşın, hastalık artışının önlenemediğine tanık olmaktayız. Uzmanlar, ...

Devamını Oku »

FARELER VE İNSANLAR

Doç. Dr. Mehmet SEREZ* Kemirgenler olarak bilenen Rcdentia takımı, yaşayan memelilerin yarısından daha fazlası olarak 300 cins ve 3.000 türle temsil edilir. Fare ve kobayların da dahil edildiği bu takımın bireylerinin ağırlıkları 4 gr. ile 50 kg. arasında değişir. Kemirgenler insan yaşamında büyük rol oynarlar. Birçok bilimsel araştırmalarda deney hayvanı olarak kullanılır; Mikrobiyoloji, Farmokoloji, Hormon araştırmaları, Tüberküloz, Kanser, Beslenme ve ...

Devamını Oku »

YASSI LEVHALI TV ALICISI

Bir TV alıcısının büyük hacimli ve ağır olmasına yol açan kısmı, katot ışınlı resim tüpü v© onun çalışması için gereken yüksek gerilimi sağlayan ünitedir. Resmi yassı bir levhanın üzerinde oluşturma fikri bu noktadan kaynaklanmıştır^. Alıcının elektronik devrelerini ileri düzeyde tümleşik devreler kullanarak küçük bir alana sığdırmak mümkün olabildiğinden, resim tüpünün yerine yüksek gerilim gerektirmeyen yassı bir levha koymakla, TV alıcısını ...

Devamını Oku »

RÜYA VE EVRİM

Uykunun rüya görülen bölümüne, bu sırada gözlenen hızlı göz hareketlen nedeniyle, REM (Rapid Eye Movements) uykusu denir. REM uykusunun, evrimsel olarak uykunun ilkel bir biçimi olduğuna inanılır. Çünkü uykunun bu türü memeli beyninin ilkel bölümlerinde daha belirgindir. Bu sıradaki sıcaklık kontrolü de sü-rüngenlerdekine benzer. Ancak sürüngenlerde, erken omurgalılarda ve ornitorenk gibi yumurtlayan memelilerde bu tür bir uyku ile ilgili kanıt ...

Devamını Oku »

GERÇEK-ZAMAN ULTRASON AYGITLARI

“Linear array” (doğrusal düzen) denilen sistemde tek transdüserin yerini yanyana sıralanmış bir dizi transdüser almaktadır. Bu sistemde, bir transdüser elemanından İkincisine atlama elektronik olarak gerçekleşmekte, her eleman ayrı bir transdüser fonksiyonunu görmektedir. Bu işlemin verdiği sonuç, aslında, tek bir transdüserin el ile düz bir çizgi üzerinde hareket ettirilmesinden farksızdır. Ancak bunun elektronik olarak gerçekleşmesi elle mümkün olmayacak bir sürat sağlamaktadır. ...

Devamını Oku »

AĞIR YANIKLAR BEYİNDE HASARA YOL AÇABİLİYOR

AĞIR YANIKLAR BEYİNDE HASARA YOL AÇABİLİYOR Derin deri yanıkları beyin ve sinir dokusunda ciddi hasar yapabilir. Bu bulgu, Pennsylvania Crozer-Chester Tıp Merkezi yanık uzmanlarının, şiddetli yanık sonunda ölen 75 hasta üzerindeki çalışmalarının sonucudur. Muayene edilen hastaların yüzde 65’inde (ödem, infeksiyon, şok, vücut sıvılarının hacminin azalması, kan pıhtılaşması ve oksijensizlik sonucu) beyin ve sinir dokusu harabi-yeti saptandı. Özellikle elektrik akımının neden ...

Devamını Oku »

TARİH ÖNCESİNİN BEYİN CERRAHLARI VE BÜYÜ

Yaşayan ilkel insan gruplarında ve belki de tarihöncesi atalarımızda baş, cin ve şeytan gibi kötülük temsilcilerinin yerleştiği bir yerdir. Canlının ya da ölünün başında bir delik açmakla, tüm bu kötü yaratıkların beyinden çıkacağına ve hastanın sağlığına kavuşacağına inanılır. Y, aşayan insanın ya da bir ölünün başında delik açma operasyonu (trepanasyon) tıp tarihinin en eski ve en büyüleyici örneklerinden sayılır. Tarihöncesi ...

Devamını Oku »

AĞAÇLANDIRMA YA DA ÇÖLLEŞME

Geçtiğimiz yıl Aralık ayında Ankara’da yapılan “Orman Kaynaklarının Planlanması ve İşletilmesi” konulu bir teknik kongrede, Orman Fakültelerinden katılan bilim adamlar! ve uygulamada çalışan yetkililer Türkiye’de ormancılıkla ilgili sorunların çözümünü basit ve sade bir cümlecikte ifade etme yönünde birleştiler: Türkiye’de ormancılık, öncelikle ağaçlandırma demektir. İsmail ÖZKAHRAMAN* * . Yurdumuzda onman alanı, toplam olarak 20.199.296 milyon hektardır. Bu arazi Türkiye kara alanının ...

Devamını Oku »

DEV BARAJLAR

A. MİLLMAN – A. ROKACH Yirmi yıl önce İtalya’da Venedik’in kuzeyinde, Piave Nehri üzerinde Vaiont Barajı’nda feci bir kaza oldu. Yakındaki bir dağda oluşan heyelan, saniyede 25 metre gibi büyük bir süratle aşağılara doğru kayarak baraj gölüne 254 milyon metreküp toprağı boşalttı. Bu büyük kayma ile sular, 262 metre yükseklikteki barajı aştı, peşinde harap olmuş köyler ve 2.500 ölü bırakarak, ...

Devamını Oku »

ÖLDÜREN YAĞMUR

ABD’de Vermont’daki Yeşil Dağlar’ın (Green Mountains) Carnels Hump (Deve hörgücü) tepesindeki ladin ağaçlarının yarısı 1S65den bu yana yok oldukları gibi, bölgedeki diğer ağaç türleri de sürekli olarak ölüyorlar. Vermont Üniversitesi Botanik Bölümü Başkanı Hubert Vogelmann’a göre olayın nedeni, asit yağmuru. Vogelmann ve ekibi 1964 yılında Carnels Hump’taki bitki yaşamı, iklim ve toprakla ilgili ayrıntılı incelemeler yaptılar. 1977 yılında da yineledikleri ...

Devamını Oku »

ÜRETİM POTANSİYELİ

Bilindiği gibi tarım, ve damızlık kullanarak bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, bunların çeşitli aşamalarda işlenerek değerlendirilmesi olarak tanımlanır. Tarımda kullanılan top- rak, emek ve sermayeden (su, gübre, ilaç, tohumluk, enerji vb. fiziksel girdiler) oluşan üretim kaynakları ile üretkenlik artışı sağlayan teknoloji sabit (aynı) tutulduğu takdirde : Bitkisel üretim potansiyelini belirleyen en önemli faktörler, güneş enerjisi ve yağışın yetişme mevsimi içindeki ...

Devamını Oku »

TARIMIMIZIN GELİŞME POTANSİYELİ Prof. Dr. Ali BALABAN * GELİŞME DÜZEYİ

Türkiye’de Cumhuriyet kurulduğu yıldan başlayarak, tarım ve köy kalkınması büyük bir dava olarak ele alınmış, sağlıklı bir tarımsal yapının gerçekleştirilmesi, tarımsal üretimin arttırılması ve kırsal toplumun yaşam düzeyinin yükseltilmesi konuları Cumhuriyet hükümetlerinin program ve uygulamalarında büyük ağırlık taşımıştır. İlk yıllarda, kamu kesiminde yaygın bir örgütlenme ve kırsal alana hizmet götürme çalışmalarına ağırlık verilmiş, tarımsal altyapının kurulması, kredi, tohum, gübre, makin ...

Devamını Oku »

Margarin Ağacı

ça zengin topraklarda yaşayabilen okaliptüs dikilebilir. Amerika Enerji Bakanlığı’na bağlı Bi-yomas Enerji Sistemi fizibilite çalışmalarının önemli kısmını okaliptüs doku kültürü üretimi teşkil etmektedir. Her yıl kesilen altı milyon ağacın yenisini yetiştirebilmek için 2.000 dekar arazi, köklendirilmiş çelikten büyüyecek ağaçlara bırakmalıdır. Oysa yeni sürgün üreten özel hücre topluluğu, her ay deneme tüpünde kendilerinin 10-20 misli fazla sürgün oluştururlar. Teorik olarak doku ...

Devamını Oku »

Hastalığa Dayanıklı Üzüm

Şarap sevenleri iyi günler bekliyor. Doku kültürü tekniğini kullanan araştırmacılar, üzüm hücrelerini pierce hastalığına dayanıklı asmaya aşılamayı beş yıl içinde başaracaklarını ümit ediyorlar. Tuz, kuraklık, don ve bor’a tolerans gösteren asmalar, mutasyona uğramış hücre kültüründen oluşanlardır. Buna ek olarak, ilk Avrupa şaraplık üzümleri ile, güneyin hastalığa dayanıklı; fakat düşük kaliteli misket üzümlerinin protoplast birleşmesinden sert yeni üzüm çeşidi oluşmuştur. Şaraplık ...

Devamını Oku »

DENEY TÜPÜNDE BAHÇE ZİRAATI (Bahçe ekimi)

John G. BLAIR Genlerin birleşmesiyle yeni canlılar oluşturmadaki başarılı sonuçlar kamuoyunun ilgisini çekerken, bir başka biyoteknik gelişme örneği de laboratuvarlarda oldukça beceriyle uygulanmaktadır. Bu deneylerle bitkisel gıda, enerji ve ilaç kaynakları olarak yeni ürünler elde edebilmek ve milyonlarca insana daha yararlı ender çeşitler üretmek amacıyla bitkileri değişikliğe uğratma tekniği geliştirilmektedir. Bitki doku kültürü denen işlemde uygulanan en son teknik, iki ...

Devamını Oku »

Isı, bir enerji şekli olup birimi kaloridir |( Isı Nedir )

Isı, bir enerji şekli olup birimi kaloridir. 1 kalori, 1 gram suyun sıcaklığını 1°C değiş­tirmek için suya verilen ya da sudan alınan ısı miktarıdır. Her maddenin 1 gramının sıcaklı­ğını 1 °C değiştirmek için maddeye verilen ya da alınan ısı aynı değildir. Bir maddenin 1 gramının sıcaklığım 1°C değiştirmek için o maddeye ve­rilen ya da o maddeden alınan ısı miktarına o ...

Devamını Oku »