BAYRAM; dînî ve millî bakımdan ehemmiyeti
olan, milletçe her sene kutlanan gün veya günler.
Bayram kelimesinin çok eskilerde kullanıldığına
dâir elde bir delil yoktur. Ancak İslâmiyetten sonra
bayram mânâsına gelen “iyd” kullanılmıştır.
Her yıl Müslümanların sevinçli neşeli günleri tekrar
geldiği için böyle günlere iyd, yâni bayram
denilmiştir.
İslâmiyetten önce kavimler, devletler kendi
inanç, örf ve âdetlerine göre belli günleri kendileri
için kutsal kabûl etmişler ve bu günleri çeşitli
âyinlerle kutlamışlardır. Dede Korkut Hikâyelerinde,
hanların başa geçmelerini, doğum ve zaferlerini
kutlamak için toplandıkları, şölenler tertib
ettikleri, ölümleri için yuğ, yâni yas merâsimi
yaptıkları bilinmektedir.
İslâm dîninde bayramlar; Arabi aylardan Şevvâl
ayının birinci günü Ramazan bayramı, Zilhicce
ayının onuncu günü Kurban bayramıdır. Ramazan
bayramı, üç gün, Kurban bayramı ise dört
gündür. Müslümanlar bayram günlerine ayrı bir
önem verirler. Zîrâ bu günler, günahların affedildiği,
birlik ve berâberlik duygularının pekiştirildiği,
yoksulların sevindirildiği günler olması bakımından
sevinç ve neşe kaynağıdır. Bayramlarda
yapılması gerekli vazifelerden bâzıları şunlardır:
Bayram günlerinde herkes temiz ve iyi giyinir,
çocuklara yeni elbiseler alınır, yoksullar, yetimler
sevindirilir, dost akrabâ ziyâret edilir. Dargınlar barıştırılır.
Ekseriyâ bayram namazlarından sonrakabristânlar ziyâret edilerek, geçmişler, akrabâlar,
din büyükleri için Kur’an-ı kerîm ve duâlar okunur.
Peygamber efendimiz Medine’ye hicret edince,
Medînelilerin câhiliye âdetlerinden kalma bayramları
kutladıklarını görünce; ” Allahü teâlâ size
onlardan daha hayırlı iki bayram (Ramazan
ve Kurban Bayramı) ihsân etti.” buyurarak Müslümanlara
sevinç ve neşe günlerini bildirmiştir.
Yine buyurdu ki: “Rahmet kapıları dört gece
açılır. O gecelerde yapılan dııâ, tövbe reddolmaz.
Fıtr (Ramazan) ve Kurban bayramının birinci
geceleri, Şâban (ayı)nın on beşinci (Berât)
gecesi ve arefe gecesi.”
Ayrıca İslâm büyükleri bir Müslümanın Allahü
teâlânm emirlerine uyup yasaklarından sakınarak,
günâh işlemeden, haram lokma yemeden geçirdiği
günleri de bayram kabûl etmişlerdir.
Hazret-i Ali bir kalabalığı eğlence içinde görüp
böyle eğlenip neşelenmelerinin sebebini sorduğunda
onlar: “Bugün bayramımızdır.” dediler.
Bunun üzerine hazret-i Ali de; “Günah işlemediğimiz
günler de bizim bayramımızdır.” buyurdu.
Yine Müslüman rûhunu teslim (vefât) edeceği
zaman rahmet meleklerini, Cennetteki nimetleri
görüp onları görmenin zevkiyle can verme vakti de
Müslümanın bayramı olduğu bildirilmiştir.
Dînî mânâlarda kullanılan bayramlara, Cumhûriyetin
ilânından sonra millî bayramlar da eklenmiştir.
Her sene büyük merâsimlerle kutlanan
Cumhûriyet, 23 Nisan, 19 Mayıs Gençlik ve Spor,
30 Ağustos Zafer Bayramı, millî bayramlarımızdandır.
BAYRAM
28
Eki