LEZZET ve ŞİFANIN
DEĞİŞMEYEN FORMÜLÜ
“RABBİNfiAL ARISINA ŞÖYLE VAHYETTÎ “DAĞLARDAN, AĞAÇLARDAN VE KURDUKLARI ÇARDAKLARDAN’ EVLER EDİN”…
‘SONRA MEYVELERİN HER TÜRÜNDEN YE VE RABBİ’NİN TOSftİNDA BOYUN EĞEREK-YORU”! ONLARIN KARINLARINDAN TURLU RENKLERDE ŞERBETLER ÇIKAR, ONDAN İNSANLAR İÇİN ŞİFA VAROfR. ELBETTE BUNDA DpŞONEN BİR KAVİM İÇİN BÜYÜK BİR İBRET
Kuran-ı Kerim Nahl suresr, ayetfiS-BSî
KUTSAL METİNLERDEKİ ATIFLAR VE İNSAN HAYATI
İÇİN ONCA FAYDASI BULUNAN BAL, İNSANLAR TARFINDAN KUTSAL BİR YİYECEK OLARAK NİTELENDİRİLMİŞTİR. ASLINDA OLUŞUMU, AĞZIMIZDAKİ TADI, SAĞLIĞIMIZA OLAN KATKISI DİKKATE ALINDIĞINDA BALIN BUNU HAKKETTİM SÖYLEMEK HİÇ DE ZOR DEĞİL
Balın sofraları tatlandıran işlevselliğinin yanında düşünen kavimlere ibretlik bir oluş biçimi olduğunu yine yüce kitaptan öğreniriz. Vızıldayan böceklerin üretkenliğinden, yaratılmışların vızıltılarını bir parça dindirmek için varedilmiş gibidir; bu dünyanın,
“en tatlı gıdası.
Kutsal metinlerde üzerine dikkat çekilen bal, bal anlarının usanmaz çabası, birlikte bir amaca doğru yönelmişlikleri ve her güzellikten faydalı bir şeyi bulup onu leziz bir tada dönüştürebilme maharederinin bize uzanan şeklidir. İslam Peygamberi’nin balın her derde deva olduğunu ve yemek yenirken mudaka bir miktar balın da yenmesini ifade eden hadisleri vardır. Tevrat’ta da balın adı defalarca geçmektedir. Diğer kutsal kitap Incil’de ise; İsa’nın çarmıha gerilip öldürülmesinin ardından, yemden dirildikten sonra ona verilen yiyeceklerin arasında bal da olduğu yazmaktadır. Yapılan araştırmalara göre bal anlarının 30 milyon yıldır var olduğu ve bal yaptığı tespit edilmiştir.
On bin yi 1 öncesine dayanan Cilalı Taş döneminden bu yana ise balın, insanlar tarafından bir gıda olarak kullanıldığı tespit edilmiştir. Konya’nın 50 km kuzeydoğusunda yer alan tarihi Çatalhöyük yerleşiminde, M.Ö. 9.000-8.000 yıllanna ait mimaride, konutlann iç duvar fresklerinde görülen süslemeler,
balın insanlar tarafından tüketildiğini gösteren en erken kanıtlardandır. Bir diğer tarihi kanıt ispanya’dan: İspanya Valencia’da bir mağarada M.Ö. 6 bin yıllannda yapıldığı belirlenen bir duvar resminde bal toplayan anlar ve o balı toplayan bir insan resmedilmiştir.
Bu bilgi de bize göstermektedir ki; o dönemin insanlan, ağaçlara tırmanıp an kovanlanndaki ballan almışlar ve besin olarak kullanmışlardır.
A6IZA BAL ÇALMAK
Kutsal metinlerdeki atıflar ve insan hayatı için onca faydası bulunan bal, insanlar tarafından kutsal bir yiyecek olarak nitelendirilmiştir. Aslında oluşumu, ağzımızdaki tadı, sağlığımıza olan katkısı dikkate alındığında balın bunu hakkettiğini söylemek hiç de
Osmaı aayatı ve
edebiyatnıda da bal önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle Mevlevi kültüründe bal, hemen her yerde kullanılmakta; hem tek başına, hem tadandmcı, hem ilaç hem macun olarak tüketilmektedir. Gündelik hayatın içine o kadar çok girmiştir ki, balı tadan dilde, tadı daim olsun diye deyimler üretilmiştir. Sünnet olan çocuklar çok ağlarlarsa ağızlanna bir parmak bal sürülerek susturulmuş. Dünya acılarına bir sus payı gibi; “Ağzına bir parmak bal çalmak” deyimi buradan gelmektedir. Pek çok divan ve halk şairi bal kelimesini baş köşeye koymuş, atasözlerinde “lezzetli nesne” olarak bala yer verilmiştir.
Osmanlı saraylannda da balın sıklıkla kullanıldığını biliyoruz. Osmanlı tarihinde şeker, erken dönemden beri kullanılmış olsa da bal, ona karşı her zaman yerini korumuştur. Sarayın envanter kayıtlarına baktığımızda 15. ve 17. yüzyıllar arasındaki çeşitli yıllarda 14 ila 65 ton arasında bal tüketildiği görülmektedir. Örneğin büyük Osmanlı Sultanı Fatih Sultan Mehmet döneminde, Fatih Külliyesi misafirhanesine gelen misafirlere, sıklıkla bal ikram edilirdi. Tüm bunlar göstermektedir ki; hem Osmanlı sarayında hem de toplum içerisinde bal, gerek tatlandırıcı olarak, gerek şerbet vapılarak ya da macun şeklinde gerekse çoğal haliyle vazgeçilmez gıdalardan biri olarak kulanılagelmiştir.
: açar bal olur
-“imi? uzandığında soframızda -.İrakta güçlük çekmediğimiz bal;
, • gelene kadar nasıl bir oluşum
irat, o küçücük anlardan
öncelikle bir arının bir çiçeğe doğru
uçması, ondan elverişli nektarı alması, kendi yaratılış bilgisinde hamı ani ayıp dönüştürmesi gerekiyor. Sonrasında ise peteklere depolaması. Nektar seferine çıkan bir işçi an çiçek nektannı hortum şeklini alan dili ile adeta hortumlayarak emer ve midesinde depolar. Bal, anlann bal midesi denilen organlannda enzim ile kimyasal değişime uğrar ve nektann bala dönüşümü başlar. Bu dönüşümle birlikte anlar tarafından kovandaki petek hücrelerine yerleştirilir. Kovandaki hücrelere yerleştirilen ve üzeri mumdan bir kapakla örtülen bal, anlarca sağlanan özel havalandırma sistemi sayesinde bildiğimiz tat ve kıvama gelir. Böyle sıralayınca kolaymış izlenimi verse de bal üretimi çok büyük ve ciddi bir çaba gerektirir. Yaklaşık yanm kilo balın hammaddesi olan ham nektan toplamak için bir kovan dolusu annın bir gün boyunca bitki, çiçek dolaşıp çalışması gerekmektedir. Uçuşan binlerce annm, yanm kilo balatadını veren sabır mıdır, yoksa azim mi dersiniz. Toplanan bu nektann da, ancak bir kısmının bala çevrilerek soframıza geldiğini düşünürsek… Nektardan elde edilen balm miktan, tamamen getirilen nektann şeker konsantre yoğunluğuna bağlıdır. Ancak balı bildiğimiz şekerden ayıran çok önemli bir fark vardır. Şeker ancak sindirim sisteminde değişime u^tomVm^bal ise
NEKTAR SEFERİNE ÇIKAN BİR
İŞÇİ ARI ÇİÇEK NEKTARIM HORTUM ŞEKLİNİ ALAN DİL! İLE ADETA HORTUMLAYARAK EMER VE MİDESİNDE DEPOLAR. BAL ARILARIN BAL MİDESİ DENİLEN ORGANLARINDA ENZİM İLE KİMYASAL DEĞİŞİME UĞRAR VE NEKTARIN BALA DÖNÜŞÜMÜ BAŞLAR.
anahtar ii kış 201 ^
BALIN RENGİ, ŞEKER DENGESİ VE TADINDAKİ FARKLILIK TAMAMEN TOPLANAN NEKTARLARDAN KAYNAKLANIR.
BALIN KOKUSUNU, ÇİÇEKLERDEKİ AROMALI VOLATİN YAĞI VERİR Kİ BU ÖZEL YAĞ AYNI ZAMANDA ÇİÇEKLERE KOKU VEREN UNSURDUR.
sindirime gerek olmadan çok süratli bir şekilde kana karışır. Bal üzerinde yapılan araştırmalarda, bal içerisinde yaklaşık
15 çeşit şeker (bunlardan bazıları fruktoz, glikoz, sakkaroz, maltoz, izamaltoz, erloz, kestoz, melezitz ve rafinozdur) tespit edilmiştir. Balm içeriğinde minerallerin, şekerlerin ve birçok vitaminin yanında az miktarda da olsa hormonlar, çinko, bakır ve iyot da bulunmaktadır. Balın rengi, şeker dengesi ve tadındaki farklılık tamamen toplanan nektarlardan kaynaklanır. Balın kokusunu, çiçeklerdeki aromalı volatin yağı verir ki bu özel yağ aynı zamanda çiçeklere koku veren unsurdur.
HER DERDE DEVADIR BAL
Binlerce yıldır insanın hayatımızda önemli bir yeri olan balın, insan sağlığı için yararlan saymakla bitmez aslında… Öncelikle balın insan sağlığına olan faydalarından birini detaylı olarak irdeleyelim. Balın içeriğinde yeralan yüksek şeker oranından bahsetmiştik. Baldaki şeker, hipertonisitesini arttırdığı için etrafındaki bakterilerin suyunu hipertonik alana çekip bakteri
hücrelerinin büzüşmesini sağlar. Bir antiseptik olarak balın metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) gibi bakterilere karşı etkili olabileceğini savunan tıbbi araştırmalar ve tespider yapılmıştır. Bal içindeki hidrojen peroksitin, tıp alamnda kullanılan hidrojen peroksitten üstün olduğu üp uzmanlarınca tespit edilmiştir. Balm içinde bulunan hidrojen peroksit etkin duruma sulandırmayla gelir.
Yani, bal yara üzerine sürüldüğünde hidrojen peroksit maddesi yavaşça insan vücudunun sıvıları ile sulanır ve yaraya etki etmeye başlar. Yara üzerinde yavaş yavaş aktifleşmesi hem de yapısı itibarıyla tıpta kullanılan hidrojen peroksitten daha düşük bir yoğunluğa sahip olması, mikroplan öldürürken hücrelerin zarar görmemesini sağlar. Yaradanın yaratılmışlara en güzel ikramı olan bal, bazen tıbbi olarak üretilen bir ilaçtan daha etkili olabilmektedir.
Anlar tarafından üretimi zahmetli bir süreç sonrasında gerçekleşen balm insana saymakla bitmeyecek kadar faydası vardır. Balm bir kısım yararlanna göz atarak yazımızı sonlandıralım.BALIN BİNBİR FAYDASI VAR
« Bal her şeyden önce çok iyi bir koruyucudur. Yapısı gereği antibakteriyel özelliğinden dolayı içinde birçok gıda bozulmadan saklanabilir. s Baldaki şeker emilimi en kolay olan şeker olması ve Hazmı gerektirmediğinden kolayca kana geçer. Ve midedeki, mideye rahatsızlık verenfazlalıklan dışarı atar.
0 Kansızlığı giderir: Kanyapıa özelliğinin yanında hastalıktan yeni kalkmışlara kuvvet verir.
• Bal damarları açar. Kalp adalesine faaliyet ve zindelik vermesiyle Kalp Hastalarına faydalıdır.
s Romatizmal hastalıklarda haricen kullanmak hastayı kısa sürede iyileştirir.
® Alerjik vakıalarda pahalı ve zahmetli tedavilerin yerini alacak bir alternatif tedavidir.
• Balın buharı ağrı ve sızılan durdurmaya etki eder.
0 Balın içeriğinde bulunan şekerlerin oksijen ile reaksiyona girdiğinde tam yanma meydana geldiği için kanda daha az atık madde bırakır
• Diğer tatlı ve meyvelerin tersine bal dişleri ve diş etlerini temizleyip parlatan bir macundur.
Ayrıca dişleri ve diş etlerini mikroplardan koruyarak ağızdaki yaralan tedavi eder.
° Balgam söktürür, balgamı keser vücudun pis rutubetini giderir, vücudun direncini arttırıcı özelliği bulunmaktadır.
“ Özellikle sıcak şerbet olarak içilen balın kabızlığın giderdiği tecrübe edilmiştir
0 Bal, gözün görme gücünü arttırdığı ayrıca da nar suyu ile karıştınlıp göze sürme gibi çekilirse, gözün keskin görmesini sağladığı uzmanlar tarafından da tespit edilmiştir.
e Karın ağrısını geçirir Bal şerbeti kann ağnlannı çok kısa bir sürede dindirir.
° İdrar söktürür. Mesane yollannı temizler. İltihabım giderir.
• Bal karaciğer ve göğsü temizler.
Baldaki ciholin karaciğerin fonksiyonunu daha da kuvvetlendirir.
• Bal kanı temizler. Sanlığı kısa sürede iyileştirilmesinde faydası vardır.
• Bal mumu ile birlikte birkaç gün sakız gibi çiğnenirse burun tıkanıklığı ve
bundan dolayı meydana gelen terlemeyi giderir
• Soğuk bal şerbeti ishale çok fay dalıdır.
Kısa sürede durdurur.
• Alaca hastası olanlar 45-60 gün sabah aç kamına bir su bardağı bal şerbeti içerlerse şifa görürler
• Bal cildi güzelleştirir: Vücut bal ile ovulduğunda cilt yumuşar, güzelleşir.
e Saça sürülürse saçlan yumuşatır.
Besler, parlaklık ve canlılık kazandım.
»Bal limonla veya sütle birlikte kanştinlarak içildiğinde nezlenin giderilmesi için çok faydalıdır. a Özellikle çiçek balı gül ile kanştinlarak sabah akşamyenirse akciğer yaralan ve vereme çok fay dalıdır.
• Varislere faydalıdır. Bal vücuda olan varis ve varis yaralanna masaj yapılarak sürülürse çok faydalıdır.
® Bal insandaki kollestrolü düşürmeye etkisi vardır.
8 Balın ilaçlannyan etkisini giderici etkisi vardır
RÖPORTAJ »
“BİR ARI AİLESİ YARIM KİLO BAL İÇİN
10 MİLYON ÇİÇEK GEZER”
İNSANLIĞIN BİNLERCE YILDIR HEM GIDA MADDESİ OLARAK, HEM DE TIBBİ AÇIDAN YARARLANDIĞI BAL VEBAL ÜRETİMİ KONUSUNDA, KARAMAN ARICI YETİŞTİRİCİLERİ DERNEĞİ BAŞKANI GÜRSEL YASAN’IN ÇÖKÜŞLERİME BAŞVURDUK.
GÜRSEL BEY KENDİSİNİ BALA VE ARICILIĞA ADAMIŞ BİR UZMAN. ARICILIĞIN OLMASI GEREKTİĞİ YERE GELMESİ İÇİ HATIRI SAYILIR ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜYOR
Bal üretimi gerek anlar tarafından gerekse analar tarafından zahmetli bir süreç. Bu süreçten kısaca bahseder misiniz?
Evet, balm anlar tarafından üretimi ve ancılann balm üretim sürecindeki çalışmalan zahmetli bir süreç gerçekten. Balm zor üretimi için önceliği anlara verelim. Şöyle bir örnekle anlann an yapmak konusundaki zorlu sürecini anlatabiliriz. 450 gramlık saf balı elde edebilmek için yaklaşık olarak 17.000 bal ansının 10 milyon çiçeği ziyaret etmesi gereklidir. Çok ciddi bir çaba bu! Annm yiyecek aramak için ihtiyaç duyduğu ortalama bir gezinti, yaklaşık olarak 500 çiçek ziyaretini gerektirir ve 25 dakika sürer Bu yüzden 450 gram saf bal elde etmek için anlann 7000 iş saati çalışmalan gereklidir.
Bu zahmetli sürecin diğer önemli ayağı analardır. Analık nedir? Ülke ekonomisine faydası ne kadardır?
Kısaca tarif etmek gerekirse “ancılık” bir amaç doğrultusunda “Anlan kullanabilme ve yönetebilme sanatıdır’ diyebiliriz.
Türkiye’nin her tarafı ancılık için son derece el verişlidir. Ancılık diğer
tanmsal faaliyeder gibi zor olmayan, fazla sermaye istemeyen ve kısa sürede kazanç elde edilebilen bir faaliyettir. Ancılığı ailede her fert yapabilir.
Ancılığı bayanlann, yaşlılann hatta özürlülerin bile rahadıkla yapabileceği görülmüştür. Bu yönüyle de ancılık aile ekonomisine bir yan gelir olarak da düşünülebilir. Hayatımız boyunca, sabahleyin kahvaltınızda, yavrulannızm da pek sevdiği balı bulundurmak ve her yıl beher kovandan 500-1000 liralık bir gelir sağlamak aile ekonomimize büyük katkılar sağlamaktadır. Bir an ailesi, mahalli şarüar ve mevsimin gidişine göre en az 10 kilodan, 70-80 kilograma kadar bal yapar. 1 ila 3 tabi oğul veya suni oğul verir. An sütü, polen, an satışı, ana an üretimi, balmumu üretimi diğer faydalan da vardır.
Türkiye, coğrafi, iklim ve özellikle de bitki çeşitliliği açısından, bal üretimi konusunda elverişli midir ?
Ülkemiz bir ancılık cennetidir denilebilir. Türkiye fiziki yapısı itibanyla dünyada az görülür bir coğrafya sahiptir. Türkiye’nin her tarafı ancılık için son derece el verişlidir. Bu coğrafyanın iklim şartlan ve özellikle de bitki çeşitliliği bütün dünyayı kıskandıracak şekilde bal üretimi ve ancılık için önem kazanmaktadır.
Bitki çeşitliliği demek çiçek çeşitliliği demektir. Türkiye dağ ve yaylalannda da el değmemiş çok güzel bir bitki örtüsü vardır. Aynca da böyle yerlerde kimyasal ilaç kullanılmaması, böyle yerlere endüstriyel anlamda bitkiler ekilmemesi, araçlann gidememesi, bu bitkilerin anlar ve bal üretimi için ne kadar verimli olduğunu göstermektedir. Böyle yerlere anlannı götüren ancılann binlerce çeşit çiçekten elde ettikleri ballann tadı, rengi, kokusu, aroması, şifa değerleri ile balın kalitesi açısından çok önemli özelliklere sahiptir.
Bugün Türkiye’de 60 bine yakın profesyonel ancılık yapan insan,
6 milyon civannda an kovanı bulunmaktadır. Her yıl da yaklaşık 90 bin ton bal üretimi yapılmaktadır.
An koloni sayısı bakımından Çin’den sonra dünyada ikinci sırada olmamıza rağmen bal üretimi bakımından beşinci sırada bulunmaktayız.
Bunun nedeni ülkemizde ancılığm bilinmemesi ve devletin ancılığı yeterince desteklememesidir. Yaklaşık
16 kg / koloni bal verimi ile dünya sıralamasında bir hayli gerilerdeyiz. Halbu ki, bal veren bitkilerin yüzde 72’sinin ana vatanı, an ırklanmn yüzde 22’sinin gen merkezi Anadolu’dur.
Doğru analık nasıl yapılır?
1) Bilgi ve tecrübe
2) Tabiat şartlan
3) Flora durumu
4) Annın özellikleri
5) Kovanlann doğru yerlere yerleştirilmesi… Bunlar ancılığm temel esaslandır. Bunlan bilmeden ve iyice öğrenmeden ancılık yapılırsa insan hem kendi cebine, hem anlara zarar verebilir.
An nasıl bir hayvandır, an üretiminde nasıl bir düzen işler? An ailesinde görev dağılımı nasıldır?
Bal anlan topluluk halinde yaşamlannı sürdüren sosyal böceklerdir. Buna koloni yaşamı demek daha uygundur. Aile yaşamında iş paylaşımı, yardımlaşma ve çalışkanlık temel kuraldır. Normal bir an ailesinde birbirinden farklı 3 değişik birey vardır. Bunlar 1 adet “Ana An” binlerce “İşçi An” ve birkaç yüz kadar erkek andan
oluşmaktadır.
Ana anya ancılar bey an derler. Ancak bey erkeğe has bir vasıftır. Halbu ki “ANA ARI” veya “ECE ARI” dişidir. Doğurgandır. Görevi gözlere yumurta bırakmaktır. Normal bir kovanda yalnız
1 tanedir. Tek vazifesi yumurtlamaktır. Bu suretle de an neslinin devamını sağlar. Ana an, ana an hücresine bırakılan döllü bir yumurtanın larva döneminde İşçi anlarca daha sık ve daha çok an sütü ile özel beslenmesi sonucunda 16 günde yumurtadan çıkar. Ana annın ömrü 3 ila 5 yıldır. En verimli yılı ise ilk 2 yıldır. İki yılda bir kovanın ana ansının yenilenmesinde fayda vardır.
An ailesinde en büyük topluluğu “İŞÇİ ART’lar oluşturur. İşçi anlar ana annm petek gözlerine bırakmış olduğu döllü yumurtadan 21 günde meydana gelirler. Bunlann sayısı kovanın gücüne göre 20.000 ila 80.000 arasında olur. Kovanda bütün işleri yapan, tanzim eden, düzene koyan, bal, an sütü, polen, propolis yapan işçi anlardır. Aralannda düzenli bir iş bölümü vardır. Ömürleri yazın çalışma döneminde 40 ila 60 gün kışın ise 4 ila 6 ay civanndadır. İşçi anlann kovan içi ve kovan dışı olmak üzere iki farklı hizmederi vardır.
1. ve 2. Günler: Bir birinin üstünü, yavru gözlerini temizlerler, birbirini beslerler, yavru gözlerini ısıtırlar.
3., 4. ve 5. Günler: Yaşlı larvalan polen ve bal ile beslerler.
6., 7. ve 11. Günler: An sütü salgılarlar ve genç larvalan an sütü ile beslerler.
12. ve 17. Günler: Mum bezleri gelişir, petek örme, kovan temizliği, havalandırma yaparlar. 13. günden itibaren uçma talimi yaparlar ve uçmayı öğrenirler.
18. ve 21. Günler: Kovan önü bekçiliği yaparlar. Havalandırma yaparlar. 21. günden sonra 35. veya 55. güne kadar da kovan dışında çalışırlar.
An ailesinin diğer üyesi olan erkek anlardan da bahsedelim…
Erkek Anlar, ana annm erkek an gözlerine bırakmış olduğu dölsüz yumurtadan 24 günde meydana gelir. Sayılan 1 kovanda birkaç yüz arasında değişir. Vücut yapısı itibariyle Ana andan kısa, işçi andan daha büyük ve dolgun yapıdadır. Erkek anlann uçuşlan gürültülüdür. Erkek anlann kendini savunacak iğnesi yoktur. Kovan içerisinde erkeklik özelliği gelişmiş bireyler olup tek görevleri çifdeşmemiş ana anlan döllemektir. Besin toplayamazlar, mum ifrazat edemezler. Sonbaharda bal özü taşınmasının sona ermesi ile beraber işçi anlar tarafından kovan dışına atılarak ölüme terk edilirler. Ortalama ömürleri 3-4 aydır.
Anlann bal dışında da üretimleri var; nedir bunlar?
Öncelikle bal, an sütü, polen, propolis, an zehiri ve bal mumu…
Biz “bal arısı’’ ve “eşek ansı” diye 2 çeşit an biliriz, bal arşının da türleri var mi?
Elbette. Bal yapan anlar dört çeşittir. Avrupa Esmer veya Kahverengi An Irkı, İtalyan Ansı, Kamiol Anlan ve Kafkas Ansı. Ülkemizdeki anlar da Kafkas an ırkmdandır.
Bal üretiminde verimi arttırmak için neler yapılmalı sizce?
Önce eğitim. Ancılann bal üretimindeki her aşama konusunda bilgilenmesi, bilinçlendirilmesi gerekir. Anlar ancak 3-5 km. mesafeye gidip gelebilirler. Demek ki an kovanlan anlann bal için beslenebilecekleri floraya, bitki çeşidiliğine sahip bir yerde olmalıdır. Anların yaşamını, davranışlarını iyi bilmek gerekir. Aynca bal üretim araçlanm da bal üretimini arttırmak için modernleştirmek gerekir.
Sırayla gidersek;
1) Kovanlar, sık sık ilaçlama yapılan meyve bahçeleri veya pamuk tarlalannın kenarına konulmamalıdır.
2) Çevrede, anlar için çok zehirli ve uzun süre kakçı etkili tarım ilaçlan kullanılıyorsa, kovanlar önceden mücadele yapılacak alanın en az 7-8 km dışına güvenli bir yere taşınmalıdır.
3) Etki süresi kısa olan zehirli ilaçların tehlikesinden anlan 2-3 gün kadar korumak için, kovanlan uzak mesafelere taşımak yerine, anlar kovanda tutulabilir. Bunun için, uçuş deliğini kapatan takoz çıkartılır ve kafes teli takılarak anlann dışan çıkması önlenir. Ancak anlann içeride kaldığı günlerde, besin ve su gereksinimleri temin edilmelidir.
Peki son olarak Türkiye’de sıklıkla gündeme gelen sahte bal, gerçek bal konusunda düşüncelerinizi alabilir miyiz, nedir, ne yapmalıyız?
(Gürsel bey bir bal kavanozu getiriyor. Kavanozda şekerlenmiş bal var. Açıyor kapağı ve baldan ikram ediyor bize. Bal donmuş yani halk tabiriyle şekerlenmiş…) Bir kere yanlış bilinen çok temel bir şey var. O da şekerlenen balm sahte olduğu algısı. Tam tersine şekerlenen bal iyi baldır. Bal şekerlenir. Çünkü içinde 15’e yakın doğal şeker içerir…
Bu durum artık tüketicide de böyle yanlış bilindiği için bazı bal üreticileri doğal bala kimyasal madde katarlar, şekerlenmemesi için. Aslında bu çok yanlış birşeydir. Çünkü katkı maddesi katılan o bal, artık doğal bal değildir. Tüketicilerin bu konuda yanıldığını söylememiz lazım. Bal krîstalize olunca balda şeker katkısı var zannedilir. Aksine doğal bal şekerlenir, yani kristalize olur. Zeytin yağının donması gibi donarsa bal, hakiki baldır. Bazı çiçek ballan tamamen donar. Halbuki, soğuk havada bal donmuyorsa endişelenmek gerekir, çünkü muhtemelen o bal sahtedir. Gerçek bal kaşıkla alındığı zaman kesintisiz gelir. Akarken de kesintisiz, ip gibi akar. Kesik kesik akan bal ise büyük ihtimalle sahtedir veya şeker takviyelidir. Ancak kestane balı ve çam balı kolay donmaz, ancak çok soğukta donar.
Şunu konuda da tüketiciyi uyarmamız lazım; reklamlarda görüyoruz, neredeyse kavanoz fiyatına bal satanlar var. Mümkün değil, bu fiyatlara bal satılamaz. Tüketici tanıdığı, bildiği üreticiden bal almalı. Günümüzde içinde bal olmayan, tamamen suni bal bile üretilebiliyor. Şeker şerbeti, esans vb. karışımlarla hazırlanmış yapay bal yapılıyor. Ucuz diye aldığınız bal, bal olmayabilir. Tekrar hatırlatmakta fayda var; balı, mutlaka bildiğiniz üreticilerden alınız.
* Divle Peyniri dosyamız için yaptığımız Divle gezimizde de bize mihmandarlık yapan Gürsel Bey’e kathlan için içtenlikle teşekkür ediyoruz.