Etki düzeyi her insanda aynı düzeyde mi oluyor? Değilse bu etki neye göre değişmektedir?
Aynı mesaja maruz kalan farklı insanlarda etki düzeyinin aynı olması elbette beklenemez. Kişinin hayat alanı, o güne kadar aldığı ahlaki eğitim ve manevi cephesi, inancı, değerleri, kültür düzeyi gibi daha birçok faktör bilinçaltına gelen mesajlara yön vermektedir.
Bilinçaltı mesajlarından etkilenme oranı ise kişinin karakteristik yapısına ve çevre şartlarına göre değişim gösterir. Örneğin içe dönük ve asosyal yapıdaki kişiler bu mesajlara karşı daha fazla alıcılık gösterirler. Hatta bu kişilere uzun süreli ve kötü amaçlı mesajların gönderilmesi kişiyi ağır depresyona ve intihara kadar götürebilir.
Diğer yandan bütün insanlık için geçerli olan ve değişmeyen, insan beyninde bilinçaltının tepki verdiği iki önemli olay vardır: “Doğum” ve “Ölüm”. Bi- linçaltımız bu iki şablona (arketip) çok daha fazla tepki veriyor. Ölüm ve Doğum (cinsellik) tüm insanlığın kollektif bilinçaltıdır; hangi ırk, kültür, din ve mezhepten olursa olsun.
Kolektif Bilinçaltı ve arketipler üzerine yaptığı çalışmaları ile bilinen C. Gus- tav Jung’a göre arketipler gördüğümüz
ya da yaptığımız şeyler üzerinde “Düzenleyici bir ilke” rolünü üstlenir. Arketipleri uzaydaki bir kara deliğe benzeten Jung sözlerine şöyle devam eder: “Orada olduğunu yalnızca içine çektiği madde ve ışık sayesinde anlayabilirsiniz”.
Bilinçaltı mesajlarla uğraşan uzmanlar, bilinci aşarak bilinçaltına girmenin o denli kolay olmadığını çok iyi biliyorlar. Bilinci devre dışı bırakan, bilinçaltına anında yansıyan ve kendine cevap bulan doğum ve ölüm temaları ise bütün insanları etkileyebiliyor. O nedenle siz ne kadar bilinçli bir duruş ile: “Bilinçaltı mesajlar beni etkilemez.” gibi akla ve mantığa uygun şeyler söyleseniz de unuttuğumuz bir şey var: “Bilinçaltının etkileme ve harekete geçirme gücü.”