wiki

BAŞKANLIK SİSTEMİ

BAŞKANLIK SİSTEMİ; Alm. Präsidium,
Vorsitz, Fr. Presiden, İng. Presidency. Yürütme
yetkisinin Cumhurbaşkanına (Devletbaşkanma)
âit olduğu ve Cumhurbaşkanının sâdece kendisine
karşı sorumlu olan bakanları tâyin ederek onların
yardımıyla bu yetkiyi kullandığı siyâsî sistem.
Bu sistemde Cumhurbaşkanı (devlet başkanı),
ya tek dereceli bir seçimle, yâni doğrudan
doğruya halk tarafından seçilir veya iki dereceli bir
seçimle, yâni halk oyuyla seçilen belli sayıdaki delegelerin
oy çokluğuyla iş başına getirilir. Bugün
ABD’de uygulanan sistem ikinci şekildir.
Târihte çeşitli devletler zaman zaman bâzı
yönleriyle başkanlık sistemini hatırlatan siyâsî
sistemlere sâhip olmuşlardır. Eski Roma ve Yunan’da
çeşitli misâlleri görülen bu şekiller uzun veçok defâ kanlı mücâdelelerden sonra bir noktaya
kadar getirilmişse de çok kısa bir sürede dejenere
olarak diktatörlüklere dönüşmüştür.
İslâm târihinin başlangıç yıllarında, Dört büyük
halîfe devrinde, İslâm devleti başkanlık sistemiyle
idâre edilmiştir. Peygamber efendimizin
vefâtından sonra sırasıyla Ebû Bekr-i Sıddîk (iki
sene dört ay), Ömer bin Hatâb (10 sene), Osman bin
Affân (12 sene), Ali bin Ebî Tâlib (6 sene) Müslümanların
oylarıyla seçilerek 30 sene devleti idâre
etmişlerdir. Kendilerine “Emîr-ül-mü’minîn”
ve “Halîfe-i müslimîn” isimleriyle hitâb edilmiştir.
Emîr-ül mü’mininler, idâre, icrâât, adâlet ve
başkomutanlık selâhiyetlerine sâhiptiler. Dîne,
devlete ve millete âit işlerde son söz kendilerindeydi.
İhtiyâç hissettikleri zaman da, sık sık Peygamber
efendimizin eshâbmdan önde gelenler veya
uygun gördükleri ehil kimselerle çeşitli konuları
istişâre ederler (danışırlar) ve sonra kararlarını
verirlerdi. Kur’ân-ı kerîm ve hadîs-i şeriflerde
büyük ehemmiyetle emir ve tavsiye edilen istişâre
etmeye (danışma) titizlikle uyarlardı. İstişâre
için şimdiki parlamento veya diğer meclisler gibi
devamlı heyetler olmayıp, mevzuun mâhiyetine ve
diğer sebeplere göre istişâre edilen kimseler değişirdi.
Ayrıca çeşitli vilâyetlere kendilerinin vekili
olarak vâliler tâyin ederler, bunların çalışmalarını
çok sıkı bir şekilde denetlerler, lüzum gördükleri
zaman da azledebilirlerdi.
İslâm târihinde “Hulefâ-i Râşidîn Devri” ismiyle
de anılan Dört Büyük Halîfe devrinden sonra
gelen halîfeler, kendilerine bâzı yardımcılar seçerek
onlara vekâlet vermişlerdir. Asırlar geçtikçe
çeşitli Müslüman milletlerin kurduğu İslâm
devletlerinde bu sistem içinde gerekli görülen bir
takım idârî, hukûkî, askerî düzenlemeler yapılmış,
bâzı ünvanlar verilen kimseler ve heyetler
devlet İdâresinin aslî unsurlarından olmuştur.
Günümüzde başkanlık sistemi uygulanan ülkelerde
Cumhurbaşkanı, sâhib olduğu büyük yetkileri
tamâmen halk oyundan alırlar. Bâzıları bu
yetkilerin hepsini tek başına kullanırken;, bâzıları
da (ABD sisteminde olduğu gibi) bakanlar kurulu
ile birlikte paylaşmaktadır. ABD’de .Cumhurbaşkanı
hükümet başkanlığını bizzat yürütürken,
Fransa’da aynı partiden seçilmiş Başbakana bırakabilmektedir.
Bakanlar Amerika’da direk başkana
karşı sorumluyken, Fransa’da Başbakanın
teklifi üzerine Cumhurbaşkanınca tâyin edilmektedir.
Başkan yardımcılığı ise ABD’de uygulanırken,
Fransa’da yoktur. Bu sistemde başkanın bir
kralı hatırlatan olağanüstü yetkileri bulunmaktadır.
Günümüzde uygulanan başkanlık sisteminin
üstün taraflarının yanısıra mahzurları da vardır. Sistem
bir yandan güçlü ve istikrarlı rejimler meydana
getirirken, diğer taraftan siyâsî mücâdeleyi milletitemsil eden en üst seviyeye taşımakta veya başkanın
kişiliğine bağlı olarak diktatörlüklere dönüşebilmektedir.
Bu durum, Güney Amerika ülkelerinde
görülmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir