BİLECİK

BİLECİK;

bilecik

 

Osmanlı Devletinin temellerinin atıldığı, Marmara, Ege, İç Anadolu ve Batı Karadeniz bölgelerinin kesiştiği bir kavşak noktasında bulunan bir ilimiz. 39°39′ ve 40°31′ kuzey enlemleriyle 29°43′ ve 30°40′ doğu boylamları arasında bulunan Bilecik; Sakarya, Bolu, Eskişehir, Kütahya ve Bursa arasında yer alır. Gerek Osmanlı, gerekse Cumhûriyet devrinin kuruluşunda çok önemli rol oynayan Bilecik’in, Türk târihinde mümtaz bir yeri vardır. Trafik kod numarası ll’dir.

İsminin Menşei

Bilecik ilinin adını nereden aldığı kesin olarak tespit edilememiştir. Hititliler, Bilecik için “Şirin Köy” mânâsına gelen Belekoma demişlerdir. Zamanla bu isim Bilecik olarak söylenmiştir.

Târihi

Bilecik’in târihi çok eskilere, Hititlere dayanır. Bilâhare Frigyalılar, Persler, Makedonya Kralı İskender, Selevkos, Bergama, Golat, Roma ve BizanslIların eline geçti. İslâm orduları zaman zaman burasını ele geçirdiler. 1071 Malazgirt Savaşından sonra Anadolu fâtihi ve Anadolu Türk devletinin kurucusu Selçuklu Kutalmışoğlu Birinci Süleymân Şahın ordularınca Bilecik fethedildi. Birinci Haçlı Seferinde Bilecik yeniden Bizans tarafından alındı.

Anadolu Selçuklu Devletinin bir uç beyi olan Ertuğrul Gâzi, Söğüt’te Oğuz Türklerinin Kayı aşireti olarak Kayı Beyliğini kurdu. Oğlu Osman Gâzi, Bizans Tekfuru elinde olan Bilecik Kalesini fethedince, Osman Gâzinin adı ve ünü etrafa yayıldı. Selçuklu Sultânı Gıyâseddîn Mes’ûd, Osman Gâziye tuğ, sancak, gümüş eğer, kısrak, altın kabzalı kılıç ve pekçok hediyeler gönderdi. Kayı Beyliğine bağımsızlık tanıdı. Osman Gâzi, Gıyâseddîn Mes’ûd vefât edinceye kadar Selçuklu Sultânını başbuğ olarak tanıdı. Vefâtından sonra bağımsızlığını îlân etti. Osmanlı Devletinin ilk temeli burada atılmıştır. İznik ve Bursa’nın fethine kadar Osmanlı Devletinin başkenti olmuştur. Daha sonra Bilecik Anadolu eyâletinin Sultanönü (Eskişehir) sancağına bağlı bir kazâ olmuştur. Sultan İkinci Abdülhamîd Han ise, Bilecik’i, Hüdâvendigâr (Bursa) vilâyetine bağlı Ertuğrul sancağının merkezi yapmıştır.

1

Yunan istilâ birlikleri Bilecik’i üç defâ işgâl etti. İstiklâl Harbinde en çok tahrip ettikleri yer olup, Yunanlılar iki bin ev, 500 dükkân, 20 han, bütün câmi, okul ve fabrikaları yaktılar. Yanan bi- nâların harâbeleri yakın zamâna kadar bulunuyordu. Bu yıkıntılardan bâzıları hâlâ durmaktadır. Bilecik, 6 Eylül 1922’de düşman işgâlinden kurtarıldı ve 20 Nisan 1924’te il oldu. Bilecik yeni ve eski Bilecik olarak iki kısım hâ- lindedir. Bilecik’in ve bilhassa Söğüt’ün Türk târihinde çok önemli bir yeri vardır. Söğüt, Osmanlı Devletinin ilk başkentidir. Osmanlı Devletinin, Türk Osmanlı kültürünün ve mîmârının temelidir.

 Fizikî Yapı

Bilecik çok engebelidir. Sakarya Nehri etrâ- fındaki ovalar dışında geri kalanı yüksek olmayan dağ ve tepeler, derin ve dik vâdiler, yayla ve platolardan ibârettir.

Dağlar: Bilecek’in üçte biri dağlıktır. Sakarya Nehrinin doğusundaki dağlar, Kuzey Anadolu dağlarının, batısındaki dağlar ise Uludağ’ın devâ- mıdır. Sipâhî Dağı (1324 m), Göldağları (1250 m), Yirce Dağı (1790 m), Kelâ Dağı (1906 m), Ahi Dağı, Abbaslık Dağı, Yeşil Dağ ve Bozdağ 1000 metreden yüksek dağ ve tepelerdir.

Ovalar: Bilecik’te ova çok azdır. Sakarya Irmağının etrâfındaki bâzı düzlükler dışında büyük ovalar yoktur. 60 kilometrekarelik Bozüyük Ovası, Göksu, Göynük ve Karasu vâdileri başlıca ova ve vâdile- ridir. Sakarya Irmağı ve kolları çok derin yataklar açtıklarından buradaki vâdiler sarp ve kayalıktır.

Osmanlılann meşhûr ve târihî Domaniç Yaylası Bilecik sınırları içindedir.

Akarsular: Bilecik toprakları içinde en önemli akarsu, Sakarya Irmağıdır. Bu ırmak Deresakarı köyü civânnda Bilecik’e girip, 75 km yol aldıktan sonra ili terk eder. Kışın suyu boldur (sâniyede 100 m3), yazın ise bu miktar 8 metreküpe düşer. Bozalan köyü civânnda çıkan Karasu, Osmaneli yakınında, Adapazarı’ndan gelerek Bilecik’e giren Göynük Çayı Osmaneli yakınlarında Sakarya’ya karışır. Sorğun Çayı, Karasuya, Sarısu, Porsuk Çayına karışır. Göksu, Hamsu Deresi, Sakarya’ya dökülür.

Göller: Çerkesli Gölü: Yüzölçümü 45 hektar ve biriken su miktarı bir milyon metreküptür. Osmaneli yakınındadır. Dodurga Barajı: Sarısu üzerinde kurulmuş olup yüzölçümü 250 hektar ve su hacmi 35 milyon metreküptür. Sulama ve taşkınları önleme ve tarım arâzilerini sulama maksadıyla yapılmış bir baraj gölüdür.

iklim ve Bitki örtüsü Marmara ile İç Anadolu iklimi karışık hâldedir. İklim geçit tipi özelliği gösterir. Güney ve doğusunda İç Anadolu’nun yayla iklimi hüküm sürer. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve yağışlı, diğer bölgelerde ise kışlar ılık geçer. Isı -12,3°C ile +37°C arasında seyreder. Senelik yağış miktarı metrekareye 430 milimetredir. Yağmurlar daha çok ilkbahar ve sonbaharda yağar. Bilecik ili topraklarının yarısına yakın bir kısmı ormanlıktır. Ağaçların çoğunluğu karaçam, kızılçam, sarıçam, köknar, kayın, meşe ve kestanedir. Ovalan az ise de akarsuları bol olduğundan her çeşit ürün yetişir.

Ekonomi Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanır. Ormanların yarısı Bozüyük’te, geri kalan yarısı da Gölpazan, Osmaneli ve Söğüt’tedir. Eskiden ipek böcekçiliği çok yaygındı. Yunan işgâlinde dutluklar yakılınca, ipekböcekçiliği geriledi. Buna rağmen 135 köyde ipekböceği besleme geleneğine devâm edilir. Son senelerde ipekböcekçiliği hızla gelişmektedir.

Tarım: Nüfûsun yüzde 70’i tarımla geçinir. Modem tarıma, sulama, gübreleme ve modern tarım âletlerine önem verilmektedir. İlin suyu boldur. Arâzinin yüzde 40’ı ekime müsâittir. Başlıca tanm ürünleri buğday, baklagiller, arpa, mısır, nohut, fasulye, şekerpancarı, ayçiçeği, soğan, barbunya, semizotu, havuç, sivri biber, domates, patlıcan, kıvırcık, salata ve şerbetçi otudur. Beylerce üzümü, nar, erik, ayva, kiraz ve muşmulası meşhurdur.

Hayvancılık: Bilecik ilinde mer’a ve çayırlar arâzinin % 7’sini teşkil eder. Hayvancılık son senelerde gelişmeye başlamıştır. Yem fabrikası yapılmıştır. Süt fabrikası henüz yoktur. Besi hayvancılığı daha çok gelişmiştir. Koyun, sığır ve keçi beslenmektedir. Arıcılık gelişme hâlindedir. İpekböcekçiliği yeniden gelişmektedir. Bursa ve Balıkesir’den sonra ipek böceği kozası en çok bu ilde yetiştirilir. Geçmişte ise ipekböcekçiliği çok daha ileri durumda bulunuyordu.

Ormancılık: Bilecik ilinin yarısına yakını ormanlıktır. Bunların ancak yarısı baltalık, yarısı ise normal, koruluk ve bozuk koruluktur. Her sene 200 bin metreküpe yakın yakacak odun ve 150 bin metreküpün üstünde imâlatta kullanılan kerestelik odun elde edilir.

Mâdenler: Seramik ve cam sanâyiinde kullanılan kil, kaolin ve feldispat Bilecik’te çok zengindir. Bilecik’te “Bilecik taşı” ismi verilen mermer (kireç taşları) meşhurdur. Vezirhan ve Kösedere’de çıkarılan pembe ve beyaz somaki mermerler; Hırtılar ve Külümbe köylerinde çıkarılan kırmızı, pembe ve şeftâli renkli somaki mermerler ile Söğüt’te çıkarılan siyah benekli beyaz mermerler aranan mermerlerdir.

Sanâyi: Bilecik son 10 sene içinde sanâyi bakımından çok gelişmiştir. Yakın bir gelecekte ise Bilecik Türkiye’nin mühim bir sanâyi bölgesi olmaya namzettir. Hâli hazırda mevcut olan sanâyi tesisleri tarım, orman ve seramiğe dayanır.

Başlıca fabrikalar: Yem fabrikaları, şerbetçi otu hublon fabrikaları, seramik fabrikaları, yedek parça fabrikası, şofben ve radyatör üreten demir- döküm fabrikaları, teneke fabrikası, kâğıt fabrikaları, su tesisatı malzemeleri üreten fabrikalar, vinleks halı ve yer döşeme fabrikası, büsküvi fabrikası, ipekli dokuma fabrikaları, defter fabrikası, ambalaj kâğıdı ve sandığı fabrikaları ile 500’e yakın küçük işletme tesisleri vardır. Dericilik ve bıçakçılık, mermer, tuğla, seramik ve tahta işlemecilik çok ileridir. Ulaşım: Bilecik ulaşım bakımından kavşak bir noktadadır. Her bölgeden kolayca ulaşılacak durumdadır. İstanbul-Eskişehir karayolu Bilecik’ten; Haydarpaşa-Eskişehir demiryolu Bozüyük, Bilecik istasyonu ve Osmaneli’nden geçer.

Nüfus ve Sosyal Hayat 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 175.526 olup, 90.373’ü ilçe merkezlerinde, 85.153’ü köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 4321 km2 olup, nüfus yoğunluğu 40’dır. İl toprakları içinde kalan bütün coğrafî isimler Oğuz-Türkmen boylarından kalmadır. Atasözleri, mânileri, masal, efsâne, halk türküleri ve halk oyunları bakımından çok zengindir. Karaçeli, zeybek oyunu meşhurdur. Folklorda Osmanlı tesiri büyük olup, dürüstlük, kahramanlık ve mertlik hâkimdir. Mahallî kıyâfeti kadınlarda şalvar, işlik, oyalı yün çorap ve üç etektir. Erkekler kollu cepken ve günlük, belde kuşak ve işlemeli dizlik giyerler. Mahallî yemeği Bilecik Lokması’dır. Bölgede ipek ve kadife işlemeciliği, kilim ve heybe dokumacılığı ileridir.

Eğitim: Okur-yazar nisbeti % 80’dir. Bütün köylerinde ilkokul vardır. İlde 16 anaokulu, 280 ilkokul, 20 ortaokul, 8 lise ile 9 meslek lisesi ve (makina, elektrik ve seramik bölümlerinde) 1 yüksek okulu vardır. İlçeleri Bilecik ilinin, Merkez, Bozüyük, Gölpazarı, İnhisar, Osmaneli, Pazaryeri, Söğüt ve Yenipazar olmak üzere sekiz ilçesi vardır. Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 43.548 olup, 23.273’ü ilçe merkezinde, 20.275’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 23, Küplü bucağına bağlı 9 ve İlyasbey bucağına bağlı 18 köyü vardır. İlçe topraklan genelde dağlıktır. İlçenin en yüksek noktası 1150 m yüksekliğindeki Dokuz Öküz Tepesidir. Dağlardan kaynaklanan sulan, Karasu Çayı toplar. Dağlar, genelde koruluk durumundaki ormanlarla kaplıdır. 1000 m yüksekliği aşan bölümlerde karaçam ve kayın ormanları vardır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. En çok şerbetçi otu yetiştirilir. Meyve ve sebzecilik gelişmiş olup, yetiştirilen ürünler tâze olarak İstanbul ve Ankara’ya gönderilmekte bir kısmı da konserve fabrikasında işlenmektedir. Ayrıca ipekböceği koza üretimi yapılmaktadır.

İlçe merkezi, ortalama yüksekliği 320 m olan Kırklar, Rasattepe ve Devdağı denilen tepelerin arasında kurulmuştur. Eski Bilecik, şimdiki yerleşim merkezinin güneydoğusunda Gugukluk ve Dabağhâne dereleri boyunca çukur bir alanda, Edebâli Câmii ve türbesi çevresinde kurulmuştu. Kurtuluş Savaşında eski Bilecik tamâmıyla yakılıp yıkılmıştır. Günümüzde sâdece Edebâli Câmii ve türbesi sağlamdır. Eskişehir-İstanbul karayolu ilçe merkezinin ortasından geçer. İstasyon il merkezinden 5 km uzaktadır.

Bozüyük: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 48.193 olup, 33.162’si ilçe merkezinde, 15.031 ‘ı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 28, Dodurga bucağına bağlı 15 köyü vardır. Yüzölçümü 842 km2 olup, nüfus yoğunluğu 56’dır. İlçe toprakları genelde engebelidir. Orta kesiminde kuzeybatı-güneydoğu istikâmetinde Bozüyük Ovası yer alır. Sakarya’yı besleyen küçük çay ve dereler ilçe topraklarını sular. Bunlardan biri olan Sarısu Çayı üzerinde Dodurga Barajı vardır. Ekonomisi tarım ve sanâyiye dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri; tahıl, şekerpancarı, ayçiçeği, mısır, patates ve şerbetçi otudur. Orman bakımından zengin olmasına rağmen ormancılık fazla gelişmemiştir. Pancar üretimine dayalı büyük baş hayvancılığı yapılır. İlçede sanâyi çok gelişmiştir. Başlıca sanâyi kuruluşları şofben ve radyatör üreten demir döküm fabrikası, kâğıt fabrikası, sıhhî tesisat malzemesi üreten fabrika, büsküvi fabrikası, halı ve yer döşeme fabrikası, teneke fabrikası, sü- merbank seramik fabrikası ve kil tesisleridir. İlçe topraklarında bulunan kil, kaolin ye feldispat yatakları özel kuruluşlar tarafından işletilmektedir. İlçe merkezi Boztepe ve Kızıltepe’nin güney eteklerinde kurulmuştur. Bilecik’in en gelişmiş ve nüfus bakımından en büyük yerleşim merkezidir. Bozüyük karayolu bakımından bir kavşak noktası durumundadır. Eskişehir-İstanbul, Eskişehir-Bursa ve Kütahya-İstanbul karayolu ve İstanbul-Eskişehir demiryolu ilçe merkezinden geçer. Söğüt’ün bir nâ- hiyesi iken, 1926’da ilçe oldu. Belediyesi 1890’da kurulmuştur. İl merkezine 40 km mesâfededir.

Gölpazarı: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 15.033 olup, 6119’u ilçe merkezinde, 8914’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 47 köyü vardır.

İlçe toprakları çok yüksek olmayan engebeli bir arâzidir. En yüksek noktası ilçe merkezinin güneyinde yer alan Ortadağ’dır (1225 m). Sakarya Nehri ile kolları olan Göynük Çayı, Akçay ve Değirmendere ilçe topraklarını sular. Gölova ismiyle bilinen Gölpazarı Ovası, alüvyonlarla kaplı bir bölgedir. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, ayçiçeği, buğday, arpa ve üzümdür. Hayvancılık ilçe ekonomisinde önemli yer tutar. Koyun, keçi ve sığır beslenir. İlçe merkezi, İstanbul-Eskişehir kara ve demir yollarından 28 km doğuda düz bir arâzide kurulmuştur. Küçük bir yerleşim merkezidir. İl merkezine 40 km mesâfededir. Belediyesi 1926’da kurulmuştur. İnhisar: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 8042 olup, 1526’sı ilçe merkezinde, 6516’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 12 köyü vardır. İlçe toprakları Sakarya Vâdisinde yer alır. Sündüken Dağları, ilçenin güneyinde uzanır. Sakarya Nehri ilçe topraklarının ortasından geçer. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Sakarya Nehrinin iki yakasında meydana gelen alüvyonlu düzlüklerde meyve ve sebzecilik yapılır. İklimi müsâit olduğundan dört mevsim ürün alınır. Bağcılık ve ipekböcekçiliği gelişmiştir. İlçe merkezi Sündüken Dağlarının eteklerinde kurulmuştur. Sündüken Dağları karaçam ormanları ile kaplıdır. Söğüt’e bağlı bir bucakken, 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kânunla ilçe merkezi hâline getirildi.

Osmaneli: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 18.118 olup, 8704’ü ilçe merkezinde, 9414’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 26 köyü vardır. Yüzölçümü 526 km2 olup, nüfus yoğunluğu 34’dür. İlçe toprakları, 1000 metreyi geçmeyen engebeli bir alan üstünde yer alır. Kuzeyinde Samanlı Dağları, batısında Avdan Dağı yer alır. İlçe toprakları akarsular ile derin şekilde yarılmıştır. İlçe topraklarından kaynaklanan sular, Sakarya Irmağına karışır. Ekonomisi tarım ve sanâyiye dayanır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, buğday, üzüm ve arpadır. Ayrıca az miktarda ayçiçeği, ayva, elma ve baklagiller yetiştirilir. Mer’acılık yöntemiyle hayvancılık gelişmiştir. İpekböcekçiliği eski önemini devâm ettirmektedir. Son yıllarda yapılan fabrikalarla sanâyisi gelişmiştir. Kalorifer radyatörü döküm fabrikası, halı ipliği ve halı dokuma tesisleri, yağ ve ipek dokuma fabrikaları başlıca sanâyi kuruluşlarıdır. İlçe merkezi Sakarya Vâdisinin genişlediği bir bölgede, nehrin güneyinde kurulmuştur. İlçenin ortasından İstanbul-Eskişehir karayolu, kuzeydoğu kıyısından, İstanbul-Eskişehir demiryolu geçer. İl merkezine 30 km mesâfededir. Belediyesi 1926’da kurulmuştur.

Pazaryeri: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 16.112 olup, 6410’u ilçe merkezinde, 9702’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 24 köyü vardır. Yüzölçümü 333 km2 olup, nüfus yoğunluğu 48’dir. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Güney kesiminde Domaniç Dağlan yer alır. İlçenin önemli dağı 1100 m yükseklikteki Ahi Dağıdır. Dağlardan kaynaklanan suları Kocadere ve Sorgun Çayı toplar. Dağlık bölgeler ormanlarla kaplıdır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tanm ürünleri şerbetçi otudur. Ayrıca az miktarda buğday, arpa, ayçiçeği, elma, ayva ve üzüm yetişir. Sığır besiciliği ve ormancılık ekonomide önemli yer tutar. İlçe merkezi, eski Eskişehir-Bursa yolu üzerinde düz bir arâzide kurulmuştur. İl merkezine 25 km uzaklıktadır. Gelişmemiş küçük bir yerleşme merkezidir.

Söğüt: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 20.412 olup, 9470’i ilçe merkezinde, 10.942’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 24 köyü vardır. İlçe toprakları orta yükseklikte engebeli alanlardan meydana gelir. Doğusunda Sündüken Dağları yer alır. Dağlardan kaynaklanan sular, Sakarya Nehrine dökülür. Yüksek kesimlerinde köknar, karaçam, kızılçam ve san çamdan meydana gelen ormanlar vardır. Buralarda hayvancılık açısından önemli çayırlar yer alır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, üzüm, şeker pancarı, ayva ve arpadır. Hayvancılık ve ipekböcekçiliği ekonomide önemli yer tutar. Çok sayıda sığır ve koyun beslenir. Seramik fabrikası, refrektör fabrikası, kozafilatör fabrikaları ve pekmez atölyesi başlıca sanâyi kuruluşlarıdır. İlçe topraklarında antimon, feldispat, kaolin, kil yatakları vardır. İlçe merkezi Sündüken Dağlarının batı eteklerinde kurulmuştur. Osmanlı Devletinin ilk başkenti olan Söğüt, Türkiye Selçuklu Sultanı Alâ- addîn Keykubât tarafından Ertuğrul Gâzinin Kayı aşiretine kışlak olarak verilmiştir. Osmanlı Devletinin başkenti Bursa olunca, Söğüt nâhiye olarak Eskişehir’e (Sultanönü) bağlandı. Sultan İkinci Abdülhamîd Han zamânında, Bilecik, Ertuğrul sancağına bağlanınca, Söğüt de buna bağlı kazâ oldu. İl merkezine 25 km mesâfededir. İlçe belediyesi 1884’te kurulmuştur.

Yenipazar: 1990 sayımına göre toplam nüfûsu 5970 olup, 1609’u ilçe merkezinde 4361’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 24 köyü vardır. Gölpazanna bağlı bir bucak iken, 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kânunla ilçe hâline getirildi. İlçe toprakları orta yükseklikte engebeli alanlardan meydana gelir. Değirmendere Vâdisinin genişlediği yerde Yenipazar Ovası yer alır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri şekerpancarı, buğday, arpa ve üzümdür. Hayvancılık ilçe ekonomisinde önemli yer tutar. Yüksek kesimlerinde kızıl ve kara çam ormanları vardır. İlçe merkezi Değirmendere Çayının kıyısında tepe üzerinde kurulmuştur. Köy görünümünde küçük bir yerleşim merkezidir. Târihî Eserler ve Turistik Yerleri Bilecik fevkalâde tabiî güzelliği, zengin târihî hazîneleri, şifâlı içme ve kaplıcaları ile turizm bakımından eşsiz bir yer olmasına rağmen, turistik tesislerin yetersizliği sebebiyle bu imkânını değerlendiremeyen bir ildir.

Orhan Gâzi Câmii: Bir tepe üstünde, Osman Gâzi Câmiinin 300 m kuzeyindedir. Orhan Gâzi yaptırmıştır. Yunan işgâli sırasında yıkılmış ise de sonradan tâmir ettirilmiştir. İlk günkü hâliyle zamânımıza kadar gelmiştir.

Osman Gâzi Câmii: Orhan Gâzi tarafından babası adına yaptırılan câmi, küçük vadide sun’î bir tümsek üzerindedir. Yunanlılar tarafından tahrip edilen ve tâmir görmeyen câminin günümüzde kuzey duvarıyla minâresi ve avlu duvarlarının pek azı ayakta kalmıştır.

İmâret: Orhan Gâzi tarafından fakirlere yemek dağıtılmak üzere yaptırılmış bir tesistir. OsmanlI mîmârîsinin ilk eserlerinden biri olması bakımından târihî önem ve değeri büyüktür. Yunanlılar tarafından tahrip edilen ve tâmir görmeyen bu imâret, Orhan Gâzi Câmii karşısında, Eski Kabristan’ın içindedir.

Emirler Câmii: Bilecik’in doğusunda, Emirler Mahallesindedir. Yunan işgâli sırasında yakılmıştır. Yıkıntı hâlinde olan câminin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Minâresinin şerefe korkulukları ve külahı yıkılmış durumdadır. Akkaldırım Câmii: İstiklâl Mahallesindedir. Günümüzde sâdece minâresi kalmıştır.

Köprülü Mehmed Paşa Câmii: Vezirhan’da- dır. Bilecik-İstanbul karayolu üzerindedir. 1655’te Köprülü Mehmed Paşa tarafından yaptırılmıştır. Ertuğrul Gâzi Mescidi: Söğüt ilçesindedir. Günümüze Ertuğrul Gâzi dönemindeki biçimiyle ulaşmamıştır.

Mihal Bey Câmii: Gülpazan’ndadır. Gâzi Mihal Bey tarafından yaptırılmıştır. Yanında bir han ve hamam vardır.

Çelebi Mehmed Câmii: Söğüt’tedir. Çelebi Sultan Mehmed tarafından yaptırılmıştır. Geçirdiği tâmirler yüzünden ilk yapıldığı şekli değişmiştir.

Hamidiye Câmii: Sultan İkinci Abdülhamîd Han 1889’da yaptırmıştır. Söğüt ilçesindedir. Kasım Paşa Câmii ve Külliyesi: 1525-1528 târihleri arasında Kasım Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bozüyük’tedir. Sıbyan mektebi, imâret ve mutfak, medrese, kervansaray ve hamamdan meydana gelen külliyenin medrese, kervansaray ve hamam kısmı yıkılmıştır.

Ertuğrul Gâzi Türbesi: Söğüt’te, Söğüt-Bilecik yolu üzerindedir. Türbede, Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gâzinin babası Ertuğrul Gâzi yatmaktadır. Ormanlık bir arâzidedir. Osmanlı yapısı olan türbede 700 seneden beri askerî ve millî tören yapılır.

Edebâlî Türbesi: Bilecik’tedir. Osman Gâzinin kayınpederi, âlim ve velî olan Edebâlî hazretlerinin yattığı türbe. On dördüncü asır Osmanlı mîmârîsinin tipik bir örneğidir. Ahşap bir ev manzarası arz eder. Türbe içinde kızı Mal Hâtun’un da kabri vardır. Eskişehir’de de Edebâlî’nin olduğu bildirilen bir türbe vardır.

Said Bey Çeşmesi: Söğüt’tedir. Kaymakam Said Bey tarafından 19. asırda yaptırılmıştır. Son dönem Osmanlı mîmârîsinin en önemli örneklerindendir.

Ayşe Hâtûn Çeşmesi: Orhan Gâzi Câmiinin yakınlarındadır. 1813’te Bilecik Ayanı Hikmet Ağanın annesi Ayşe Hâtûn tarafından yaptırılmıştır.

Bilecik Kalesi: Hamsu Deresi kenarında sivri bir kaya üzerinde olup, harâbe hâlindedir.

Mesire Yerleri: Ertuğrul Gâzi Türbesi civârındaki orman, Yediler Korusu (Bozüyük’e 7 km uzaklıkta), Türbin Mesire yeri, Küslük Çayırı,Abbaslık köyü ve Bozcaarmut Köyü Ormanları, Karasu Vâdisi, Kazanbattı Çağlayanı, Küsnük Çayırı ve Başpınar Mesire yerleri başta gelenleridir.

Kaplıcaları: Sıcak su kaynakları açısından zengin değildir. Çaltı (Aşağı Hamam)

Kaplıcası: Söğüt ilçesinin Çaltı köyündedir. Banyo ve içme kürleri çıban, kaşıntılı deri hastalıkları ve romatizmaya iyi gelmektedir.

Selçik İçmeleri: Osmaneli ilçesine 3 km uzaklıktadır. İçme kürleri, mîde, barsak, karaciğer ve idrar yolları hastalıklarına iyi geldiği gibi, böbrek ve mesâne taşlarının eritilmesinde, düşürülmesinde de etkilidir.

ya

 

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*