BİTKİSEL İLAÇ HAMMADDELERİ VE TÜRKİYE’NİN TIBBİ BİTKİLER YÖNÜNDEN DURUMU

BİTKİSEL İLAÇ HAMMADDELERİ VE TÜRKİYE’NİN TIBBİ BİTKİLER YÖNÜNDEN DURUMU

 

I

” laç hammeddeleri doğal veya sentetik köken­li olup, doğal kökenli ilaç hammeddeleri hayvanlardan, minerallerden, yüksek bitkilerden ve bitkisel mikroorganizmaların fermantasyon ürünlerinden elde edilmektedir.

Tıpta kullanılan hayvansal kökenli etken maddeler organextraktlari, kurutulmuş salgı bez­leri, belirli hormonlar, fermentler ve antitoxin- lerdir.

Terapide değerli hammedeler için önemli diğer bir kaynak da yüksek bitkilerdir. Bitkisel kaynaklı ilaç hammaddelerinden Morfin, Hyosc- yamin, Ergobasin, Ergotamin, Strophantin, Digi­toxin v.b. gibi türlerin sentezleri yapılamamıştır. Diğer bir grup bitkisel etken maddelere ise yarı sentetik ilaçların yapımında başlangıç maddesi olarak gereksinme vardır. Yarı sentez denilen yöntem bugün ilaçların hazırlanışında önemli bir yer tutmaktadır. Yarı sentez kısaca bitkiden elde edilen bir bileşiğin kimyasal yapısının küçük değişikliklere uğratılmasıdır.

Tam sentetik ilaç hammeddelerine gelince; bunların bir kısmı doğal ürünlerle aynı yapıdadır (örneğin Papaverin, Efedrin), diğer bir kısmı ise doğal maddelere sıkı sıkıya bağlı kalarak gelişti­rilmişlerdir (örneğin Cocain: lokal anestetikler, Saligenin: Salisilik asit derivatları, Morfin: Zentralanalgetikler). Diğer geniş bir sınıfı ise doğal maddelere dayanılmadan genellikle te­sadüfi gözlemlerle keşfedilmiş sentetik ilaç hammeddeleri oluşturmaktadır.

Bitkisel İlaç Hammedeleri

Bitkisel ilaç hammaddeleri bitkilerin metabo­lizma ürünleri olup, bitki içinde depo edilirler veya dışarıya salgılanırlar (örneğin bazı balsam ve reçineler gibi) veyahutta bazı antibiyotikler gibi fermantasyon sıvısı içeriğindedirler. Her metabolizma ürünü ilaç hammeddesi olmadığı gibi terapatik değerdeki etken maddelerde diğer bir çok metabolizma ürünleriyle birlikte bulu­nurlar. Morfolojik ayrılıklar gösteren bitkilerde kimyasal bileşimler bakımından organdan organa farklılıklar vardır. Bundan dolayıdır ki, terapatik etkenliği bulunan madde genellikle belirli bir organda daha fazladır.

Bitkisel ilaç hammedeleri:

  1. Yaş bitki veya yaş bitki organlarının,
  2. Droglar’ın (kurutulmuş bitki kısımları).
  3. Bitkilerden izole edilen saf maddelerin işlenmesi sonucu elde edilirler.

önemli bazı bitkisel etken maddeler ve tıpta kullanılma alanları şöyle sıralanabilir:

a)  Alkaloidler: Azot içeren bazik bileşikler­dir. Bitkilerde genellikle organik asitlere bağlı olarak bulunurlar. İlk bitkisel alkaloid olarak Morfin 1803 yılında keşfedilerek Alkaloid kimyası bundan sonra geliştirilmiştir. Ana alkaloidin yanı sıra bitkilerde genellikle yan alkaloidlerde bulu­nur. Alkaloidlerin çoğunluğu sinir sistemi üzerine etki ederler. Ağrı dindirici, kısmen uyuşturucu, antispazmatik, bazen kan dolaşımını uyarıcı veya kan dindirici özellikleri vardır. Bazı önemli alkaloid bitkilerine örnek olarak Papaver somni- ferum, Atropa belladonna, Hyoscyamus türleri verilebilir.

b)  Glikozidler: Kimyasal olarak bir şeker ve bir alkol yada fenolden oluşan bileşiklerdir. Terapatik yönden ilginç glikozidlere örnek olarak arctostaphylos uva-ursi yapraklarındaki Arbutin, bazı salix türlerindeki salicin, Rheum palmatum ve Rhamnus franguladaki Anthraglikozidler ve­rilebilir. Mavi ve kırmızı çiçek ve meyve renklerini veren Anthozyanlar da glikozidlerdir. Flavon glikozidler bu glikozidlere çok yakın olup, bir kısmı tansiyon yükseltici diğer bir kısmıda idrar söktürücü etkinliğe sahiptir (Prunusspinosa, Calluna vulgaris ve Polygonum aviculare flavon glikozidleri içeren bitkilerdir).

Kalp üzerine olan etkenlikleri nedeniyle digitaloid glikozidlerin tıbbi önemi daha fazladır Strüktürleri Sterinlere (Kolesterin, Vitamin D) benzeyip Digitalis, Convallaria, Adonis ve Hel- leborus niger bu grup bitkilerdendir. Diğer önemli bir glikozid grubunu da Saponinler (sapo lat = Sabun) oluşturmaktadır, önemli Saponin bitkileri Saponariaofficinalis ve Primula veris’dir.

c)    Eterik yağlar: Eterik yağ içeren bitkiler kokularından belli olup, eterik yağ miktarı ekolojik koşullar ve hasat zamanına göre değişir. Genellikle eterik yağ komponentleri isoprene yakın olan terpenlerdir. Yerel olarak kan dolaşı­mını hızlandırıcı özelliği nedeniyle tıpta kullanı­lır. Ayrıca bazı eterik yağlarında yaraları iyileşti­rici (Matricaria chamomilla), antispazmatik ve solunum organlarında sekresyon uyarıcı -(Foeni- culum ve Pimpinella anisum gibi) özellikleri vardır. Diğer önemli eterik yağ bitkileri Salvia, Arnica, Thymus, Mentha ve Artemisia absinthi- umdur.

d)   Acı maddeler: Kısmen glikozid, kısmen- de terpenler grubuna girerler. Alkaloidler gibi tadları acı olmakla beraber bileşimlerinde azot bulunmaz. İştah açıcı ve buna bağlı olarakta hazım düzeltici etkileri vardır. Tipik acı madde bitkileri Gentiana centaurium minus ve Cnicus benedictusdur.

e)   Debağ maddeleri: Protein çökeltici etki­siyle hayvansal postu deriye çeviren bitkisel maddelerin tümüne verilen isimdir. Tıpta da bu adstringierend etkiden faydalanılmaktadır, ör­neğin ağız ve diş eti iltihaplarında gargara veya bağırsak enfeksiyonlarında içten etkili olarak kullanılmaktadır. Debağ maddeleri bitkileri ör­neğin Vaccinium myrtillus, Agrimonia eupatoria, Quercus türleri ve Juglans regia gibi bitkilerdir.

Türkiye’nin Tıbbi Bitkiler Yönünden Durumu

Türkiye’nin baharat ve ilaç bitkileri gereksi­nimi bu bitkilerin floradan toplanması, sökülmesi şeklinde karşılanmaktadır. Endüstri ülkelerinin ilaç, baharat, kozmatik ve içki yapımında kullandıkları ilaç ve kokulu bitkilere olan ihtiyaçlarının devamlı artması Türkiye’nin eski- denberi ihracatını yaptığı Glyzyrrhiza glabra (Meyan kökü) ve Laurus nobilis (Hakiki defne) gibi bitkilerin yanısıra bu tip daha başka bitki- leride ihraç etme olanağını yaratmıştır. Bu durumda yumru, soğan ya da kökleri kullanılan bitkilere ihtiyaç olduğu takdirde, yurttaki bu bitki rezervelerinin ticari amaçla toplamalar sonucu önemli miktarda azaldığı saptanmıştır. Yaprak ve tohumları kullanılan pek çok bitki türlerinde de memleketin rezervesi çok zengin olması dolayı­sıyla bu yönden pek sakınca görülmediği halde, örneğin Thymus (kekik) ve Salvia (Adaçayı) gibi bitkilerde de nesil azalması tehlikesi başgöster- miştir.

Bütün bunların yanısıra aşağıda sözünü ettiğimiz nedenlerden dolayı da, yaprak ve tohumları kullanılan bitkilerde dahil Tıp ve Baharat bitkilerinin düzenlenmiş bir şekilde yetiştirilmesi arzusu meydana çıkmaktadır. Her şeyden önce dünya pazarları ihraç edilen bitkilerde kalite ve saflık, yani standartlık aramaktadır. Türkiye’de bu şekilde kültürü yapılan bitkiler mevcuttur, örneğin Papaver somniferum (Haşhaş) ve Pimpinella anisum (Anason) gibi. Diğer bitki türlerininde yetiştirme tekniği, elde edilecek drogların kalitesi yönün­den ekolojik etkenlik ve sekunder metabolizma­ları arasındaki ilişkiler hakkında bilgi edinmek şarttır.

Yukarıda bahsedilen konuların detaylı bir şekilde incelenmesi sonucunda diğer Tıp ve Baharat bitkilerinin de kültürü Türkiye’de müm­kün olacaktır.


 

 

Hiçbir şey iyi bir kitap kadar insanı kendisinden ayıramaz.

S. de BEAUVOIR

Yazmak geleceği görmektir.

Kendimizden nekadar habersiz olduğumuzu, yazdıklarımızı tekrar okurken anlarız.

Paul VALERY


c)    Eterik yağlar: Eterik yağ içeren bitkiler kokularından belli olup, eterik yağ miktarı ekolojik koşullar ve hasat zamanına göre değişir. Genellikle eterik yağ komponentleri isoprene yakın olan terpenlerdir. Yerel olarak kan dolaşı­mını hızlandırıcı özelliği nedeniyle tıpta kullanı­lır. Ayrıca bazı eterik yağlarında yaraları iyileşti­rici (Matricaria chamomilla), antispazmatik ve solunum organlarında sekresyon uyarıcı -(Foeni- culum ve Pimpinella anisum gibi) özellikleri vardır. Diğer önemli eterik yağ bitkileri Salvia, Arnica, Thymus, Mentha ve Artemisia absinthi- umdur.

d)   Acı maddeler: Kısmen glikozid, kısmen- de terpenler grubuna girerler. Alkaloidler gibi tadları acı olmakla beraber bileşimlerinde azot bulunmaz. İştah açıcı ve buna bağlı olarakta hazım düzeltici etkileri vardır. Tipik acı madde bitkileri Gentiana centaurium minus ve Cnicus benedictusdur.

e)   Debağ maddeleri: Protein çökeltici etki­siyle hayvansal postu deriye çeviren bitkisel maddelerin tümüne verilen isimdir. Tıpta da bu adstringierend etkiden faydalanılmaktadır, ör­neğin ağız ve diş eti iltihaplarında gargara veya bağırsak enfeksiyonlarında içten etkili olarak kullanılmaktadır. Debağ maddeleri bitkileri ör­neğin Vaccinium myrtillus, Agrimonia eupatoria, Quercus türleri ve Juglans regia gibi bitkilerdir.

Türkiye’nin Tıbbi Bitkiler Yönünden Durumu

Türkiye’nin baharat ve ilaç bitkileri gereksi­nimi bu bitkilerin floradan toplanması, sökülmesi şeklinde karşılanmaktadır. Endüstri ülkelerinin ilaç, baharat, kozmatik ve içki yapımında kullandıkları ilaç ve kokulu bitkilere olan ihtiyaçlarının devamlı artması Türkiye’nin eski- denberi ihracatını yaptığı Glyzyrrhiza glabra (Meyan kökü) ve Laurus nobilis (Hakiki defne) gibi bitkilerin yamsıra bu tip daha başka bitki- leride ihraç etme olanağını yaratmıştır. Bu durumda yumru, soğan ya da kökleri kullanılan bitkilere ihtiyaç olduğu takdirde, yurttaki bu bitki rezervelerinin ticari amaçla toplamalar sonucu önemli miktarda azaldığı saptanmıştır. Yaprak ve tohumları kullanılan pek çok bitki türlerinde de memleketin rezervesi çok zengin olması dolayı­sıyla bu yönden pek sakınca görülmediği halde, örneğin Thymus (kekik) ve Salvia (Adaçayı) gibi bitkilerde de nesil azalması tehlikesi başgöster- miştir.

Bütün bunların yamsıra aşağıda sözünü ettiğimiz nedenlerden dolayı da, yaprak ve tohumları kullanılan bitkilerde dahil Tıp ve Baharat bitkilerinin düzenlenmiş bir şekilde yetiştirilmesi arzusu meydana çıkmaktadır. Her şeyden önce dünya pazarlan ihraç edilen bitkilerde kalite ve saflık, yani standartlık aramaktadır. Türkiye’de bu şekilde kültürü yapılan bitkiler mevcuttur, örneğin Papaver somniferum (Haşhaş) ve Pimpinella anisum (Anason) gibi. Diğer bitki türlerininde yetiştirme tekniği, elde edilecek drogların kalitesi yönün­den ekolojik etkenlik ve sekunder metabolizma­ları arasındaki ilişkiler hakkında bilgi edinmek şarttır.

Yukarıda bahsedilen konuların detaylı bir şekilde incelenmesi sonucunda diğer Tıp ve Baharat bitkilerinin de kültürü Türkiye’de müm­kün olacaktır.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*